Esiyordu Tuğ Esiyordu tuğ, törenin gölgesinde. Esmesinde tunç yollar akıyor Tanrı Dağı’na. Koşuyordu atlar, Suskunluğun asiliği yelelerinde, Taşıyorlardı sırtlarında akınları, od yurduna. Otağlar kuruluyordu kara ve ak. Konukluğunu yaşıyordu budun, ötelenmiş düşlerde Bozkır yaşama bulanıyordu, Boz toprak ise Araz’a, Hazar’a… Issık çalıyordu kopuzlar, Susmuyordu ozanların korkut yüreği. Söyleniyordu, “Mete”
Özmenem (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Öz menem! … Öz menem! … Onlar kabuk…öz menem! .. Sen yelde savrulan kül.. Yüreklerde köz menem! .. Ülkü uğruna şehid Men Süleyman Özmen’ em! .. Ne Kafkasya ne Prut Şu bin yıllık anayurt! Kurşunlanan bir Bozkurt, Çıkarılan göz menem! .. Dinmez gönül sancımız,
Malazgirt Marşı (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu) Aylardan Ağustos, günlerden Cuma Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum’a Bozkurtlar ordusu geçti hücuma Yeni bir şevk ile gürledi gökler Ya Allah…Bismillah… Allahuekber Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu Ardında Oğuz’un ellibin tuğu Andırır Altay’dan kopan bir çığı Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…