Milli Müzik (Türkçülüğün Esasları) Avrupa müziği girmeden önce yurdumuzda, iki müzik vardı:bunlardan biri Farabi tarafından Bizans’tan alınan Doğu müziği diğeri eski Türk müziğinin devamı olan Halk melodilerinden ibaretti. Doğu müziği de, Batı müziği gibi, eski yunan müziğinden doğmuştu. Yunanlılar, halk melodilerinde bulunan tam ve yarı sesleri yeterli görmeyerek,
Diğer Sanatlarımız (Türkçülüğün Esasları) Diğer sanatlarımız tamamıyla halk tarafından yaratıldıkları için, tamamen millidirler. Dans, mimari, nakkaşlık, ressamlık, hattatlık, marangozluk, demircilik, çiftçilik, boyacılık, çuhacılık, halıcılık, kilimcilik, v.s., v.s. gibi. Osmanlı yüksek tabakası; bedenle ilgili olan veya el aracılığıyla yapılan bu işleri sıradan saydığı için, halka bırakmıştır. Bundan dolayı Türkçülük bu
Milli Zevk ve İşlenmiş Zevk (Türkçülüğün Esasları) Her millette güzellik anlayışı farklıdır. Bir milletin güzel saydığı şeyleri başka bir millet çirkin sayabilir. Bu yüzden zevkin milli olması gerekir. Gerçekten de her milletin milli bir zevk anlayışı vardır. Eğer, bir millet milli zevkinden uzak düşmüşse sanat alanında yaptığı şeyler hep
Türklerde Ahlak (Türkçülüğün Esasları) Büyük milletlerden her biri, medeniyetin özel bir alanında birinciliği kazanmıştır. Eski yunanlılar estetikte,Romalılar hukukta, Yahudilerle Araplar dinde, Fransızlar edebiyatta,Anglosaksonlar ekonomide,almanlar müzik ile felsefede, Türklerde ahlakta birinciliği kazanmışlardır. Türk tarihi, baştan başa, ahlaki erdemlerin sergisidir. Türklerin yenilmiş milletlere ve onların milli ve dini varlıklarına dini
Vatani Ahlak (Türkçülüğün Esasları) Eski Türklerde, vatani ahlak çok kuvvetliydi. Hiçbir Türk, kendi il’i yani milleti için, hayatını ve en sevgili şeylerini feda etmekten çekinmezdi. Çünkü il,Gök Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesiydi. Gök Tanrı,Türklerce oldukça kutsal olan Aşk Gecesi’nde bir Altın Işık olarak yeryüzüne inmiş, bir bakireyi yahut bir ağacı gebe
Meslek Ahlakı (Türkçülüğün Esasları) Vatani ahlaktan sonra, meslek ahlakı gelir. Eski Türkler, mesleğe yol derlerdi ve yolda büyüğü, soyda büyükten ileri sayarla da. Bektaşilerin Belden gelen seyyid değil, İl’den gelen seyyiddir demeleri d, yol’un soy’dan önce geldiğini gösterir. Eski bir atasözü yoldaşların babanın obasına akın ederlerse, sen de beraber
Aile Ahlakı (Türkçülüğün Esasları) Eski Türklerde, ailenin dört derecesi vardı: Boy, soy, törkün, bark. 1) Boy: Eski Oğuzlarda aile adı, boy ismiydi. Fakat, Avrupa’daki aile adlarının aksine olarak, küçük addan önce gelirdi. “Salur Kazan, Büğdüz Emen, Kayan Selcik” isimlerinde birinci kelimeler boy adı olup, ikinci kelimeler küçük addır.
Cinsel Ahlak (Türkçülüğün Esasları) Eski Türklerde, cinsel ahlak da çok yüksekti. Yakutlarda, eski yunanlıların Venüs’üne karşılık, bir doğum tanrıçası vardır ki Ayzıt adı verilir. Bu tanrıça, kadınlar doğuracağı zaman imdatlarına yetişir; onların kolayca doğurmasına yardım eder; üç gün lohusanın baş ucunda bekledikten sonra, beraberindeki dere, tarla, ağaç, çiçek
Gelecekte Aile Ahlakı Nasıl Olmalı? (Türkçülüğün Esasları) Türklerin, gerek aile ahlakında ve gerek cinsel ahlakta ne kadar yüksek oluklarını yukarıdaki bölümlerde gördük. Bugün Türkler, tamamen bu eski ahlakı kaybetmişlerdir. İran ve yunan medeniyetlerinin etkisiyle kadınlar esarete düşmüşler, hukukça aşağı bir dereceye inmişlerdir. Türklerde, milli kültür ideali doğunca, eski törelerin
Medeni Ahlak ve Kişisel Ahlak (Türkçülüğün Esasları) Durkheim’e göre, ahlaki görevlerin amaçları kişiler değil, toplumlardır. Millet, meslek ve aile topluluklarının ahlaki görevlere ve ideallere ne biçimde amaç olduklarını gördük. Fakat, bunlardan başka, sınırı belirli olmayan bir topluluk daha vardır ki buna medeniyet topluluğu denilir. Ve fertler, işte bu topluluğunun
Milletlerarası Ahlak (Türkçülüğün Esasları) Fertlerin birbirine karşı iyilik sever ve iyilik yapar olması “medeni ahlak” adını aldığı gibi, milletlerin birbirlerinin iyiliklerini istemesine ve birbirlerine iyilik yapmasına da “milletlerarası ahlak” adı verilir. Eski Türkler barış dinine bağlı oldukları için, başka milletlerin dini, politik kültürel varlıklarına karşı saygı duyarlardı. Hatta, kendilerine
Hukukta Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Hukuk Türkçülüğün amacı Türkiye’de modern bir hukuk oluşturmaktır. Bu çağın milletleri arasında geçebilmek için yen esaslı şart, milli hukukun bütün dallarını teokrasi ve klerikalizm kalıntılarından büsbütün kurtarmaktır. Teokrasi, yasaların Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri sayılan halifeler ve sultanlar tarafından yapılması demektir. Klerikalizm ise, esasen, Allah tarafından konulduğu
Dinde Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkçülük, din kitaplarının ve hutbelerle vaazların Türkçe olması demektir. Bir millet, din kitaplarını okuyup anlayamazsa, doğaldır ki, dinin gerçek niteliğini öğrenemez. Hatiplerin vaizlerin ne söylediklerini anlamadığından ibadetlerden de hiç ir zevk alamaz. İmam-ı Azam hazretleri, hatta, namazdaki surelerin bile milli dilde okunmasının dince sakıncalı olmadığını
Ekonomide Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkler, en eski zamanlarda, göçebe hayatı yaşıyorlardı. Bu zamanlarda, Türk ekonomisi çobanlık esasına dayanıyordu. O zamanlarda, Türklerin bütün servetleri koyun, keçi, at, deve, öküz gibi hayvanlardan ve yedikleri süt, yoğurt, peynir, tereyağı, kımız gibi hayvan ürünlerinden ibarettir. Giydikleri de bu hayvanların postekileri, derileri, yünleri ve
Politikada Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Türkçülük, politik bir parti değildir; bilimsel felsefi, estetik bir ekoldür. Başka bir deyimle, kültürel bir çalışma ve yenileşme yoludur. Bu nedenledir ki Türkçülük, şimdiye kadar, bir parti şeklinde politik mücadele hayatına atılmadı. Bundan sonra da, şüphesiz atılmayacaktır. Bununla beraber, Türkçülük büsbütün politik ideallere kayıtsız
Felsefede Türkçülük (Türkçülüğün Esasları) Bilim, objektif ve olumlu olduğu için, milletlerarasıdır. Bundan dolayı, bilimde Türkçülük olamaz. Fakat felsefe, bilime dayanmış olmakla beraber, bilimsel düşünüşten başka türlü bir düşünüş biçimidir. Felsefenin objektif ve olumlu sıfatlarını kazanabilmesi ancak bu sıfatlara sahip olan bilimlere uygun olması sayesindedir. Bilim kabul etmediği hükümleri felsefe
Türkçülüğün Tarihi (Türkçülüğün Esasları) Türkçülüğün yurdumuzda ortaya çıkmasından önce Avrupa’da Türklükle ilgili iki hareket oluştu. Bulardan birincisi Fransızca, Turquerte denilen, Türk hayranlığı’dır. Türkiye’de yapılan ipekli ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri, ciltçilerin, tezhipçilerin yaptıkları ciltler ve tezhipler, mangallar, şamdanla, vb. Gibi Türk sanat eserleri çoktan
Türkçülük Nedir? (Türkçülüğün Esasları) Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir. O halde, Türkçülüğün özünü anlamak için, millet adı verilen topluluğun tanımını bilmek gerekir. Millet hakkındaki çeşitli görüşleri inceleyelim. 1) Irkı esas alan Türkçülere göre millet, ırk demektir. Irk kelimesi, gerçekte zoolojinin bir terimidir. Her hayvan türü anatomik özellikleri açısından
Türkçülük ve Turancılık (Türkçülüğün Esasları) Türkçülükle Turancılığın farklarını anlamak için, Türk ve Turan topluluklarının sınırlarını belirlemek gerekir. Türk, bir milletin adıdır. Millet, kendisine özel bir kültüre sahip olan topluluk demektir. O halde, Türk’ün yalnız bir dili, bir tek kültürü olabilir. Oysa ki Türk’ün bazı kolları Anadolu Türklerinden ayrı
Milli Kültür ve Medeniyet (Türkçülüğün Esasları) Milli Kültür (Hars) ile medeniyet arasında hem birleşme noktası, hem de ayrılık noktaları vardır. Mili kültür ile medeniyet arasındaki birleşme noktası, ikisininde bütün toplumsal hayatları içine almasıdır. Toplumsal hayatlar şunlardır; Din, ahlak, hukuk, akıl, estetik, ekonomi, dil ve fen ile ilgili hayatlar. Bu