İstanbul’un Fetih Yılına Ait Bir Mezar Taşı (Hüseyin Nihal ATSIZ) İstanbul’u zapteden Türk askerlerinden 18 kahramanın taşlarını saklayan bir mezarlık bakımsızlıktan yok olmak üzere. İstanbul’da, Şehzade Başında, Şehzade Başı Polis Merkezi yanında On Sekiz Sekbanlar Sokağı adında bir sokak var. Bakımsız ve tozlu olan bu sokakta küçük bir mezarlık
Işık (Hüseyin Nihal ATSIZ) Korku ve şaşkınlık içinde yaşayan ilk insanın biricik dostu ışıktı. Çünkü onun sayesinde yiyeceğini bulabiliyor, onun yardımıyla düşmanlarından kurtuluyordu. Işıksızlık onun için korkunç bir şeydi. İnsan muhayyilesinin bulup yarattığı, nesilden nesile göçürerek günümüze kadar ulaştırdığı ne kadar fena, yabani, tehlikeli şey varsa hepsi karanlıktan doğmuştu.
Veda (Hüseyin Nihal ATSIZ) Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları acıyı
Yalan (Hüseyin Nihal ATSIZ) Hamit Şevket, ömrünün kışını yaşıyan, belki kırk yıllık bir hukukçudur. Bilhassa milletvekili olduktan sonra bir hukukçunun tartılı ve ölçülü konuşması, delilsiz iddialarda bulunmaması, vatandaş şeref ve haysiyetini düşünerek söz söylemesi lazımdır. 1944 Mayısında, komünist Sabahattin Ali’nin aleyhime açtığı dava Ankara mahkemesinde görülürken Savcı Hadi
Genç Kızlarımıza Çağrı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Her sosyal yapı, kadın ve erkek dediğimiz iki cinsin birbirini tamamlamasıyla var olmuş bir bütündür. Tek başlarına düşünülemeyen bu bireyler, birlikte yaratıcı bir güç kazanırlar. Erkek, kadınla beraberken daha bahadır, daha erdemli ve daha bilge olmak zorunluluğunu duyar.Kadın da bir erkekle birlik olunca
Gaza Topraklarının Gazi ve Şehit Çocukları (Hüseyin Nihal ATSIZ) En eski zamanlardan beri gaza toprağı olan Türk Elleri dünyanın sonuna kadar da gaza yurdu olarak kalacaktır. Eski al bayrağımız, sonraki gök bayrağımız, bugünkü ay yıldızlı sancağımız nasıl gazalarla yanmış, delik deşik olmuşsa bu toprağın çocukları da öyle yanıyor, öyle
16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar (Hüseyin Nihal ATSIZ) Son zamanlarda basında görülen haberlerle ve TRT`nin bastırdığı bir takvimle Türklerin şimdiye kadar 16 büyük devlet kurduğunu, bu yüzden Türkiye Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldız bulunduğu iddiaları öne sürüldü. Her şeyimiz gibi tarihimiz de henüz kesin şeklini almış değildir. Türk
10 ilkteşrin 1444 Varna Meydan Savaşı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Osmanlı padişahlarının en büyüklerinden biri olan İkinci Murad, 12 Temmuz 1444’te Macarlarla yaptığı barış andlaşması ile Osmanlı tarihindeki ikinci mağlûbiyeti kabul ediyor ve 1437’den beri Haçlılarla sürüp gitmekte olan savaş faslını kapayarak kendi isteği ile padişahlıktan çekiliyordu. Hiç şüphesiz, Ankara
En Sinsi Tehlike (Hüseyin Nihal ATSIZ) 1943 Haziran`ınında “En Büyük Tehlike” adı ile çıkan ve tifüsten korunma çarelerinden bahsediyor sanılarak halk tarafından kapışılan bir broşürde Türkçülük ve ırkçılık ülküsüne saldırılmış, Türkçülük yabancı malı bir düşünce diye gösterilmiş, Türkçülerle ırkçıların da yabancı devletlerin ajanları olduğu zimnen anlatılmak istenilmiştir. Bu broşürü
Dışarıdan Gelmemiş Olan Tek Düşünce (Hüseyin Nihal ATSIZ) Türkçülük düşüncesi, bu fikrin düşmanları veya her şeyle alay etmek alışkanlığında olan prensipsizler tarafından saldırıya uğrarken, yapılan sataşmaların başlıcaları şunlar olmuştur: 1- Bunlardan biri “Türkçülük” kelimesine olan itirazdır. İtirazcılar şöyle demektedirler: “Türkçülük de ne demek oluyor? Bunlar Türk mü satıyorlar?
Musa’nın Necip (!) Evlatları Bilsinler ki: (Hüseyin Nihal ATSIZ) Yahudi denilen mahluku dünyada Yahudiden ve sütü bozuklardan başka hiç kimse sevmez. Çünkü insanlık daima kuvvete, kahramanlığa ve iyiliğe tapındığı halde Yahudi zilletin, korkaklığın, kötülüğün ve seciyesizliğin örneği olmuştur. Dilimizdeki “Yahudi gibi”, “çıfıtlık etme”, “çıfıt çarşısı”, “havraya benzemek”, “Yahudiden yumurta
Kızıl Elma (Hüseyin Nihal ATSIZ) Bir milletin yürütücü kuvvetine “ülkü” denir. Toplumlardaki kişileri birbirine bağlayan nesne, sadece kök birliği, çıkar ve ihtiyaç değil, bunlarla birlikte ve aynı zamanda ülküdür. Ülküsüz topluluk yerinde sayan, ülkülü topluluk yürüyen bir yığındır. Sözlük anlamı “and” ve “uzak hedef” demek olan “ülkü”, topluluğu
Türk Milletinin Şeref Şehrahı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Çınaraltı dergisinin 83. sayısında Türk Tarihinin Şeref Galerisi” adlı yazısı ile Adnan Giz ortaya güzel bir teklif atmaktadır: Türk tarihinin en mühim ve büyük 40 şahsiyeti için bir galeri yapmak… Buraya girecek şahsiyetler için de üç şart koşuyor: 1- Türk soyundan olmak;
Nejdet Sançar (1910 – 1975) (Hüseyin Nihal ATSIZ) Nejdet Sançar öldü demek, Türkçülük cephesi en iyi savaşan tümenini kaybetti demektir. Bu boşluğu ve ön saflardakilerin yıpranmışlığından doğan açığı ikinci, üçüncü sırada hedefe doğru yürüyenler dolduracak, yürüyüşe bir an bile ara verilmeyecektir. Gerçek insan için hayat, savaştır. Biz bu dünyaya
Komünist Donkişotu Proleter – Burjuva Gospodin Nazım Hikmetof Yoldaşa (Hüseyin Nihal ATSIZ) Don Kişotu herkes bilir; kahramanlık martavallarıyla dolu kitapları okuya okuya zayıf sinirleri büsbütün sarsılan ve aklını oynatan bu kahraman taslağı, cihana güya adalet götürmek için sıska bir ata biner ve paslanmış bir mızrakla yola çıkar. Bozuk kafasında
Fantaziler (Hüseyin Nihal ATSIZ) Dünya çok değişti. Galiba fabrika bacalarından ve arabalardan çıkan zehirli gazlar havanın terkibine iyice karışarak insan şuurunda kötü tesirler yaptı. Her zaman için geçerli olan manevî değerlerin bu kadar değişmesini başka türlü açıklamaya imkân yok. Eskiden insanları utançla kızartacak olaylar karşısında âdeta gururla duranlara baktıkça
Komünist, Yahudi ve Dalkavuk… (Hüseyin Nihal ATSIZ) Türk milletinin dışarki düşmanları bütün dünyadır. Bunu tarih bize edebi bir öğüt halinde hikaye eder. İçerdeki düşmanları ise üç tanedir. Komünist, yahudi ve dalkavuk. Komünist, vicdanını yahudi “Marks”a satmış olan vatansız serseri demektir. Amele diktatörlüğünün kurulduğu yerde cennete varılmış olduğunu zanneder. O,
Kürtler ve Komünistler (Hüseyin Nihal ATSIZ) Malatya’nın bir köyünde, Şaban adlı bir öğretmen hem Atatürk büstünü kırdı, hem de Türk bayrağını yırttı. Bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden Atatürk’e düşman olsa bile Türk
Türk Tarihinde Yabancı Kanlıların İhanet Serisi (Hüseyin Nihal ATSIZ) BİRİNCİ İHANET Türk tarihi, içimizdeki yabancıların ihaneti ile doludur. Tarihimizin biraz aydınlanmaya başladığı çağlardanberi aralıksız süregelen bu ihanetler, yabancı kan taşıyanlar’a güvenmenin, onlara devlette üstün değil, en aşağı bir yer bile vermenin ne büyük yanlış olduğunu anlatan ebedî bir derstir.
26 Ağustos (1071) ve 30 Ağustos (1922) (Hüseyin Nihal ATSIZ) Ağustos, tarihimizde mühim ve şanlı bir aydır. 26 Ağustos 1071 ile 30 Ağustos 1922, aynı düşman millete karşı iki büyük ve örnek zaferin kazanıldığı dönüm günleridir. Birincisi, millî şuurun da şimşek gibi çaktığı bir gündür. İkincisi, en bitkin zamanımızda