Çevre Koruma Uygulamaları
Doğayı Koruma Bilinci
- Sistemli doğa koruma bilinci, dünya genelinde 1960'lı yıllardan sonra oluşmaya başlamıştır. Bu amaçla çevresel sorunlara yönelik olarak son yıllarda pek çok düzenleme yapılmıştır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Çevre sorunlarının çözümü için uluslararası iş birliği ve karşılıklı güven ortamının oluşturulması,
2. Uluslararası alanda yoğun bilgi alışverişi ve şeffaf çevre programlarının oluşturulması,
3. Oluşturulan çevre programlarının temelini teşkil eden araştırma ve geliştirme çalışmaları için yeterli kaynakların oluşturulması,
4. Global çevre koruma çalışmalarına tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aktif katılımının sağlanması,
5. Bilimsel ve teknolojik bilgilere kolaylıkla ulaşarak gelecek için en gerçekçi adımları atmak şeklinde sıralanabilir.
Çevre Sorunlarının Önlenmesine Yönelik bazı Uygulamalar
- 1979 yılından itibaren bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla DDT grubu pestisitlerin kullanımı başta ABD olmak üzere tüm dünyada yasaklanmaya başladı.
- 1980 sonrasında bilinçli tüketicilerin oluşturduğu kamuoyu baskısı sonucu ekolojik tarım gündeme geldi.
- Talebin artmasıyla birçok ülkede 0 – 2 yaş grubu çocuk maması üretiminde ekolojik ürünlerin kullanılması yasalarla zorunlu hale getirildi.
- Avustralya'nın kuzey bölgesinde, hükümet ve Avustralya yerlilerinin iş birliği ile Kakadu Milli Parkı Koordinasyonu kurulmuştur. Böylece milli park sınırları içinde doğal yaşam korunmakta, turizmin geliştirilmesi ile yerlilere gelir sağlanmakta ve kültürel miras korunmaktadır.
- Fransa'nın yapacağı nükleer denemelere karşı Mc Taggart 1971'de Greenpeace çevre örgütünün kurulmasına öncülük etmiştir. Antarktika kıtasına sanayi ve petrol tesislerinin kurulmaması için büyük uğraşlar vermiştir.
Çevre ile İlgili Konferanslar ve Sözleşmeler
- Uluslararası çevre hukukunun gelişmesine katkı sağlayan en önemli unsur uluslararası çapta sözleşmelerdir.
Stockholm Konferansı ile başlayan süreç ile çevre alanında birçok sözleşme hayata geçirilmiştir.Bunların bazıları şunlardır:
- 1971; “Sulak Alanların Korunması” için yapılan Ramsar Sözleşmesi
- 1973; “Türleri Tehlikede Olan Bitki ve Hayvan Ticaretinin Önlenmesi” için yapılan CITES Washington Antlaşması
- 1977; Nairobi'de gerçekleşen Dünya Çölleşme Konferansı
- 1978; “AKdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması” amaçlı, Barcelona Antlaşması
- 1979; Tükenmekte olan göçmen kuşların korunmasını öngören Bonn Antlaşması
- 1979; Avrupa'da nesli tükenmekte olan bitki ve hayvanları koruma altına almak için yapılan Bern Antlaşması
- 1992; Rio Dünya Çevre Zirvesi
- 1994; Bahama'da yapılan “Biyolojik Çeşitliliği Koruma Konferansı”ndan sonra 170 ülke, biyolojik zenginliğin korunmasına dair antlaşmayı imzaladı.
- 1994; BM tarafından hazırlanan “Çölleşmeyle Mücadele Antlaşması”nı 90 ülke imzaladı.
- 1996; Şehir ve insan yerleşimlerinin sorunlarının ele alındığı Habitat 2 Konferansı İstanbul'da gerçekleşti.
- 26 Ağustos – 4 Eylül 2002; “Sürdürülebilir Gelişme Hakkında Dünya Zirvesi (Rio + 10) Konferansı” Güney Afrika'nın Johannesburg (Yohennesburg) kentinde dünya devletlerinin, çevre örgütlerinin, büyük finans kuruluşlarının katılımı ile gerçekleşti.
Kyoto Protokolü Nedir?
- Kyoto Protokolü, sera etkisi yaratan gazların salınımlarını (emisyon) kısmak üzere sanayileşmiş ülkeler için çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşmadır. Sera etkisi yaratan gazlar, kısmi de olsa, küresel ısınmanın, yani küresel ısının yeryüzündeki hayatı tehdit edecek derecede artmasının nedenleri arasında gösteriliyor. 1997 yılında oluşturulan protokol, 1992'de imzalanan bir çerçeve anlaşmasında belirlenen ilkelere dayanır.