Ahmet Hamdi Tanpınar (Görüntülemek istediğiniz başlığa dokunun…) Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Hayatı Hayatı Şiirlerinden Örnekler Ağlama Annem İçin Aşk Ayna Başımızın Üstünde Bir Bulutun Bekleyeceğim Bir Gül Bu Karanlıklarda Bir Gün İcadiye’de Bütün Yaz Davet Eşik Gül Günlerimiz Hatırlama Karışan Saatler İçerisinde Kış Bahçesinden Leyla Mavi Maviydi Gökyüzü Ne İçindeyim
Ahmet Hamdi Tanpınar (Hayatı) 23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. Kadı Hüseyin Fikri Efendi’nin oğlu. Baytar Mektebi’ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani’nin (Bugünkü İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nden 1923’te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara’daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü’nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933’ten sonra İstanbul’da Kadıköy Lisesi’nde
Ağlama (Ahmet Hamdi Tanpınar) Ağlama, gözleri kızarmış çocuk! Tek damla yaşın düşmesin yere. Bak, tek güzelliğimiz yokluk, Sana bir öğüt; ağlama boş yere. Ne olursa olsun hiçbir şey değmez, Senin bir damla gözyaşına. Ağlayana kimse boyun eğmez. Kimse bakmaz kimsenin yaşına. Ne
Annem İçin (Ahmet Hamdi Tanpınar) Bir günümüz bile sensiz geçmezken Şimdi mezarına hasretiz anne… Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin Bir yığın toprakla bir parça mermer Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin. Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem
Aşk (Ahmet Hamdi Tanpınar) Aşk dediğin nedir ki Tenden bedenden sıyrık Çocukların içinde Yaşadığı bir çığlık Aşk dediğin nedir ki Histen nefesten varlık Umutsuzluk içinde Karanlığa son ıslık |» “Ahmet Hamdi Tanpınar” Sayfasına Dön! « |
Ayna (Ahmet Hamdi Tanpınar) Derin sularında bu ayna her an Sizden bir parıltı aksettirecek Kah çıplak bir omuz sessiz düşecek Eriyen bir kuğu beyazlığından Bazen bir tebessüm, tutuşmuş mercan Rüyasıyla sanki bir kızıl çiçek Ve saçlar öyle ümitsiz yüzecek Olgun akşamların ağırlığından |» “Ahmet Hamdi Tanpınar” Sayfasına
Başımızın Üstünde Bir Bulutun (Ahmet Hamdi Tanpınar) Başımızın üstünde bir bulutun Güneşe asılmış gölgesi, Uzakta toz halinde dağılan Yoğurtçu sesi, Gün bitmeden başladı içimizde Yarınsız insanların gecesi. |» “Ahmet Hamdi Tanpınar” Sayfasına Dön! « |
Bekleyeceğim (Ahmet Hamdi Tanpınar) Aylar geçip yıllar olsa da Yıllar geçip zaman dolsa da Aşkın arzuları beni boğsa da Bir gün seversin diye bekleyeceğim Bugün nişanlansan, yarın evlensen Benden başka binbir kişi sevsen Hepsiyle ayrı ayrı izdivaç görsen Bir gün dönersin diye bekleyeceğim Seni beklemekle geçse de
Bir Gül Bu Karanlıklarda (Ahmet Hamdi Tanpınar) Bir gül bu karanlıklarda Sükute kendini mercan Bir kadeh gibi sunmada Zamanın aralığından. Başında bu mucizenin Sesler, kokular ve renkler Ebediyete kadar derin Bir anın vadiyle bekler. Ve diyor fecirden berrak Sesiyle her ürperişte Geceyi yumuşatarak Bütün gözyaşlarım işte.
Bir Gün İcadiye’de (Ahmet Hamdi Tanpınar) Bir gün İcadiye`de veya Sultantepe`de, Bir beste kanatlanır, birden olduğun yerde Bir kainat açılır, geniş, sonsuz, büyülü, Bu günün rüzgarında yıkanan mazi gülü Dağılır yaprak yaprak hayalindeki suya Bir başka gözle bakarsın ömür denen uykuya. Belki en hulyalısı duyduğun masalların O şafak
Bütün Yaz (Ahmet Hamdi Tanpınar) Ne güzel geçti bütün yaz, Geceler küçük bahçede… Sen zambaklar kadar beyaz Ve ürkek bir düşüncede, Sanki mehtaplı gecede, Hülyan, eşiği aşılmaz Bir saray olmuştur bize; Hapsolmuş gibiydim bense, Bir çözülmez bilmecede. Ne güzel geçti bütün yaz, Geceler küçük bahçede. |» “Ahmet Hamdi
Davet (Ahmet Hamdi Tanpınar) Birden bire sanki çıplak Bir oyunuyla hafızanın Bir kuş sesi çırpınarak Düştü bağrına hazanın. Her bahçenin yabancısı Ve her ümidin üstüne Bir ses ki, sonsuz acısı Güllerin üzüntüsünde. Araştırdı bir baharın Unutulmuş kokusunu. Ay ışığında dalların Rüya dolu uykusunu. Bir akşamın beyaz
Eşik (Ahmet Hamdi Tanpınar) Basma bu eşikte benim kalbim var, Kalbim ki bir uzak hayale ağlar Kıskanç bir büyüdür bana uzletim Zâlim arzularla tutuşan etim, Her akşam bir çarmıh olur ruhuma Ben de bilmem nasıl diner bu humma; Saatler işkence, günler cellâdım, Ne ben yanlızlığa bir lâhza kandım.
Gül (Ahmet Hamdi Tanpınar) Ey bâkir cümbüşü her özleyişten sıcak Bin uykuya yaslanmış sessiz kamaşan şafak; Her bahçenin üstünde ve her ufuktan başka, Yıldızların tuttuğu ayna, ezelî aşka, Bir sır gibi hayattan ve ölümden öteye İlk arzunun toprağa mal olmuş lezzetiyle… Ardından ağlanacak ne varsa ömrümüzde, Tekrar doğuşun
Günlerimiz (Ahmet Hamdi Tanpınar) İçlenme, beyhudedir, maziyi sakın anma! O vefasız yavruya benzer ki günlerimiz. Kendini yuvasından bırakır ki akşama Benzeyen göle, sessiz… Ruhundaki susuzluk engin mesafelere Duyurmadan ne anne ne bir yuva hasreti, Narin kanatlarıyla uçar orman, dağ, dere Ve bir gün bir çukurda bulunur iskeleti.
Hatırlama (Ahmet Hamdi Tanpınar) Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak Rüyaların kadar sade, güzeldin, Başbaşa uzandık günlerce ıslak Çimenlerinde yaz bahçelerinin. Ömrün gecesinde sükun, aydınlık Boşanan bir seldi avuçlarından Bir masal meyvası gibi paylaştık Mehtabı kırılmış dal uçlarından |» “Ahmet Hamdi Tanpınar” Sayfasına Dön! « |
Karışan Saatler İçerisinde (Ahmet Hamdi Tanpınar) Karışan saatler içinde hâtırana Bazı sabahlarla ikindiler yan yana, Değişik gülleri sanki tek bir baharın; Bâkir hülyasıyla beyaz ve ürkek yarın, O sükût bahçesi, ufkunda kuş yerine Hasret kanat çırpar düşünen ellerine… Hep aynı nağmede çılgın dolaşan yaylar, Bir yıldız kervanı gibi
Kış Bahçesinden (Ahmet Hamdi Tanpınar) Ne güzeldi o kış bahçesinde Güllerin çok derinlerde çalışan uykusu Sana bir bahar hazırlamak için. Dallar, filizler, eski masal dilberleri gibi Hüzne ve hülyaya gömülmüş Doğmamış çocuklara Ninni söylüyorlardı sanki… Ana rahmi gibi sıcak ve yüklü idi hava İyi mayalanmış hamur gibi
Leyla (Ahmet Hamdi Tanpınar) Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm Derdini ağlarken yanan bir muma; İpek saçlarını elimle ördüm, Ve bir kemend gibi taktım boynuma Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm. Leyla…Ela gözlü bir çöl ahusu Saçları bahtından daha siyahtır. Kurmuş diye sevda yolunda pusu Döktüğü gözyaşı, çektiği ahdır. Leyla…Ela
Mavi Maviydi Gökyüzü (Ahmet Hamdi Tanpınar) Mavi, maviydi gökyüzü Bulutlar beyaz, beyazdı Boşluğu ve üzüntüsü İçinde ne garip yazdı… Garip, güzel, sonra mahzun Işıkla yağmur beraber, Bir türkü ki gamlı, uzun, Ve sen gülünce açan güller, Beyaz, beyazdı bulutlar, Gölgeler buğulu, derin; Ah o hiç dinmeyen rüzgâr