2. Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun) (1896-1901) Servet-i Fünun, daha önce Ahmet İhsan tarafından çıkarılan bir fen dergisidir. Recaizade, 1895 sonlarında derginin başına Tevfik Fikret’i getirir. Tanzimat’la birlikte başlayan edebiyati Avrupa ruhu ve teknigi içinde yenileştirme hareketi, 1896-1901 yillari arasinda, Servet-i Fünun dergisi etrafinda, Recaizade önderliginde toplanan yeni nesille
3. Fecr-i Âtî Topluluğu (1909-1912) 1901’de, Servet-i Fünun mecmuası etrafında, kendilerine Fecr-i Âtî adını veren yeni bir nesil toplanmıştır. Servet-i Fünun topluluğu dağıldıktan sonra 1909 yılında Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Refik Halit, Fuat Köprülü, Ali Canip, Şehabettin Süleyman, Celâl Sahir, Tahsin Nihat, Emin Bülent gibi isimler bir araya gelerek
4. Millî Edebiyat Akımı Modern Türk Edebiyatını yaratma amacıyla kurulan Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Âtî toplulukları büyük hamleler yapmakla beraber ruhta büyük ölçüde Fransız sanatına bağlı, dil ve üslûpta Osmanlıcayı sürdüren, millî kimlik ve kişiliğe ulaşamamış bir edebiyat vücuda getirmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışı sırasında, Türk aydınlarının
5. Millî Mücadele Dönemi Türk Edebiyatı Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1899-1974) Üsküdar İdadisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı (1916-17). İkdam gazetesinde çalıştı. Yeni Mecmua’da Erenlerin Bağından yazılarını yayımladı (1918-19). Tedavi olmak için gittiği İsviçre’de üç yıl kaldı. Mütareke devrinde İkdam, Dergâh gibi gazete ve dergilerde yazdığı yazı ve öyküleriyle
Çekim ve Yapım Ekleri (Ekler şemasını görebilmek için, aşağıdaki resmin üzerine dokunun.) A) İSİM ÇEKİM EKLERİ: 1) Çokluk Eki: İsimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirirler. Örnek: elmalar,çocuklar ,öğrenciler. 2)Hal Ekleri:– i,-e,-den,-de ekleridir. Örnekler: Kitabı ver (belirtme hali) Yola bak (Yönelme hali) Evden geliyorum (Çıkma hali) Sende kaldı (Bulunma hali) Sıradan
…Sözcük Türleri… (Görüntülemek istediğiniz başlığa dokunun.) Sözcükler tür bakımından üç ana gruba ve sekiz ayrı türe ayrılır. A. AD SOYLU SÖZCÜKLER 1. İsim (Ad) – İsim Çekim Ekleri 2. Sıfat (Önad) 3. Zarf (Belirteç) 4. Zamir (Adıl) B. EDAT SOYLU SÖZCÜKLER 1. Edat (İlgeç) 2. Bağlaçlar 3. Ünlem C.
İsim (Ad) Varlıkları, kavramları karşılayan sözcüklerdir. İsimlerle, karşıladıkları kavram ve nesneler arasında çok sıkı bir ilgi vardır. Bunlar daima birbirlerini çağrıştırır. Örneğin “kitap” sözü aklımızda hemen varlık olarak “kitap” nesnesini canlandırır. Ya da bir kitabı gördüğümüzde zihnimize hemen onu karşılayan isim gelir. Kavramlar için ise bu kadar belirgin
İsim Çekim Ekleri İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir. Sadece isimlerle ilgili olmayıp zamir, sıfat ve zarflarla da ilgili olduğundan isim soylu sözcüklerin sonunda işledik. Bu ekleri şöyle gösterebiliriz. 1. Çokluk eki 2. Hal ekleri 3. Eşitlik eki 4. İyelik eki 5. İlgi eki
Sıfat (Önad) İsimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar ancak varlıklarla ortaya çıkar. Bu nedenle tek başlarına kullanılamaz. Sıfat olarak kullanılan çoğu sözcük bazen bir kavramın karşılığıdır. Örneğin “mavi”, bir renk ismidir, “iki”, bir sayı ismidir. Ancak bu sözcükler isimlerin özelliklerini bildirecek duruma gelirse sıfat olur. Yani; “Mavi
Zarf (Belirteç) İsimlerin varlıkları ya da kavramları karşıladığını, fiillerin ise hareketleri, oluşları karşıladığını belirtmiştik. Varlıkların nasıl belli nitelikleri varsa, fiillerin de belli nitelikleri vardır. İsmin niteliğini bildiren sözcüklere sıfat demiştik. Fiillerin niteliğini bildiren sözcüklere de zarf diyoruz. “Güzel bir evde oturmak istiyorum.” cümlesinde “güzel” sözcüğü “ev” isminin niteliğini
Zamir (Adıl) İsim olmadıkları halde isim gibi kullanılan bu sözcüklere zamir diyoruz. Cümle içinde zamirin karşıladığı isim ya da söz öbeği bilinmiyorsa, cümle belirsiz bir anlam taşır. Zamirler değişik bölümlere ayrılır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Şahıs zamirleri 2. Dönüşlülük zamiri 3. İşaret zamirleri
Edat (İlgeç) Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar şunlardır: Gibi: Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi.
Bağlaçlar Cümleleri veya aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlayarak aralarında anlam ilgisi kuran sözcüklere denir. “İLE” – “VE” BAĞLAÇLARI Aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlar. —Evin ve bahçenin kapısı açıktı.(Tamlayan) —Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın yapıyor.(D.T) —Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi anlatacağım. —Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık.(Nesne) —Evle okul
Ünlem Ünlemler, insanlığın kullandığı en ilkel sözcüklerdir. Bunların da edat ve bağlaçlar gibi belli bir anlamları yoktur. Öyleyken, tek başlarına kullanıldıklarında bile cümle değeri taşırlar. Ama çoğunlukla, kendilerini açıklayan bir cümlenin başında ya da sonunda yer alarak söz konusu cümleye belli bir duygu anlamı katarlar. Ünlem türündeki sözcüklerle, genellikle,
Fiiller Fiiller, kalıcı kavram ya da varlıkları karşılamaz. Bunlar hareketleri, oluşları, durumları karşılar. Mastar halinde bir hareketin adı olurlar: “yürümek, olmak, düşünmek vs.” Bir oluşu, bir durumu veya bir kılışı kip ve kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere denir. Pratik olarak ismi fiilden ayırmak için –me, -ma olumsuzluk ekini ya da
Ekfiil (Ekeylem) Mastar olarak bir anlamı olmayan, isim ve isim soylu sözcüklere gelerek onları cümlede yüklem olarak kullandıran ve çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik çekimli fiiller oluşturan “imek” fiiline denir. Bu fiilin dört basit çekimi bulunur. Basit çekimli durumda sadece isim soylu sözcüklerde bulunur. Üç bildirme (haber), bir dilek
Birleşik Fiiller İki veya daha fazla sözün bir araya gelerek kendi anlamlarından farklı bir anlam verecek ve bir hareketi karşılayacak biçimde kalıplaşmasıyla oluşan fiillerdir. Yapılışına göre üç grupta incelenebilir: a. Yardımcı Fiille Yapılan Bileşik Fiiller Bir yardımcı fiille ondan önce gelen adsoylu bir sözcükten oluşur. Yardımcı fiil
Fiilimsiler (Eylemsiler) Fiillerden türemiş olmakla birlikte bir fiil gibi çekimlenemeyen olumlu, olumsuz şekilleri yapılabilen ve cümlede isim, sıfat, zarf gibi görevlerde kullanılan sözcüklerdir. Aslında fiil oldukları halde cümle içinde çekimli halde bulunmayan, fiile benzeyen, ama fiillerin görevini yapmayan kelimelere fiilimsi denir. Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa o kadar
Birleşik Zamanlı Fiiller Basit zamanlı fiil, fiilin tek bir zaman veya kip bildirecek şekilde çekimlenmesiydi. Birleşik zamanlı fiil ise, fiilin birden çok kip ve zaman bildirecek biçimde çekimlenmesiyle oluşur. Basit çekimli fiillere ekfiilin getirilmesiyle yapılır. Üç grupta incelenir. a. Hikaye Birleşik Zamanı Fiilin basit çekiminden sonra ekfiilin “idi”
Fiilerde Anlam (Zaman) Kayması Fiil çekimlerinde kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında kullanılmaz. Bu ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. Elbette bu, cümlenin anlamıyla ilgilidir. Kısaca, cümlede yüklemin çekimlendiği kip veya zamanla işin yapıldığı kip veya zamanın farklı olmasına anlam kayması denir. “Sizi yarın burada bekliyorum.”