Adı Olmayan Şiirler – 1 (Mehmet Akif Ersoy) ‘Hurriyeti aldik! ‘ dediler, gaybe inandik; ‘Eyvah, bu bazicede bizler yine yandik! ‘ Cem’iyyete bir firka dedik, tefrika cikti: Sapsaglam iken milletin erkanini yikti. ‘Turan ili’ namiyle bir efsane edindik; ‘Efsane, fakat, gaye! ‘ deyip az mi didindik?
Adı Olmayan Şiirler – 2 (Mehmet Akif Ersoy) Sabah iskambil atar kahvede, aksam domina… ………. Koylunun bir seyi yok, sihhati, ahlaki bitik; Bak o sirtindaki mintan bile tiftik tiftik. Bir kemik, bir deridir olmedi kaldiysa diri; Nerde evvelki refahin ancak onda biri? Dam cokuk,
Adı Olmayan Şiirler – 3 (Mehmet Akif Ersoy) ‘Hic bilenle bilmeyen bir olurmu? ‘ (Kuran-i Kerim) Olmaz ya… Tabii… Biri insan, biri hayvan! Oyleyse denilen yuz karasindan Kurtulmaya azmatmeli bastan basa millet. Kafi degilmi, yoksa bu son ders-i felaket? Son ders-i felaket neye mal oldu?
Adı Olmayan Şiirler – 4 (Mehmet Akif Ersoy) Muslumanlik sizi gayet siki, gayet saglam, Baglamak lazim iken, anlamadim, anliyamam, Ayrilik hissi nasil girdi sizin beyninize? Fikr-i kavmiyyeti seytan mi sokan zihninize? Birbirinden muteferrik bu kadar akvami, Ayni milliyetin atlinda tutan islam’i, Temelinden yikacak zelzele, kavmiyettir.
Adı Olmayan Şiirler – 5 (Mehmet Akif Ersoy) Umidin her zaman haib, nasibin daima nekbet; Hayatin gecti husranlarla ey gun gormeyen millet! Ne devletsiz basin varmis, ne mel’un tali’in, hayret! Muebbed bir hayat ummus da icmistin.. Fakat seyret: Nasil zehr oldu birden diktigin sahba-yi hurriyet! Meger altust
Adı Olmayan Şiirler – 6 (Mehmet Akif Ersoy) Muslumanlik nerde! Bizden gecmis insanlik bile… Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile! Kac hakiki musluman gordumse, hep makberdedir; Muslumanlik, bilmem amma, galiba goklerdedir; istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana… Gosterin ecdada az cok benziyen kan bana! isterim sizlerde gormek
İstiklal Marşı (Mehmet Akif Ersoy) Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet bu celal? Sana
Kıssadan Hisse Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? ‘ Tarih ‘ i ‘ tekerrür ‘ diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? |» M. Akif Ersoy Sayfasına Dön! « |
Kosova (Mehmet Akif Ersoy) Nerede olsam karşıma çıkıyor bir kanlı ova Sen misin yoksa hayalin mi vefasız kosova Hani binlerce mefahirdi senin her adımın Hani sinende yarıp geçtiği yol Yıldırım’ın Hani asker, hani kalbinde yatan şah-ı şehid Söyle Meşhed öpeyim secde edip toprağını Yokmudur Murad’ın sende iki üç damla
Meyhane (Mehmet Akif Ersoy) Canim sıkıdı dun aksam, sokak sokak gezdim; Sonunda bir yere saptim ki, once bilmezdim. Bitince bir sira ev, sonra bir de virane, Dikildi karsima bir han kilikli meyhane: Basik tavanli, karanlik, sefil bir dukkan; icinde bir masa, yahut civar tabutluktan Atilma
Müslümanlık Nerede? (Mehmet Akif Ersoy) Müslümanlık Nerde Müslümanlik nerde! Bizden geçmis insanlik bile… Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile! Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir; Müslümanlik, bilmem amma, galiba göklerdedir; Istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana… Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana! Isterim sizlerde görmek irkinizdan yadigar,
Necid Çöllerinde (Mehmet Akif Ersoy) Yâ Nebi… Şu halime bak Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın, Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın. Hârimi Pâkine can atmak istedim durdum, Gerildi karşıma yıllarca ailem yurdum. Tahammül et dediler, hangi bir zamana kadar, Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu
Neredesin? (Mehmet Akif Ersoy) La-mekanlarda mısın, nerdesin, ey gaib ilah? Dönerim enfüsü, afakı ezelden beridir. Serpilip kubbene donmuş, o ışık damlaları, Seni, yer yer arayan yaşlarımın izleridir. |» M. Akif Ersoy Sayfasına Dön! « |
Nevruz’a (Mehmet Akif Ersoy) İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz? Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek. Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme; Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek. |» M. Akif Ersoy Sayfasına Dön! « |
Olmaz ya… Tabi. (Mehmet Akif Ersoy) ‘Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu? ‘ (Kuran-ı Kerim) Olmaz ya… Tabii… Biri insan, biri hayvan! Öyleyse denilen yüz karasından Kurtulmaya azmatmeli baştan başa millet. Kafi değilmi, yoksa bu son ders-i felaket? Son ders-i felaket neye mal oldu? Düşünsen: Beynin
Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi (Mehmet Akif Ersoy) Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed, Aylar bize hep muharrem oldu! Akşam ne güneşli bir geceydi… Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu! Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazlûma yaman bir âlem oldu! Çiğnendi harîm-i pâki şer’in; Nâmûsa yabancı mahrem oldu! Beyninde
Ressam Haklı (Mehmet Akif Ersoy) Bir zaman vardı ya tarih-i mukaddes modası… Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası Mutfakta eski resimler ile hep süslensin Diye ressam aratır hayli zaman bir zengin. Biri peyda olarak ‘Ben yaparım’ der, kolunu Sıvayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu Sıvar ama ne sıvar…Sahibi
Sabah İskambil Atar Kahvede, Akşam Domino… (Mehmet Akif Ersoy) Köylünün bir şeyi yok, sıhhatı, ahlakı bitik; Bak o sırtındaki mintan bile tiftik tiftik. Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldıysa diri; Nerde evvelki refahın ancak onda biri? Dam çökük, arsa rehin, bahceyi icra ister; Bir kalem borca
Sultan Yalısı (Mehmet Akif Ersoy) Cosar avizeler atrık köpürür kandiller Bu ışık çağlıyanından bütün afak inler Yalının cephesi baştan başa nur Nim açık pencereler reng ü ziyadan mahmur Al, yeşil mavi fenerlerle donanmış kıyılar Serv-i siminler atılmış suya titrer par par Dalgalardan seken üç çifte kayıklar sökerek
Süleymaniye Kürsüsünden Bir de İstanbul’a geldim ki: bütün çarşı, pazar Naradan çalkanıyor, öyle ya… Hürriyet var! Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş… doğru: Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru. Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının; Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın; Sanki zincirdekiler hep boşanır