Divan-ı Lügati’t Türk’ten Beyitler (Aşkla İlgili Beyitler) Üdik otı tutunup öpke yürek kagrulur Özüm mening budursın otı anıng çaklanurAşk ateşi tutuşunca ciğer yürek kavrulur; Benim özüm bıldırcın, onun aşk ateşinde döner. Köngli köyüp kanı kurıp ağzı açıp katgurar Sızgurgalır üdikler essiz yüzi burkurar Gönlü yanar, kanı kurur; ağzını
Dinde Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkçülük, din kitaplarının ve hutbelerle vaazların Türkçe olması demektir. Bir millet, din kitaplarını okuyup anlayamazsa, doğaldır ki, dinin gerçek niteliğini öğrenemez. Hatiplerin vaizlerin ne söylediklerini anlamadığından ibadetlerden de hiç ir zevk alamaz. İmam-ı Azam hazretleri, hatta, namazdaki surelerin bile milli dilde okunmasının dince sakıncalı olmadığını
Ekonomide Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkler, en eski zamanlarda, göçebe hayatı yaşıyorlardı. Bu zamanlarda, Türk ekonomisi çobanlık esasına dayanıyordu. O zamanlarda, Türklerin bütün servetleri koyun, keçi, at, deve, öküz gibi hayvanlardan ve yedikleri süt, yoğurt, peynir, tereyağı, kımız gibi hayvan ürünlerinden ibarettir. Giydikleri de bu hayvanların postekileri, derileri, yünleri ve
Politikada Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkçülük, politik bir parti değildir; bilimsel felsefi, estetik bir ekoldür. Başka bir deyimle, kültürel bir çalışma ve yenileşme yoludur. Bu nedenledir ki Türkçülük, şimdiye kadar, bir parti şeklinde politik mücadele hayatına atılmadı. Bundan sonra da, şüphesiz atılmayacaktır. Bununla beraber, Türkçülük büsbütün politik ideallere kayıtsız
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Savaş) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle vı çuvaş kuruldı Tuğum tikip uruldı Süsi otun uruldı Kançuk kaçak ol tutar Hakan otağı kuruldu Tuğ dikildi kös vuruldu, Düşman ot gibi biçildi Beği benden nasıl kaçar? Eren arıg örpeşür Öçin kekin irteşür Sakal tutup tartışur Köksi
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Alp Er Tonga Sagusu) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Alp Er Tonga öldi mü İsiz ajun kaldı mu Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur Alp Er Tonga öldü mü, Kötü dünya kaldı mı, Zaman öcün aldı mı Artık yürek yırtılır. Ödlek yarag közetti
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Ağıt) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Erdi aşın taturgan Yavlak yagıg katargan Boynın tutup kadırgan Bastı ölüm agtaru Konuk doyuran idi, Düşman püskürten idi, Boynun tutup kıran idi; Ölüm bastı, yere çaldı. Erdi aşın taturgan Yavlak yagıg kaçurgan Ograk süsin kaytargan Bastı ölüm ahtaru
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Bahar Geldi) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Yay baruban erküzi Aktı akm munduzı Togdı yaruk yulduzı Tıngla sözüm külgüsüz Bahar geldi, kar suları Aktı delice selleri; Doğdu seher yıldızı, Dinle sözüm, gülünmez. Ağdı bulıt kükreyü Yağmur tolı sekriyü Kalık anı ükriyü Kanca barur
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Kış ile Yazın Atışması) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Kış yay bile tokuştı Kıngır közün bakıştı Tutuşkalı yakıştı Utgalı mat ograşur Kış ile yaz döğüştü, Düşman gözle bakıştı, Tutuşmak için yaklaştı, Yenmek için uğraşır. Yay kış bile karıştı Erdem yasın kurıştı Çerig tutup küreşti
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Kurt Peşinde) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Kiçe turup yorır erdim Kara kızıl böri kördüm Katıg yanı kura kördüm Kaya körüp baku ağdı Gece kalkmış yürüyordum, Kara kızıl börü gördüm, Sert yayımı kuradurdum, Kurt görüp tepeden ağdı. Ikılaçım erig boldı ‘Erig bolgu yeri kördi Bulıt örüp
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Aşk) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Könglüm angar kaynayu İçtin angar oynayu Keldi manga boynayu Oynap meni argarur Gönlüm coşar kaynaşır, Evde onunla oynaşır; Gelip üstüme nazlaşır, Oynayıp beni yoruyor. Bardı közüm yarukı Aldı özüm konukı Kanda erinç kanıkı Ümdi udin odgurur Gitti gözüm
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Dedim Dedi) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Aydum angar sevük Bizni tapa nelük Keçting yazı kerik Kırlar ediz bedük Dedim: Sevgilim, Bize nasıl geldin? Ovaları nasıl geçtin? Tepeler yüksek, büyük. Aydı sening udu Emgek telim ıdu Yumşar katıg udu Könglüm sanga yüğrük Dedi: Senin
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Bilgi) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle İdimni öger men Biligni yüger men Köngülini tüger men Erdem üze türlünür Tanrımı överim, Bilgiyi yığarım, Gönlümü bağlarım, Erdem ile dürülür. Ulugnı tiler men Ta varın yüler men Tilekni bular men Yılkım angar üplenür Ululuk dilerim, Malla desteklerim,
Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler (Türk) Karahanlı Türkçesiyle Türkiye Türkçesiyle Kaçan korse anı Türk Budun anga aydaçı Mungar tegir ulugluk Munda naru keslinür Görünce bir Türk Şöyle söyler halk: Bundadır ululuk, Bundan gayrıda yok. …Diğer Şiirler… Kış ile Yaz Alp Er Tonga Bahar Geldi Dedim Dedi
Atatürk’ün Eğitime Verdiği Önem Atatürk, büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitim alanında da milletimizin çağ değiştirmesini, atılım yapmasını sağlayan büyük bir önderdir. Atatürk‘ün Millî Eğitim konusuna gösterdiği ilgi ve bu konuda ileri sürdüğü görüşler incelendiği zaman, bu konuya adeta bir eğitim düşünürü gibi
Kasidei İstibdat Yahut Kırmızı İzler (M. Kemal Atatürk) Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus, Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi, Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus Efkârı sakimane ile âleme karşı Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit, Âmali harisanesini eyledi tezyit… Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur, Tırnaklarını aileler kalbine saplar;
Hakikat Nerede? (M. Kemal Atatürk) Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. Asya’nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz
Felsefede Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Bilim, objektif ve olumlu olduğu için, milletlerarasıdır. Bundan dolayı, bilimde Türkçülük olamaz. Fakat felsefe, bilime dayanmış olmakla beraber, bilimsel düşünüşten başka türlü bir düşünüş biçimidir. Felsefenin objektif ve olumlu sıfatlarını kazanabilmesi ancak bu sıfatlara sahip olan bilimlere uygun olması sayesindedir. Bilim kabul etmediği hükümleri felsefe
Bir Askerin Mezarına (M. Kemal Atatürk) Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir, Beyaz taş var, onun altında bayraklar Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken… Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir Asker yatıyor… Onun hâbı istirahate çekildiği şu Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler. Kadınlar dümü
Atatürk’ün Edebiyata Verdiği Önem ATATÜRK’ÜN EDEBİYATLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ Atatürk‘ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır. Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki: “Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya