Adsız Şiir (Bahtiyar Vahapzade) Gözümde göllendi, güllendi yaşlar Dağıldı başımdan dostlar, tanışlar Bedbahtlık- yüreğe çapraz dağ çeken Tekliğin zamanda ikiz kardeşi Teklik – gönül sıkan, teklik bel büken Dünyanın en büyük, en ağır taşı! Yalan bin boyalı, gerçek boyasız Yalan-kıpkırmızı, gerçek- ak olur Yalan kışkırıkçı, yalan hayasız
Akıl Başka Yürek Başka (Bahtiyar Vahapzade) Birbirine benzese de Yel başkadır, külek* başka Itrı da hoş, rengi de hoş Gül başkadır, çiçek başka. Her diki yokuş bilme gel Her meyi meyhoş bilme gel Her uçanı kuş bilme gel Kuş başkadır, böcek başka. Her derdine ortak benim
Allah (Bahtiyar Vahapzade) İdrakte yol açmış geceden gündüze Allah. Güldürmesen öz gönlünü, gülmez yüze Allah. Dünyaya şafaklar gibi Tanrım sepelenmiş, Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah. Allah! Biliriz cisim değil, ya nedir Allah? En yüksek olan hakta, hakikattedir Allah. Dondunsa Tekâmül ve güzellikler önünde, Derket, bu taaccübde
Ana Dili (Bahtiyar Vahapzade) Dil açanda ilk defa ‘ana’ söylerik biz ‘Ana dili’ adlanır bizim ilk dersliyimiz İlk mahnımız laylanı anamız öz südüyle İçirir ruhumuza bu dilde gile-gile. Bu dil – bizim ruhumuz, eşgimiz, canımızdır, Bu dil – birbirimizle ehdi-peymanımızdır. Bu dil – tanıtmış bize bu dünyada
Annem Öldü mü? (Bahtiyar Vahapzade) Annem Öldü Mü? Ne hız ellerini üzdün dünyadan Balanı tek koyup nereye gittin? Nasıl yok oluyormuş bir anda insan Sanki bu dünyada hiç yok imişsin.. Güneş gurup etti… oda karardı… Bir anda yok oldun sen hayal gibi. Şimdi düşünürüm senden ne kaldı..
Bas Açmadım Ömrüm Boyu Ben Yazık (Bahtiyar Vahapzade) Bas açmadim ömrüm boyu ben yazik Iblisinden, meleginden dünyanin adem satti bir elmaya cenneti tora düstü keleginden dünyanin Ne güzeldir, yürek genis, söz açik Yasamadim bir sevdami yarimcik. Azap adli degirmenden narin cik Geçeceksin eleginden dünyanin Arzum için bir
Benden Habersiz (Bahtiyar Vahapzade) Ömrün fasılları tez geldi geçti. Yazı verimlidir, kışı verimsiz Bir gün gördüm ki, güçten düşmüşüm. Yıllar öz atını sürdü eğersiz. Ülkü olan yere baş koyan yıllar Gamlı gözlerime yaş koyan yıllar Ey yaşım üstüne yaş koyan yıllar, Nere kaçarsınız benden habersiz? Ey ömür!
Dönge (Bahtiyar Vahapzade) Bu yollardan katar geçti Kulağımda sesi kaldı. Tükense de canda takat Yaşamak hevesi kaldı. Dayazda gördüm derini Hayırda gördüm şerrini Ömrün iyi günlerini Yola saldım, pisi kaldı. Ömür ki, var birce karış İlki savaş, sonu barış. Katar geçti, buruş buruş Yüz gözümde isi kaldı
Ecdada Borcumuz (Bahtiyar Vahapzade) İmandan, gümandan, esen külekten Bu millet bir nice yere bölündü. Biri öbürünü iğnelemekten Sanki çevrilerek akrebe döndü. Bu ona şer atar, o buna bühtan Allah kendi yetsin feryadımıza Bıkıp kendimizi damgalamaktan Şimdi de geçmişiz ecdadımıza. İyiyi dışarda arıyoruz biz Farkını bilmeden boşla
Elveda (Bahtiyar Vahapzade) Diyorum; Sefası bitti ömrümün, Şimdi dağa çıkarım, düze elveda. Düze duman çöker, düze kar yağar, Bahara elveda, yaza elveda… Bahtiyar; Derinde sızlayıp yaran, Kalbini dağlayıp üzer herzaman. Göze hüzün çöker, göze yaş dolar, Sevince elveda, düşe elveda… Şimdi özkökünden süzülen benim, Özge budaklara dizilen
Gereksiz (Bahtiyar Vahapzade) Od almazdı bir zaman bu derdimden o derdim. “Ben çıkmaya tepe yok, yüce bir dağ isterdim.”* Birce diki çıkmaya şimdi ferasetim yok. Ayak üstte durmaya bir lahza takatim yok. Kuvvetimi yitirip ben kendimi danmışım(1) Ömrü günü harcayıp, şan şöhret kazanmışım. Şimdi şan şöhretimden nârazıyım yoksa
Gözle Germek (Bahtiyar Vahapzade) Ey dost, birden bire geçip zil sime, Dedin: -inanmam görmediğime. Dedim: -sen arifsin bense bir avam. Gözle gördüğüme bense inanmam. Bilmirem gözüme görünen dünya Aslında gerçek mi, ya sırlı rüya? İnişli yokuşlu bir ömür sürüp Bildim, sağ solumdur, hayrım, şerrim, En büyük gerçektir aklımla
Kâfi mi? (Bahtiyar Vahapzade) Allah’ın verdiği bu aciz akıl O’nu derk etmeye bize yeter mi? Ne kadar istesen göğe secde kıl, Görünmezi görmek göze yeter mi? Elimiz uzundur, aklımız gödek Bir taşın üstünde bir bostan ekmek İnsan yüreğinin resmini çekmek Allah’ım, bir renge, boza kafi mi? Kalbimi
Neylemeli (Bahtiyar Vahapzade) Kuş okudu, ferahlandık Taş okusa neylemeli? Örümcekse tor dokudu Kol dokusa neylemeli? Dedim, dünya bir temaşa Her arzumuz geldi başa Dediklerin baştan başa Boş uykuysa neylemeli? Sesimiz yok, küyümüz var Okumuz yok, yayımız var Deme gelmiş çayımız var Şeker yoksa neylemeli? Yalanlardan cana
Sükut, Hayal, Muhabbet… (Bahtiyar Vahapzade) Ben sükuta göçmüşüm, sükut benim oylağım. Ben hayale göçmüşüm, Hayal- arzularımı hakikata götüren Elimdeki bayrağım. Hayal gökte kanadım. Yerde çapan Kırat’ım, Denizdeyse yelkenim. Sükut- mabedim benim! Bıkmışım bu dünyanın hayli küylü sesinden Sanırım kurtarmışım yerin cazibesinden. Yerde her şey ölçülür, her şeyin bir
Tenha Mezar (Bahtiyar Vahapzade) Yolun kenarında tenha bir mezar Üstünde ne adı, ne soyadı var. Yolcu, arabayı durdur bu yerde Bir sor, kimdir yatan tenha kabirde? O bir Türk askeri, kahraman, metin! O öz kardeşine yardıma geldi. Kurşuna dizilen milletimizin, Haklı savaşına yardıma geldi. Uzaktan ses verip
Tora Düştü Keleğinden Dünyanın (Bahtiyar Vahapzade) Baş açmadım ömrüm boyu ben yazık İblisinden, meleğinden dünyanın Adem sattı bir elmaya cenneti Tora düştü keleğinden dünyanın Ne güzeldir, yürek geniş, söz açık Yaşamadım bir sevdamı yarımcık. Azap adlı değirmenden narin çık Geçeceksin eleğinden dünyanın Arzum için bir meleyen cüyürdüm
Vicdan (Bahtiyar Vahapzade) İki yolun ayrımında ben durup Gah o yandan, gah bu yandan korkarım Devden değil, sinek kadar gücüyle Ben kendini dev sayandan korkarım Hakk evinde hak divanı kurulmuş Her kazancın öz kiymeti sorulmuş İddiası boynumuza yük ılmuş Bağışlanan şeref şandan korkarım Bu dünyadan umacağım mizandır Korktuğum
Yol İşareti (Bahtiyar Vahapzade) Sevdinse … Aşkında yitip yok oldun, Karıştıracaksın günü ,ayları . Sevgi yollarında ne kaide, kanun Kendin aşmalısın bu dolayları . Eriyip kendini yok sanacaksın Bu derdin olmayıp özge çaresi Sen hız hız ‘kazaya’ uğrayacaksın Yoktur bu yollarda yol işareti |» “Bahtiyar Vahapzade”