Nerede? Hani oturulup otağlarda, Attan aygır deveden buğralar kırılıp, Kopuzlar çalınırdı. Gözler bakışırdı umutla, Sözler çarpışırdı. Kımızlar içilirdi birlikte, Tanrı Dağları’nın keskin ürperden rüzgarlarında. Akınlara çıkardık, Ufukta bize gülümseyen kutlu sevgili uğruna, Şimşekler çakardı gözlerimizde, Yıldırım olurduk yüreklerimizde, Önümüze düşüp Börü, Getirmişti bizi buralara ya! Hani şimdi otağlarımız Nerde
Esiyordu Tuğ Esiyordu tuğ, törenin gölgesinde. Esmesinde tunç yollar akıyor Tanrı Dağı’na. Koşuyordu atlar, Suskunluğun asiliği yelelerinde, Taşıyorlardı sırtlarında akınları, od yurduna. Otağlar kuruluyordu kara ve ak. Konukluğunu yaşıyordu budun, ötelenmiş düşlerde Bozkır yaşama bulanıyordu, Boz toprak ise Araz’a, Hazar’a… Issık çalıyordu kopuzlar, Susmuyordu ozanların korkut yüreği. Söyleniyordu, “Mete”