Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (Görüntülemek istediğiniz başlığa dokunun…) Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun Hayatı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (Hayatı) Şiirlerinden Örnekler Ağın Ardından Asımın Nesli Uyan Ey Türk Oğlu ! Türkmen Ağam Senin Yüzünden Özmenem Önkuzu Nene Hatun… Meydan Mamak’ta Malazgirt Marşı Kahramanlık Türküsü Haydi Uyan Gün Sazak Fatih’le Hesaplaşma Not:
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (Hayatı) Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun hayatını, onunla yapılmış bir söyleşiden alıntılayarak, şairin hayatını kendi ağzından daha doğru olarakçıkarabiliriz. Soru : Şiire nasıl başladınız? Niçin ve nasıl devam ettiniz? Cevap : Şiire 11 yaşında başladım. İlkokulun 4. sınıfında idim. O yıl Erzincan zelzelesi olmuştu, ilk şiirimi, Erzincan zelzelesi
Ağın (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Bunca güzel sevdik, fakat hiçbiri, Ağın dedikleri yar gibi değil. Çok meyva devşirdik bağdan bahçeden, Onun bağrındaki NAR gibi değil. Ey ak-ın, yeşilin, morun aşığı, Ey gönül tahtının son yakışığı, Yıldızın, güneşin, ayın ışığı, Senin yüzündeki NUR gibi değil. Gönül yeşilinden aldı
Ardından (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Burada baş sağlığı, orada gözler aydın; Íki ayrı dünyada iki ayrı tören var. TANRI katından gelen bir yüce buyruk üzre, Aramızdan ansızın çadırını deren var. Orada ecdat ruhu sadümanlık içinde Burada tamu içre gönüllerde boran var. Eksilmiş bir yanımız; çarpılmış gibiyiz hep TANRI korusun
Asımın Nesli (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Sakarya’nın kan fışkıran toprağından yoğrulup Unutulmuş pınarlardan doldurulan testiler… Azgın kuzey yellerinin ateşinde kavrulan Bağırlardan, dudaklardan susuzluğu kestiler. Her birinden bölük bölük yumaklanan bulutlar Şol Ebabil kuşlarınca kanatlanıp, estiler… Haykırdılar…Can bölünmez, et tırnaktan ayrılmaz! .. Bozkurt olup, çakalları inlerinde bastılar. En kudurgan namlulardan
Uyan Ey Türk Oğlu ! (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Er meydanlarından çekilir oldun Çorak iklimlere ekilir oldun Eğilmek bilmezdin bükülür oldun… Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene? Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene? Boşaldın boşaldın.. Dolabilmedin, Gidişin o gidiş.. Gelebilmedin… Döktüğün kanları alabilmedin… Şah damarlarına yapışan kene
Türkmen Ağam (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Dağlar dağımdır benim Gam ortağımdır benim Söyletme çok ağlarım Yaman çağımdır benim.’ Dündar Taşer’in büyük hâtırasına… İşit beni, dinle beni, duy beni… Eylendirmez dügün, dernek, toy… beni. Yar beni hey… dil beni hey..oy beni… Dündar Ağam, bizi koyup gitti bil! … Uçmağ
Senin Yüzünden (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Taşı aş diye yedirdiler senin yüzünden Boğazımıza dizildi taştan lokmalar. Ve yalnız zehir İçtik su diye yudum yudum senin yüzünden… Halimizi hatırımızı soran olmadı. Kırk katır mı kırk satır mı diye sordular hep; Katırla satır arasında gidip gelirken, katıra bindirip satırı indirdiler.
Özmenem (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Öz menem! … Öz menem! … Onlar kabuk…öz menem! .. Sen yelde savrulan kül.. Yüreklerde köz menem! .. Ülkü uğruna şehid Men Süleyman Özmen’ em! .. Ne Kafkasya ne Prut Şu bin yıllık anayurt! Kurşunlanan bir Bozkurt, Çıkarılan göz menem! .. Dinmez gönül sancımız,
Önkuzu (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Kuzu yürür… kuzu yürür… Önde Önkuzu yürür… Kuzular meledikçe Gönlüme sızı yürür!… Önkuzu hey!… Önkuzu!… Önde gider Önkuzu… Bu bayrak düşmez yere Ölmedikçe son kuzu!… Dursun adı… Dursun adı… O gitti, dursun adı. Dillerde türkü olsun, Yürekte vursun adı!… Kuzular koç olacak, Toy, düğün,
Nene Hatun… (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Tâze gelin iken onsekizimde İki göğcek bala iki dizimde Ve iki damla yaş iki gözümde Doksan üç gününden hatırladığım. Ruhumun sururu oğlumla kızım Mürvetim, devletim, sevincim, sızım… İki can yoldaşım, Elifle, Kâzım.. Şaçlarını tel tel ıtırladığım. Komazlar ki çifte kuzu meleye
Meydan (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Şu yeryüzü er meydanı Gönül sevmez her meydanı Yüreksize yorgan döşek, Koç yiğite ver meydanı. Başbuğlar tuğ kaldıranda, Atlar dizgin dolduranda, Malazgirt’te, Çaldıran’da Sakarya’da gör meydanı. Kaytan bıyık bura bura Gakkoş, Dadaş sıra sıra Elaziz’de Çay’da Çıra, Erzurum’da bar meydanı. Ey
Mamak’ta (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Oğullar işkencede… Analar ağlamakta. Körpe yüreklere kan… Gencecik rüyâlara gözyaşı damlamakta. Demokrasi… Hak… Hukuk… karasevdâlıları… Şuracıkta.. Mamak’ta Vicdanları çürüten feryâdı duymamakta. Demek bazılarının hak, hukuk anlayışı Bazılarını insan yerine koymamakta!.. Meğer ne faziletler varmış ta bilmezmişiz Millî makaddesatâ saygılı olmamakta (!)
Malazgirt Marşı (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Aylardan Ağustos, günlerden Cuma Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum’a Bozkurtlar ordusu geçti hücuma Yeni bir şevk ile gürledi gökler Ya Allah…Bismillah… Allahuekber Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu Ardında Oğuz’un ellibin tuğu Andırır Altay’dan kopan bir çığı Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…
Kahramanlık Türküsü (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Şanlı kitap önderimiz kılındı İman sancak gönderimiz kılındı İklim-i Rum,minderiniz kılındı Ol mindere kavi diz verilmeli. Barak Baba,Sarı Saltuk orada, Hacı Bektaş Veli,Taptuk orada, Bir mübarek vatan yaptık orada, Ki,bir can dilerse bin verilmeli. Töre,nizam,yol ve yordam her kula Ulus,erkan,edep,erdem her
Haydi Uyan (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Er meydanlarından çekilir oldum Çorak iklimlere ekilir oldum Eğilmek bilmezdim bükülür oldum Sürer mi bu gaflet daha kaç sene Uyanıp kendine dönmeyi dene Acımda ne varsa kurudan, yaştan Al Dede Korkut’tan Hacı Bektaş’tan Malazgirt, Tuna, doğ yeni baştan Dilerim Allah’tan bu devran
Gün Sazak (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Kurudu gözde pınarlar Canım içre canın gitti Devrildi iri çınarlar Nice gül fidanım gitti Bölünmesin diye millet Baki kalsın devlet Dağlar gibi kemikle et Seller gibi kanım gitti Paramparça idi ruhum Ellerinde bir gûruhum Tufanı bu mudur nûhun Diye arşa ölüm
Fatih’le Hesaplaşma (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Her delikanlının senin yaşında, Kavak yelleri eserken başında; Ta.. bilmem nereden şu kadar yolu Gelip, almak var mıydı İstanbul’u? Bunca zahmet, bunca şehit, bunca kan… Neden yaptın bunu Sultan Mehmed Han? Hatanı silmedi hala asırlar, Hele işlediğin öbür kusurlar…
————————————————————————————————– Aşağıdaki yazı, “Metin Karadağ” adlı konuğumuz tarafından gönderilmiştir. ————————————————————————————————– Çağdaş Kıbrıs Türk Şiirinde Akdeniz Kültürü Yansımaları Metin KARADAĞ (UKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı) ÖZET Edebiyat ile coğrafya arasında biçimlendirici bir ilişki vardır. Kültür oluşturucusu toprak, üretim-tüketim biçimleri ile gelenekler oluşturur. Bu gelenekler de günlük yaşam biçimlerini aşarak sanatsal
————————————————————————————————– Aşağıdaki yazı, “Metin Karadağ” adlı konuğumuz tarafından gönderilmiştir. ————————————————————————————————– Akdeniz Kültürü Bağlamında Osman Türkay Şiiri Metin KARADAĞ (UKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı) “Akdeniz’in mavi incisi Kıbrıs Doğduğum, ilk güneş ışıklarını gördüğüm Şiiri, barışı ve erinci ilk soluduğum ülke” (Osman Türkay) Doğa, insana ilişkin kültür değerlerinin yaratılmasında öncül etkenlerdendir.