Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü olarak bilinen köprü, 26 Temmuz 2016 tarihinde 2016 türkiye Feto Darbe Girişimi sonrasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü adını almıştır.Köprüye bu adın verilmesi 15 Temmuz'da köprü üzerinde hayatını kaybeden vatandaşların şehit olması üzerine gerçekleşmiştir.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü Birinci köprü olarak da anılan bir asma köprüdür.Köprünün bir ayağı Avrupa Yakası'nda bulunan Ortaköy'de, diğer ayağı Anadolu yakasındaki Beylerbeyi semtindedir.
Köprü Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 50 yıl dönümü şerefine 30 Ekim 1973'te Cumhurbaşkanı fahri korutürk tarafından hizmete açılmıştır. 1973 yılında yapımı bitirildiğinde dünyanın en uzun 4 asma köprüsü durumunda olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü 1560 metre uzunluğunda olup, 30,4 metre genişliğe sahiptir. Denizden yüksekliği 165 metre olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün inşaası üç yıl sürmüştür.
Köprünün yapımı ile ilgili tarihin en eski çağlarına kadar plan proje ve düşünce aşamaları sürekli olagelmiştir.İkinci Abdülhamit döneminde de düşünülen ve Hamidiye adı verilen proje hayata geçmemiştir.Köprüde 60 adet tabliye birbirine kaynak yapılarak birleştirilmiş ve bu köprü ile birlikte ilk defa Asya ve Avrupa bir karayoluyla birbirine bağlanmıştır.Yaklaşık olarak 22 milyon dolara mal olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü 3 gidiş 3 geliş olmak üzere toplam 6 şerit olarak araçların kullanımına sunulmuştur.
D100 karayolu üzerinde bulunan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü 50 yıla yakın bir süredir Türkiye ulaşımının en büyük ayağını oluşturmaktadır.Günlük ortalama 200 binden fazla araç Boğaziçi yani 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü geçiş güzergahı olarak kullanmaktadır.Köprü 1978 yılından itibaren yaya trafiğine kapatılmıştır.
İlk olarak 1979 yılında düzenlenen kıtalararası Avrasya Maratonu koşu etkinliği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde düzenlenmeye başlamış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin organizatörlüğünde her yıl düzenlenmektedir.Bu maraton dünyanın en iyi 22, Avrupa'nın ise en iyi 11 maratonu arasında yer almaktadır.
2007 tarihinde Boğaz Köprüsü üzerinde düzenlenen ışıklandırma çalışması ile birlikte uzun ömürlü led armatürler, düşük enerji tüketimine sahip ve çevre dostu olarak İstanbul'da görsel efektlere sahne olmaktadır. İstanbul'un bir sembolü durumuna gelen köprünün ayakları İstanbul'un en lüks semtleri üzerinde oturmaktadır.