Nâzım Hikmet: Toplumcu-gerçekçi çizgi Cumhuriyet sonrası Türk şiirinde asıl yenilik Nazım Hikmet’le gelir. Sağlıklı, biçim ve özde devrim yapan bir yeniliktir bu. Ölçüyü atan Nazım Hikmet’tir, özü biçimin bağlarından kurtaran da. İlk iki kitabıyla (835 Satır, Jakond ile Si-Ya-U, 1929) “şairane”ye karxı çıkmış, dizeci anlayışı yıkmıştır. Ama gelenekten de
1940 kuşağı ozanları “Şüphesiz, bu hizmetin aslan payı N. Hikmet’indir. Çünkü, yalnızca şiirleriyle değil, hikayeleri, oyunları ve eleştirileriyle de toplumcu edebiyatın yerleşmesi için en büyük çabayı o göstermiştir. Bir yandan eserleriyle yeni edebiyatın temellerini atarken, öbür yandan eleştirileriyle eski edebiyatın yıkılmasına çalışmıştır. Resimli Ay’da hem devrimci (inkilapçı) şiirler yayımlamış,
Eskiye tepki: Garip şiir akımı Yalnız eski şiire değil, Nazım Hikmet şiirine de tepki olan Garip akımı üç ozanın adına bağlanır: Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday. Üç arkadaş Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız, şairanelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatır (1936), bu yoldaki şiirlerini Garip adlı bir
Yaratımsız dönem ve İkinci Yeni 1950’lerde toplumsal yapıda kimi değişimlerin belirginleştiği görülür. II. Dünya Savaşı, tek parti yönetiminin baskısı, toplumsal gelişimindeki dengesizlik sınıfsal çatışmayı körüklemiş, çok partili döneme geçiş iktidar değişimiyle sonuçlanmıştır. Oysa görünürde halkın oyuyla değişen iktidar, aslında savaş sırasında güçlenen ticaret kesimindeki kentsoylular sınıfıyla büyük toprak sahiplerini
Edebiyatımızın zenginleşme süreci Öykü ve romanın gelişiminde ise, yazın akımları açısından benzeri karmaşıklık görülmez. Belki şiirin, öykü ve romana oranla daha bir söz sanatı olmasındandır bu. Bireysel ya da toplumsal, bir gerçekliği anlatır öykü de, roman da. Bir anlatıdır temelde. Bu nedenle gerçekçiliğin yorumlarına bağlı olarak tek, ama kalın
Köye yöneliş dönemi Şiirde olduğu gibi öykü ve romanda da asıl dönüm noktası 1930’lardadır. Sadri Ertem Resimli Ay’da yayımlanan (1928) öykülerine Vakit gazetesinin ekinde yenilerini ekleyerek (1930-31) toplumcu gerçekçiliğe yönelen yazının ilk örneklerini verirken, Almanya’dan dönen Sabahattin Ali de yine Resimli Ay’da bu yoldaki ilk öykülerini yayımlar. Ama bu
Gerçekçilik: Soyut bir başkaldırı Burada sözü bağlamadan, 1950-1960 arası yazmaya başlamış bir kuşağın verdiği ürünlerden de söz etmek gerekmektedir. Nezihe Meriç, Yusuf Atılgan, Vüs’at O. Bener, Ferit Edgü, Demir Özlü, Onat Kutlar, Erdal Öz, Adnan Özyalçıner gibi sanatçıların başı çektiği; varoluşçuluk, gerçeküstücülük benzeri çağdaş akımlarla, Fransız Yeni Romanının, bilinç