Taklitlerimizden Sakının!
Yeryüzündeki birçok üründe olduğu gibi, internet sitelerinde de taklitlere çok sık rastlanabiliniyor. Çoğu kişinin pek uygun görmediği bu durum, ne yazık ki insanları kaliteli çalışmaları paylaşmaktan uzaklaştırıyor. Evet, çalışmaları başka yerlerde kullanılamayacağı biçimlerde yayımlamak mümkün; fakat bu da hem zahmetli oluyor hem de insanda sanki çalışmayı bir yere hapsediyormuş gibi bir his uyandırıyor.
Emeğe saygının kalmadığı şu dönemlerde, açılan birçok ağ kümesinin (web sitesinin) üç beş saat sonra taklidi çıkabiliyor. Günlerce emek çekerek oluşturduğunuz yazılar, resimler veya diğer belgeler, iki saniyelik bir işlemle başka ağ kümelerine taşınıp, kaynak belirtilmeden kullanılıyor. Ne yazık ki Türkiye'de özellikle sanal ortamda kişiler paylaştıkları içeriğin kaynağını belirtmekten kaçınıyorlar. Hâlbuki kaynak belirtmek, bir bakıma o içeriği oluşturan, onun oluşturulmasında emeği olan kişiye bir teşekkürdür. Fakat birçok kişi bunun bilincinde değil. Bunun dışında bazı kişiler, resmen “aşırıcılık” yapıyorlar. On dakikada kurdukları bir sistemle, sanal ortamdaki bütün yazıları özensizce kendi sitelerine kopyalayıp, sonra da “Paylaşım yaptım!” diye bir köşeye kuruluyorlar. Söz gelimi, birçok öğrencinin isteği üzerine derleyerek sunduğum “… Türünün Tarihi Gelişimi / Temsilcileri” başlıklı yazıların tamamı, en başta bu ağelinde paylaşılmasına rağmen, şu anda en az bin tane sitede bulunmaktadır. Gidip gezin o siteleri, hiçbirinde kaynak bulamazsınız. İşte bunlar, kişileri güzel çalışmalar yapmaktan soğutuyor.
Kaynak konusunda pek duyarsız olan kişilerden oluşan şu sanal ortamda, “para kazanmak” için fırsat kollayan insanları da görmek mümkün. Şöyle ki sırf aramalarda üst sıralarda görünmek amacıyla başlığa yazılan onlarca kelimenin biri hakkında bile adamakıllı bilgi sunmayan, özensizce yapılmış ve sırf “gelir sağlama” temelli oluşturulmuş yüzlerce ağ kümesi görmek mümkün. Bu ağ kümelerinin neredeyse tamamının, beslendiği belli kaynaklar vardır. İşte bu kaynaklardan birisi olan güncemizden de, gelişigüzel (ç)alıntı yapan kişilerin varlığı, zamanla gözümüze çarpıyor. Bazı kişiler bu (ç)alıntı işini abartarak resmen ağelimizi kopyalıyorlar. Şimdi size, içeriğinin neredeyse tamamı ağelimizden alınan; fakat hiçbir yerinde güncemizin adına rastlanmayan bir site göstereyim. Güya Türkçeyi korumak için açılmış; fakat başlığına bakın: “Türkceyi Koruma ve Öğretme Sitesi“… Güya bu siteyi oluşturan kişi “etimoloji” ile uğraşıyormuş. Daha “Türkçe” yazmasını bile bilmeyen birisi için bu, çok komik bir uğraşı oluyor. Dahası var. Bu kişinin kendi yaşamıyla ilgili açıklamada bulunduğu o sayfada aynen şu metin geçiyor:
“… uygunmu diye soranlara;her ülkenin bir kimliği vardır ve bizim kimliğimizi şekillendiren türkçemizdir kimliğini kaybeden bir toplum özgürlüğünüde er yada geç kaybedicektir…”
Bunu “etimoloji” (köken bilimi) ile ilgilenen birisinin yazdığına kimse inandıramaz beni. İnanmak da istemem. Dil bilimi, bu kadar basit bir uğraşı değil, olmamalı da… Bağlaçların ve soru eklerinin ayrı, özel adların da büyük harfle başlanarak yazıldığını bile bilmeyen birisinin umarım Türk dili ile uzaktan yakından bir geçmişi olmamıştır. Eğer olmuşsa, ben bu insanlarla aynı alanın içinde bulunduğum için kendimden utanırım.
Az önce aldığım bir uyarı ile girdiğim bir ağ sayfasında da yine canımı sıkacak şeyler gördüm. Güncemizin temasını kullanarak ve ağelimizdeki yazıların çoğunu hiç değiştirmeden kopyalayıp yeni bir site oluşturan insancıkları görünce, gerçekten üzüldüm. “Güncemizin kopyası çıktı, artık kimse buraya gelmez, bizim kalitemiz düşer.” diye düşündüğümden değil üzüntüm. Sadece insanların emeğe hiç değer vermediklerini bir kere daha gördüğüm için üzüldüm. Şimdi bu “taklit” sitenin adresini yazardım; fakat hem buradan oraya ziyaretçi göndermemek hem de bu seçkin ağelinde o kopya sitenin bağlantısını yazarak onu google gibi arama motorları için ödüllendirmek istemiyorum. Zaten bir tane de değil bu siteler. Gerek “Bilgicik“, gerekse de “Türkçe Yaşam“daki içerikle oluşturulmuş onlarca ağeli gösterebilirim size. Siz konukların, böyle kopya sitelere değer vermediğinizi de biliyorum. Arama motorları da bu sitelere pek değer vermiyorlar. İki gün sonra ya siliniyorlar, ya da onuncu sayfalara falan düşüyorlar.
Biz, bu istenmeyen kopyalamalar karşısında çaresiz değiliz. Aksine bunlar, bizim çalışmalarımızın kalitesini ortaya koyuyor. Yukarıda değindiğim gibi, yeryüzünde sadece “değerli” şeylerin kopyası çıkıyor. Onun için, böylesi saygısızlıklar, bizi bu yolda yıldırmaktan çok, daha güzel şeyler ortaya koyabilmek için kararlılığımızın artmasını sağlıyor. Biz de çok fazla alıntı yapıyoruz; fakat alıntıların tamamında “kaynağı” belirtiyoruz. Ayrıca alıntıyı abartıp da “taşıma” olayına çevirmeden yapmaya özen gösteriyor, böylece arkamızdan kötü söz söyletmiyoruz.
Konuyu daha fazla uzatmadan, böyle saygısızca oluşturulan ağ kümelerine karşı tepkinizi ortaya koymanızı ve bu siteleri mümkün olduğunca kullanmadan bilgiyi kaynağından almanızı diliyorum. Sürekli bu saygısızlıklarla “paylaşım” yaptığını zannedenlere ve bütün kopyacılara da diyorum ki:
“Bilgicik.Com‘a benzeyebilirsiniz; fakat asla Bilgicik.Com kadar olamazsınız!”
Sevgili kardeşim hassasiyetinde yerden göğe kadar haklısın, sanal alemde hırsızlığı önlemek neredeyse imkansız. Emek harcamadan yemek peşinde olanlar her zaman olduğu gibi burada ziyadesiyle var, Bilgicik.com üyeleri ve faydalananlara burda büyük görev düşüyor. ‘Taklitleri aslını yaşatır’ mantığını bir kenara bırakıp, Bütün haberleşme imkanlarını kullanıp birbirimizi ve çevremizi uyararak bu tür sahtekarlara prim verdirtmemeliyiz. Ben yeni olmama rağmen güzel Türkçe’mizle birlikte Türk’lüğe büyük hizmeti olduğuna inandığım ağelimizi tanıtma gayretinde kısa zamanda çok şey yaptığıma inanıyorum. Sizin de bu hırsızlardan yılmadan ve soğumadan güzel çalışmalarınızın devamını dilerim. Bir gün herkes aslına döner! Selam ve sevgilerimle…
Sağ olun. Ödevime yardım etmese de yine de öğrenmiş oldum.
Ben de sitenizden çeşitli alıntılar yaptım. Lise 3. sınıf Dil ve Anlatım dersi konularıydı aldığım. Bir kısmının altında yazıyordu adresiniz; ama bu söylediklerinizden sonra bütün türlere ekledim ağelinizi. Başarılarınızın devamını dilerim. Hakkınızı helal edin.
Haklısınız kesinlikle katılıyorum söylediklerinize.. Yalnız dikkat edelim bu yazıyı da [Ç] “alıntı” yaparlar…
Ağ (internet) ortamı bir ”tekel” meydanı değildir. Sitede paylaştığınız yazılar kendi ürettiğiniz edebi bir ürün olmadığından bu tutumunuzu esefle kınıyorum. Edebiyat ve Türkçe yazılarının bahsettiğiniz üzere binlerce sitede yayınlanması tebrik edilecek ve sevinilecek bir durumdur. Bu hırs, hışımlı tekelcilik zihniyetinden kurtulmanızı diliyorum.
Malik Bey,
Bu yazı ile anlatmak istediklerimi tam anlamıyla anlayamadığınızı görüyorum. Siz, sadece konunun bir yönünden hareketle güncemizi eleştirmeye çalışmışsınız. Kendimi bu konuda size hesap vermek zorundaymış gibi hissetmiyorum; fakat sırf durum daha açık bir biçimde anlaşılsın diye size şunları söylemek isterim:
Biz, sanal ortamda Türk dili, kültürü, edebiyatı… ile ilgili doğru bilgileri sunmaya çalışıyoruz. İnanın bunu, sadece “dil – ulus – kültür sevgisi” için yapıyoruz. Zaten başka amaçlarla yapmış olsaydık, şu anda buraya “ücret ödeyerek” girmiş olurdunuz. Bu ağelinde yayımlanan içeriğin “şiir” ve “makale” yazılarından oluşan bir kısmını dışarıda tutarsak, çoğu kendi derlemelerim sonucunda oluşmuştur. Ders notlarımı paylaştığım bölümler bile vardır. Ayrıca sadece bu ağelinde bulunan “özgün” yüzlerce yazı bulunmaktadır. Şu anda birçok Türkçe – edebiyat sitesinde gördüğünüz içeriğin çoğu, bizler sayesinde ağ ortamına kazandırılmıştır. Ve hatta bazı romanları – Türkoloji kaynaklarını binbir zahmetle ağ ortamına taşıyanlar yine bizleriz.
Sanal ortama yadsınamayacak kadar emeği geçmiş genç Türkler olarak, sadece “emeğimize değer verilmesini” istiyoruz. Biz, paylaştığımız içeriğin binlerce ağ kümesinde yayımlanmasını hazmedemeyenlerden değiliz. Düşündüğünüzün aksine, bizler ağdaki Türkçe bilgi kaynaklarının arttırılması için çırpınan kişileriz. Fakat binbir zahmetle oluşturduğumuz – derlediğimiz bilgi kaynaklarının gelişigüzel değil de, daha özenle “alıntılanmasını” isteyip, sözde sanal ortama bilgi kaynağı kazandırmak adına “alıntı” yapmış gibi görünerek ağelini “çalıntılarla” kopyalayanlara da sitemimizi edenleriz.
Bakar mısınız bilmiyorum; fakat e-postanıza bir adres göndereceğim. Oraya bir bakın da görün bakalım. Yapılan iş “alıntı” mı yoksa “çalıntı” mı? Görün bakalım bu insanlar dilimiz, kültürümüz, edebiyatımız… için mi çalışıyorlar, yoksa ek gelir için mi?
Bu ağeliyle daha önceden alış verişiniz olmuş muydu bilmiyorum; fakat sizden ricam bizleri anlayabilmek için çok boyutlu düşünmenizdir. Zaten o zaman kimin emeğe değer verip vermediğini veya kimin hangi davada olduğunu çok iyi anlayacaksınızdır.
Esenlik ve sağlıcakla kalın…
Eleştirime cevap yazma inceliğini gösterdiğiniz için teşekkürler.
İlginçtir ki ”taklitlerimizden sakının” başlıklı konusundaki yazıyı silip bana yazdığınız cevabı koymanız daha yerinde olacaktır.
”Tarihi gelişim, temsilcileri” yazıları ilk bizde vardı, herkes bizden aldı, şimdi binlerce sitede var gibi sözler söyleyip büyüklük taslayarak yaptığınız güzel işi gölgelediği için müdahele etmek istedim.
Çok komik bir yazı olmuş..! Sayfalarının %99’unda “Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…” yazan bir “kopya site” sahibinin bir tane yazısı kopyalandı diye yazdığı şeylere bakın..! Bu sayfaların hangisinde (ç)aldığınız sitelere bağlantı veriyorsunuz? Ayrıca para için yapmıyorsanız çok değil 1 hafta kaldırın reklamlarınızı! Yani bol keseden sallayıp da bunu Türklüğe ya da edebiyat sevgisine bağlamak çocukça bir şey! Ben de alıntı yapıyorum ya da yazının bir kısmını bir siteden kopyalıyorum evet bağlantı da vermiyorum ama sizin gibi saçmalamıyorum da! Site olarak adlandırdığınız bu sayfacığın tamamı alanında en büyük, en kaliteli ve orijinal sitelerin (—) kopyası! Ama google’ın o’ları arasında boğulma zamanınız yakındır herkes layığını bulacaktır. Eğer bu yazınızda samimi iseniz ve bu fikirlerimin yanlış olduğunu düşünüyorsanız yayımlarsınız ve cevap verirsiniz! Tabi gerçekten Ata(TÜRKÇÜ) iseniz!!!
Sağlıcakla
Ferhat Bey,
Kimin neye hizmet ettiğini iyi biliyor; fakat aklınızla değil, duygularınızla hareket ediyorsunuz. Bu güncenin kaç sayfasını gezdiniz de % 99’unun kaynak belirtilmeden alındığını söylüyorsunuz, bilmiyorum. Fakat yanlış tespitlerde bulunduğunuzu anlamak hiç güç değil.
Kendimi övmeyi hiç sevmem; fakat siz bunu istiyorsunuz. Ben, sizin gibi iki üç günlük internet kullanıcısı (tüketicisi) değilim. O bahsettiğiniz orijinal ve kaliteli (?) siteler daha ortada yokken, ben okuduğum romanların incelemelerini çeşitli yerlerde yayımlıyordum. Size, o kaliteli (?) sitelerde “bilgicik.com”dan ç(alınmış) bir sürü içerik gösterebilirim. Ayrıca nasıl oluyor da dört tarafı reklamlarla çevrili bir tasarım içerisinde yazıların zorla seçildiği siteleri “kaliteli” diye değerlendirirken, bizim koyduğumuz birkaç reklamı eleştiriyorsunuz anlamış değilim. Bu reklamları kaldırınca güncenin sunucu giderlerini kim ödeyecek?
Değindiğiniz o uyarıyı, sadece yazıyı benim yazmadığım bilinsin diye koyuyorum. Zaten “ders notu” niteliğindeki yazıların neredeyse hepsinin kaynağı, yıllar önce Türkçe öğretmenlerinden aldığım notların derlemesidir. Hatta bu ağelinde iki yıl boyunca kitap olarak basmak için hazırladığım; fakat sonradan bastırmaktan vazgeçtiğim bir içeriğin yayımlandığını veya Divan-u Lügati’t Türk gibi önemli konulardaki kaynakları, tek başıma yazdığımı biliyor musunuz? Ben eminim, bilmiyorsunuz. Bilseydiniz, sık sık özgün yazılarla güncellenen bu günceyi, o adını andığınız kopya sitelerle karşılaştırmazdınız.
Son olarak şunu da belirteyim: Google, kimin doğru ve özgün içerik sunduğunu çok iyi biliyor. Onun için hakedene, hakettiği değeri veriyor. Bilmenizi isterim ki, bu güncenin en çok ziyaret edilen sayfaları arasında “televizyon dizilerinin veya mp3 dosyalarının” paylaşıldığı sayfalar yoktur. Bunun için yanlış gözlemlerinizle gelip burada edebiyat sevgimizi ve özellikle TÜRKlüğümüzü / Türkçülüğümüzü yargılamaya kalkmayın!
Esenlikle…
Sevgili Yavuz Tanyeri,
Sitenizi çok begendim. Size tek cümle diycem. Bildiginiz yoldan şaşmayın ve Türkçe’mize sahip çıkmaya devam edin. Böyle güzel siteler çok fazla yok (bir site sahibi olarak söylüyorum bunu).
Fırsat buldukça sitenize geleceğim.
Başarılar dilerim..
Bence de kimse kimseden bir şey almamalı, hele ki bu konuda…