Karluklar Adları kar yığını manasına gelen Karluklar, Göktürklerin bir koludur. ilk yurtları Altayların batı bölgeleri idi. Göktürk çağında Göktürklere bağlı olarak yaşayan Karluklar, I. Göktürk Devleti’nin yıkılmasıyla güçlerini artırmışlardır. Kapagan Kağan zamanında tekrar II. Göktürk Devleti’ne bağlanmakla beraber Uygurlar ve Basmıllar ile birleşerek Göktürkler’in yıkılmasında büyük rol oynamışlardır. Uygurlar
Kimekler Kimek adının manası kesin olarak bilinmemekle birlikte gemi sözcüğünün ilk şeklinden geldiğine dair görüşler bulunmaktadır. Batı Göktürk topluluklarından biri olan Kimekler, İrtiş ırmağı boylarında yurt tutmuşlardı. Aralarında Kıpçakların da bulunduğu çeşitli boylardan oluşan bir federasyon şeklinde yaşıyorlardı. Kimekler, önce Batı Göktürklerine, ardından aynı sahada hâkimiyet kuran Türgeşlere bağlandılar.
Türkler’in İslamiyet’e Girişi Emevi Halifeliği zamanında müslüman Araplar, Suriye ve İran’ı hâkimiyetlerine alarak Maverâünnehir bölgesine ulaşmışlardı. Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki bu bölgede Türkler bulunmaktaydı. Böylece Araplar ile Türkler ilk defa temasa geçmişlerdir . Emeviler bölgede İslâmiyet’i yaymaktan çok, yeni zaferler peşinde koşmuşlar; Müslüman olmalarına rağmen yerli halka ağır
Karahanlılar Karahanlılar, daha önceki Türk devletlerinden farklı olarak, hükümdarların ve halkının çoğunluğunun Müslümanlığı seçtiği ilk Türk-İslâm devletidir. Bu sebeple Türk tarihi içerisinde Karahanlıların özel bir yeri ve önemi vardır. Hâkaniye ve İlig-Hanlar adlarıyla da anılan Karahanlı Devleti, başta Karluklar olmak üzere Çiğil, Yağma ve Tuhsı gibi Türk Boylarına dayanıyordu.
Gazneliler Gazneliler Devleti adını, Doğu Afganistan’da bulunan başkentleri Gazne’den almaktadır. Ayrıca hükümdarlık hanedanının kurucusundan dolayı Sebük-teginliler veya lâkaplarından dolayı Yemînîler diye de anılırlar. Sâmanoğulları Devleti’nin (819-1005), dağılmaya başladığı sırada, bu devlette komutanlık ve valilik yapan Türkler, bazı bölgeler de hâkimiyet kurmuşlardı . Bunlardan biride Horasan Emiri Alp-Tegin’dir. Alp-Tegin Doğu
Büyük Selçuklu Devleti Batı Türklüğünün en kalabalık ve güçlü kesimi olan Oğuzlar , II. Göktürk Devleti ve Uygur Kağanlığı zamanında daha batıya göç etmek zorunda kalmıştı. IX. ve X. yüzyıllarda gerçekleşen ikinci göçte, Guz adıyla anılan bir kısım Oğuz kitleleri Doğu Avrupa’ya kadar ilerlemiş, asıl kitle ise Seyhun nehri
Cengiz İmparatorluğu Kırgızların Orhun-Yenisey’deki Uygurları 840 yılında ortadan kaldırması ve ardından kendilerinin de Moğol hâkimiyetine girmeleriyle beraber, en eski Türk yurdu Moğolların eline geçmişti. Artık X. yüzyıldan itibaren gittikçe güçlenen Moğol kabileleri, Türklerin siyasî bir birlik oluşturamamasından da yararlanarak, faaliyetlerini artırmışlar, ancak kendileri de güçlü bir siyasî birlik oluşturamadıkları
Cengiz’den Sonraki Hanlıklar Kubilay Hanlığı (1280-1368) Cengiz’in vasiyetine uyularak ölümünden sonra yerine, üçüncü oğlu Ögeday kağan seçildi (1228). Onun zamanında Kore, Kuzey Çin tamamıyla imparatorluğa bağlandı. 1237-1241 yıllarında Batı seferi ile Kıpçak ülkesi, Rusya ve bütün Doğu Avrupa ele geçirildi. Ancak Ögeday’ın ölümünden(1241) sonra, bir müddet eşi tarafından idare
Timur İmparatorluğu Babası Barlas kabilesi lideri Turgay olan Timur, 1336’da Semerkant yakınlarında Keş (Yeşil Şehir)’de doğmuştur. Timur’un ortaya çıktığı tarihlerde, Çağatay Hanlığı sarsıntı geçirmekte idi. Otorite boşluğundan faydalanan, Cengiz hanedanından olmayan emirler, Çağatay hanlığı içerisinde idareyi ele alarak nüfuzlarını artırmaktaydı. Nitekim 1360 yılından itibaren adından söz edilmeye başlayan Timur,
Timur’dan Sonraki Hanlıklar Özbek Hanlığı (Şibaniler) (1428-1599) Batu Han’ın kardeşi Şiban soyundan gelen Ebulhayr Han devletin kurucusudur. Altınorda Hanı Özbek Han’ın ahfadından oldukları için devlete onun ismini vermişlerdir. Özbekler, 1428 yılında Ebulhayr’ı Sibir şehrinde han ilân etmişler ve Timurluların içine düştüğü karışıklıklardan yararlanan Ebulhayr Han da, 1431’de Gürgenç dahil
Diğer TÜRK – İslam Devletleri HARZEMŞAHLAR (1097-1231) Ceyhun ırmağının Aral gölüne döküldüğü yerin güney kesimleri Harezm (Harzem) adıyla anılır. Öteden beri burada hüküm sürenlere Harzemşah (Harezmşah) denilmiştir .Harzemşahlar sülâlesinin atası Anuş-Tegin isminde, Begdili Türk zümresine mensup bir kişidir. Anuş- tegin Selçuklu Sultanı Melikşah’ın saray hizmetinde bulunuyordu. Oğlu Kudbeddin Muhammed,
Osmanlı İmparatorluğu (1.Bölüm) OSMANLI İMPARATORLUĞU Anadolu(Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla beraber, özellikle Batı Anadolu’daki beylikler arasında, Türk birliğini yeniden tesis etmeyi amaçlayan mücadeleler kızışmış idi. İşte bu mücadelelerin neticesinde Anadolu’da Osmanoğullarının yıldızı parlayacak ve altı yüz yılı aşan muhteşem bir Türk devletine tarih tanıklık edecektir. Osmanoğullarının Menşe’i: Tarihi
Osmanlı İmparatorluğu (2.Bölüm) Fatih ve Cihan Devleti’nin Doğuşu İstanbul’un Fethi: II. Mehmet, babasının ölümü üzerine ikinci kez Osmanlı tahtına oturduğunda, devletin ortasında bir şer adacığı hâlinde kalmış köhne Bizans’ı ortadan kaldırmayı öncelikle hedef olarak belirlemişti. Böylelikle Osmanlı devleti tam bir cihan devleti haline gelebilecekti. Hedefini gerçekleştirmek için ilkin Sırbistan
Osmanlı İmparatorluğu (3.Bölüm) Yavuz Sultan Selim Devri; Henüz Trabzon’da vali iken Doğu’da Safavilerin nasıl güçlendiğini gören ve onlarla başarılı bir mücadeleye giren Selim, tahta çıktıktan sonra, Anadolu’daki mezhep mücadelesine bir son vermek için Safavilerle doğrudan savaşa girmeyi kaçınılmaz görmekteydi. Nihayet ordusunun başında Doğu seferine çıkan Yavuz Selim, Çaldıran Ovası’nda
Osmanlı İmparatorluğu (4.Bölüm) Lâle Devri: Pasarofça Antlaşması neticesinde ortaya çıkan barışı iyi kullanmak isteyen Osmanlılar, artık Avrupa karşısında savunma durumunda kalacağını anladığından, Balkanlardaki sınır kalelerini tahkim etme, bölge halkını yanında tutmak için vergileri azaltma siyaseti uygulamaya ağırlık vermekteydi. Damat İbrahim Paşa, Osmanlılara üstünlük kurmuş olan Avrupa’yı her yönüyle tanımak
Osmanlı İmparatorluğu (5.Bölüm) Tanzimat Dönemi Daha önceleri gerçekleştirilmeye çalışılan Islahat Hareketleri, Osmanlı Devleti’nin kendi iradesiyle uygulamaya çalıştığı, içte ve dıştaki başarısızlıklarını önlemeye yönelik yenilikleri ifade etmekteydi. Ancak Avrupa ve Rusya’nın mütemadiyen iç işlerine müdahale etmesi, Osmanlı Devleti’ni, kendi inisiyatifi dışında, yeni tedbirler almaya zorlamaktaydı. Özellikle gayrimüslim unsurları bahane eden
Osmanlı İmparatorluğu (6.Bölüm) II. Meşrutiyet Dönemi I.Meşrutiyet’in kaldırılmasından sonra II.Abdülhamit içte ve dışta meydana gelen olumsuz gelişmelerin de etkisiyle, katı bir yönetim sergilemeye başlamıştı. Meşrutiyet taraftarları da buna karşılık muhalefetlerinin dozunu artırmışlardı. Osmanlılık fikrinin temsilcisi olan Sadrazam Midhat Paşa 1881’de ölüm cezasına çarptırılmış, sonra affedilerek, Arabistan’a sürgüne gönderilmiş ve
Milli Mücadele Dönemi (1.Bölüm) TÜRK MİLLÎ MÜCADELE HAREKETİ VE KUVA-YI MİLLİYE RUHU XX. yüzyıl başları, bu tarihe kadar devam edegelen mücadele ve muharebelerin, Türk milleti aleyhinde cereyan ettiği bir zamandır. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Balkan savaşları akabinde oluşan gruplaşmada tarafsız kalamamış ve Almanya’nın yanında I. Dünya Savaşı’na
Milli Mücadele Dönemi (2.Bölüm) Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’daki Hazırlıkları ve Millî Mücadelenin Başlaması Mustafa Kemal Paşa İtilaf donanmalarının mütareke hükümlerine göre İstanbul’u fiilen işgal ettiği 13 Kasım 1918 tarihinde bu şehre gelmişti. Gördüğü manzara karşısında çok sinirlenen Mustafa Kemal Paşa’nın yaverine söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü meşhurdur. Mustafa Kemal
Milli Mücadele Dönemi (3.Bölüm) Misak-ı Millî Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık 1919 tarihinde Sivas’tan Ankara’ya geldi ve meclisin toplanması için hazırlıklara başladı. Sultan Vahideddin tarafından 21 Aralık 1918’den beri feshedilmiş bulunan mebuslar meclisinin toplanması için yapılan seçimlerde Mustafa Kemal Paşa ilk defa Erzurum mebusu olarak parlâmento üyesi oldu. Meclis-i