Siyaset Felsefesi Siyaset Arapça kökenli bir kelimedir. Yönetmek anlamına gelir. Batı dillerinde kullanılan politika ise eski Yunanca’da şehir ile ilgili işlerin idaresi anlamında “polis” kelimesinden gelmektedir. Günümüzde siyaset yönetim ile ilgili işlerin bütününü ifade etmektedir. Siyaset olgusuna yönelmeleri bakımından bilim ve felsefe arasında farklılıklar vardır. Siyaset Bilimi Siyasal güçlerin nasıl ve hangi koşullarda
Dil ve Toplum İlişkisi Bir arada yaşayan insan topluluklarının “toplum” niteliğine kavuşabilmesi için gerekli en temel öğelerden biri, hiç kuşkusuz dildir. Çünkü toplumlar, aralarında birçok yönden “ortaklık” bulunan toplulukların oluşturduğu yapılardır. Kültür, tarih, soy, inanç ve dil gibi ortaklıklar, toplumları oluşturan “temel yapı taşları” olarak kabul edilebilir. Bu yapı
Milli Bilinç Yoksunluğu Tarihte destanlar yazan Türk ulusu, binlerce yıllık tarihi içerisinde kazandığı büyük başarılarla yoğrularak olgunlaşmış bir kişiliğe sahip bireylerden oluşur. En güç durumlarda, kimsenin ummadığı kadar büyük başarılar elde eden bizler, gücümüzü olgunlaşmış kişilik yapımızdan ve yüksek düzeyde milli bilince sahip olmamızdan almışızdır. Fakat küreselleşen dünyanın etkileriyle
Bilgisayar Bağımlılığı Bilgisayarın yaşantımıza girmesiyle birlikte kuşkusuz onun işlevleriyle birçok şey daha kolay hâle geldi. Özellikle devlet dairelerinde bilgisayarların kullanımıyla hem zamandan tasarruf ediliyor hem de bazı kayıtlar artık bilgisayar belleklerine kaydedilerek gereksiz kağıt israfı yapılmamış olunuyor. Devlet dairelerindeki kolaylıklar, toplumuzun yaşam biçimini de olumlu yönde etkiliyor. Her ne
Türkçeye Karşı Sorumluluklarımız İnsanlar genellikle sorumlu oldukları bazı davranışlardan kaçmak için topu başkalarına atma eğilimi içerisine girerler. Toplum içerisinde bunun örneklerine bolca rastlayabilirsiniz. Bir sokaktaki kanalizasyon borularından birisi patlar, herkes “Ya birileri mutlaka söylemiştir / söyler.” diyerek kendisini sorumlu hissettiği bazı davranışlardan kaçınır. Veya bir sokak lambası patlar; ama
Nâzım Hikmet: Toplumcu-gerçekçi çizgi Cumhuriyet sonrası Türk şiirinde asıl yenilik Nazım Hikmet’le gelir. Sağlıklı, biçim ve özde devrim yapan bir yeniliktir bu. Ölçüyü atan Nazım Hikmet’tir, özü biçimin bağlarından kurtaran da. İlk iki kitabıyla (835 Satır, Jakond ile Si-Ya-U, 1929) “şairane”ye karxı çıkmış, dizeci anlayışı yıkmıştır. Ama gelenekten de