Yahya Kemal Beyatlı (Görüntülemek istediğiniz başlığa dokunun…) Yahya Kemal Beyatlı’nın Hayatı Yahya Kemal Beyatlı (Hayatı) Şiirlerinden Örnekler Hayal Şehir Bir Başka Tepeden İstanbul’un Fethini Gören Leyla Akıncılar Eylül Sonu Siste Söyleniş Süleymaniye’de Bayram Sabahı Vuslat Ringlerin Akşamı Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir… |» “Yazarlar ve Şairler” Sayfasına
Hayal Şehir (Yahya Kemal Beyatlı) Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir’den bak! Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak! Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan; Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan; O ilah isteyip eğlence hayalhanesine, Çevirir camları birden peri kaşanesine. Som ateşten bu saraylarla bütün
Bir Başka Tepeden (Yahya Kemal Beyatlı) Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görünür dünyada, Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. Yaşamıştır derim en hoş ve uzun
İstanbul’un Fethini Gören (Yahya Kemal Beyatlı) Üsküdar Üsküdar, bir ulu rüyayı görenler şehri! Seni gıpta ile hatırlar vatanın her şehri. Hepsi der: “Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul’u fethettiğimiz mutlu günü!” Elli üç gün en mehabetli temaşa idi o! Sanki halkın uyanık gördüğü rüya
Leyla (Yahya Kemal Beyatlı) Gece, Leyla’yı ayin on dördü, Koyda, tenha, yıkanırken gördü. “Kız, vücudun ne güzel böyle açık!.. Kız, yakından göreyim sahile çık!..” Baktı etrafına ürkek, ürkek Dedi; tenhada bu ses ne olsa gerek?.. “Kız vücudun sari güller gibi ter!. çık sudan
Akıncılar (Yahya Kemal Beyatlı) Bin atlı akınlarda çocuklar gibi sendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi “ilerle” Bir yaz günü geçtik turadan kafilelerle Simsek gibi atıldık bir semte yedi koldan Simsek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan Bir
Eylül Sonu (Yahya Kemal Beyatlı) Günler kısaldı. Kanlica’nin ihtiyarları Bir bir hatırlamakta gecen sonbaharları. Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa… Yazlar yavaşça bitmese, Günler kısalmasa… İçtik bu nadir içki’yi yıllarca kanmadık… Bor böyle zevke tek bir omur yetmiyor, yazık! Ölmek kaderde var, bize
Siste Söyleniş (Yahya Kemal Beyatlı) Birden kapandı birbiri ardınca perdeler… Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler? Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden Firuze nehri nerde? Buğun saklıdır, neden? Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri; Eylül sonunda böyledir İsviçre golleri. Bir devri lanetiyle boğan sairin Sisçi.
Süleymaniye’de Bayram Sabahı (Yahya Kemal Beyatlı) Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Suleymaniye’de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz
Vuslat (Yahya Kemal Beyatlı) Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar, Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı, Görmezler ufuklarda, şafak soktuğu ani… Gördükleri Rusya ezeli bahçedir aşka; Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka. Bülbülden o eğlencede feryada işitilmez; gül
Ringlerin Akşamı (Yahya Kemal Beyatlı) Dönülmez aksamın ufkundayız, vakit çok geç; Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç. Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle. Geniş kanatları boşlukta simsiyah acılan Ve arkasından güneş dogmiyan Büyük kapıdan