Divan-ı Lügati’t Türk’teki Atasözleri Bilinen en eski Türk lûgatı Dîvân ü Lûgât-it Türk‘de külliyetli miktarda ata sözü … bulunduğu, bunların ise türlerinin günümüze ulaşmış belki en eski numûneleri olduğu malûmdur. Dîvan’daki bu ata sözlerinin … misâl getirilmek üzere kullanıldıkları da bilinen bir gerçektir. Dîvân ü Lûgât-it Türk‘de Türkçe,
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (A Harfi) Abçı neçe al tep bilse, ayıg anca yol bilir Avcı ne kadar hîle bilse, ayı o kadar yol bilir. Aç ebek, tok telek Aç kişi aceleci, tok kişi yavaş olur. Açıglığ er şebük karımas Varlıklı kişi çabuk kocamaz. Aç ne yemes, tok
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (B-Ç Harfi) Balık subda közi taştın Balık suda, gözü dışarıda. Bar bakır, yok altun Bulunan, var olan bakır, bulunamayan,nâdir olan altındır. Barçın yamağı barçınka, karış yamağı karışka İpek yaması ipeğe, yün yaması yüne. Barıg otru tutsa yokka sanmas Öne konan varlık, ikram edilmemiş sayılmaz.
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (E Harfi) Ebdeki buzagu öküz bolmas Ev içinde bakılan buzağı öküz olmaz. Ebek ebğe tegmez IBk. Ersek … Aceleci evine varamaz. Ebek siñek sütge tüşür Aceleci sinek süte düşer. Ebliğ toygursa közi yolka bolur. Ev sahibi doyurunca, konuğun gözü yolda olur. Eğir bolsa er
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (I-İ Harfi) Iñan ıñrasa botu bozlar Dişi deve inlese yavrusu bağırır, bozlar. Iş yaragında, sart asığında İş sırasında, tüccar kârında… It çakırı atka tegir, at çakırı ıtka tegmes İt nazarı ata değer, at nazarı ite değmez. It ısırmas, at tepmes teme İt ısırmaz at
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (K Harfi) Kaçış bolsa kıya körmes Halk içinde uyuşmazlık olsa, kimse birbirine yan bakamaz. Kadaş temiş kaymaduk, kayın temiş kaymış Kardeş demiş bakmamış, kayın demiş bakmış. Kagun karma bolsa iyisi ikki eliğin tegir Kavun yağma edilse, sahibi iki eliyle kapar. Kal sabı kalmas, kagıl
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (M-N-O-Ö Harfi) Muş oglı muyabu togar Kedi yavrusu miyavlayarak doğar Muş yakrıka tegişmes, ayur kişi neñi yaraşmas Kedi asılı yağa kavurmaya erişemez, gevezenin malı kişiye yaramaz. Neçeme obrak keyük erse, yagmurka yarar Nice eski giyim olsa yine de yağmurda işe yarar. Nece
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (S Harfi) Sabanda sandırış bolsa örtgünde irteş bolmas Saban zamanı sürtüşme olursa, harman zamanında dövüş olmaz. Sabın sagrakka tegir Sözle, tatlı dille sürâhiye erişilir. Saçratgudın korkmış kuş kırk yıl ayrı yıgaç üze konmas Tuzakdan korkmuş kuş kırk yıl çatal ağaç üstüne konmaz. Sakak bıçar,
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (T Harfi) Tabgaç Kannıñ turkusı telim teñlemeyip bıçmas Çin hakanının ipeği çokdur ama denk getirmedikçe biçmez. Tagıg ukrukın egmes, teñizni kaygıkın bükmez Dağ kement ile eğilmez, denizin önü kayıkla kesilmez. Tag tagka kabuşmas, kişi kişiğe kabuşur. Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur. Tamu
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (U-Ü Harfi) Ula bolsa yol azmas, bilig bolsa söz yazmas İşâret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz uzamaz, yayılmaz, Ulugnı uluglasa kut bulur Ulu kişiyi ululayan, devlet bulur. Uluk yağırı ogulka kalır Bk: Keriş … Atın omuz başındaki yara oğula kalır. Uma kelse kut
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü (Görüntülemek istediğiniz başlığa dokunun.) (A-B Harfi) (C-D Harfi) (E Harfi) (F-G Harfi) (H Harfi) (I-İ Harfi) (K-L Harfi) (M Harfi) (N Harfi) (R Harfi) (S-Ş Harfi) (T Harfi) (U-Ü Harfi) (V-Y Harfi) (Z – Harfi) Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Divan-i Lügati’t Türk – Atasözleri (Y Harfi) Yablak tıllıg beğden kerü yalñus tul yeğ Kötü dilli beyden yalnız dul kadın yeğdir. Yagıñ erse kerek yundakı tegir Düşmanın hücum edip gitse bile atının fışkısı kalır. Yağını aşaklasa başka çıkar Düşman küçümsenirse başa çıkar. Yakadaki yalga gali eligdeki ıçgınur Yakandakini
Divan-ı Lügati’t Türk (Genel Bilgi) Divân-ı Lügati’t-Türk, Kaşgarlı Mahmut tarafından Bağdat’ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça sözlüktür. Türkçe’nin bilinen en eski sözlüğü olup, Orta Asya yazı Türkçesi hakkında varolan en kapsamlı ve önemli dil anıtıdır. El yazması nüshası 638 sayfadır ve yaklaşık 9000 Türkçe kelimenin oldukça ayrıntılı Arapça açıklamasını
Divan Üzerinde Çalışanlar (Divan-ı Lügati’t Türk) Divan üzerinde çalışan Batı bilginlerinin başında “Brockelmann” gelmektedir. Az evvel Breslav şehri Üniversitesi’nde Sâmi dilleri Profesörü olan bu zat, 1928 senesinde Divan-ü Lügat‘teki Türkçe kelimeleri cetvelleyerek bir ciltte toplamış ve bastırmıştır. Divanı alfabe sırasına koymakla ve bazı kelimelerin nasıl yazılacağını saptamakla büyük bir
Kitap Nasıl Bulundu ve Nasıl Basıldı? (Divan-ı Lügati’t Türk) Kitabın nasıl bulunmuş olduğunu Bay Kilisli, rahmetli Ali Emiri dilinden bize yazdığı bir mektupta şöyle anlatıyor: “Meşrutiyetin ilk senelerinde Emrullah Efendi’nin Maarif Nazırlığı zamanında eski Maliye Nazırlarından Vanı Oğullarından Nazif Paşa’nın hısımı bulunan bir kadın, Sahaflar çarşısında kitapçı Bürhan Efendi’ye
Divanda Türkler Üzerine Geçen Hadisler (Divan-ı Lügati’t Türk) Divan-u Lügat‘te iki yerde Türkler üzerine, iki hadis geçmektedir. Birisi “Türk dilini öğreniniz, çünkü onların egemenlikleri uzun sürecektir.” anlamında, birisi de “Yüce Tanrı, benim Türk adlı ordum vardır, onları Doğu’da oturttum. Kızdığım ulusun üzerine onları saldırtırım” manasındadır. Bu hadislerin her ikisi
Kitap Nerede Yazılmış? (Divan-ı Lügati’t Türk) Kitapta, bu eserin nerede yazıldığını gösterir hiçbir yazı, biçbir işaret yoksa da, Bağdat’ta Halife’ye sunulmuş olduğuna bakılırsa, Bağdat’ta yazılmış olması ihtimali kuvvetlidir. Kitabın Kaşgar’da veyahut başka bir yerde yazılarak Bağdat’a getirilmiş olması düşünülebilirse de burası çok zayıfır; çünkü Kaşgarlı Mahmut‘un birçok Türk boylarını,
Kitabın Yazıldığı Tarih (Divan-ı Lügati’t Türk) Kaşgarlının kitabının sonunda 464 senesinin Cemaziyülevvelinin gurresinde yazmaya başlandı: “Dört gözden geçirdikten ve iyice süzdükten sonra 466’da bitti.” demiş olmasına bakılırsa ve 464 Hicri ve 1068 Miladide başlanmış, iki sene üzerinde çalışıldıktan sonra 4566 Hicri ve 1072’de bitirmiş olduğu anlaşılıyor ise de, cilt
Kitabı Yazan Zat (Divan-ı Lügati’t Türk) Kitabı yazan zatın adının Mahmut, babasının adının Hüseyin, büyük babasının da Mehemet olduğunu kendi kitabından öğreniyoruz. Kaşgarlı olduğu anlaşılıyorsa da Barsgan şehrini anlatırken “(…)” demesi kendisinin Kaşgar’da doğmuş olduğunu, babasının Barsganlı bulunduğunu gösteriyor. Kitap sahibi her zaman, kendisinden bahsederken Mahmut demektedir: Bunun
Divanü Lügat-it Türk nasıl bir kitaptır? Niçin Yazılmıştır? (Divan-ı Lügati’t Türk) Hicretin üçüncü asrından, onuncu asrın ortalarına değin, Türklüğün altın devri idi; bu devirde Türkler bir yandan Çin sınırlarından – Pekin yakınlarından- Macaristan’a ve Avrupa ortalarına, bir yandan da Kuzey Buze Denizleri’nden Hindin ve Arabistan’ın sıcak denizlerine, Südan’a ve