4. Mehmed Han
(Türk Kağanları ve Sultanları)
(1. Kaynak)
Osmanlı sultanlarının on dokuzuncusu ve İslam halifelerinin seksen dördüncüsü. Şehzadeliğinde, İmaı Şami Yusuf Efendi, Şami Hüseyin Efendi ve diğer kıymetli hocalardan ders alarak yetiştirildi. Babası İbrahim Han’ ın asiler tarafından tahttan indirilmesi üzerine 8 Ağustos 1648′ de sultan oldu. Bu sırada yedi yaşında idi. Tahsil ve ta’limine saltanatı zamanında da devam etti.
Sultan dördüncü Mehmed Han’ ın çocukluğundan istifade eden devlet kademelerindeki kişiler, idarede daha çok söz sahibi olabilmek için mücadelelere başladılar. Bu durum zaman zaman isyanların çıkmasına ve devlet işlerinin bozulmasına sebep oldu. Hazine boşaldı. 1652′ de sadrazamlığa getirilen Tarhuncu Ahmed Paşa ilk olarak mali sıkıntıyı önlemek için tedbirler aldı. Ancak masrafların kısılması bazı devlet erkanının hoşuna gitmedi ve çeşitli iftiralarla Tarhuncu’yu görevden uzaklaştırdılar.
1654 senesinde Kara Murad Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Çanakkale boğazı çıkışında Venedik donanmasını mağlub etti. Bu sırada mali sıkıntıyı önlemek için, ayarı düşük para basılması, yeniçerilerin ayaklanmasına yol açtı. Çınar olayı ve Vaka-i vakvakiye diye bilinen hadiselerin sonunda saray ağaları idam edildi (1656). Merkezdeki bu karışıklıklar Anadolu‘ ya ve ülkenin diğer eyaletlerine de sıçradı. Venedik karşısında donanmamız bozguna uğradı. Venedikliler Bozcaada ve Limni gibi askeri önemi fazla olan adaları kuşatarak ele geçirdiler. Padişah, bu başarısızlıklar üzerine üzerine, sadrazam Boynueğri Mehmed Paşa ‘ nın yerine büyük yetkilerle tecrübeli vezir Köprülü Mehmed Paşa’ yı tayin etti (1656).
Köprülü Mehmed Paşa’ nın ilk işi İstanbul’ da asayişi sağlamak oldu. Daha sonra donanmayı güçlendirerek Bozcaada ve Limni’ yi geri aldı. 1658′ de Erdel isyanını bastırdı ve Yanova kalesini fethetti. Ertesi yıl Anadolu‘ da çıkan Abaza Hasan Paşa ayaklanmasını önledi. Mehmed Paşa’ nın 30 Ekim 1661′ de vefatı üzerine yerine oğlu Fazıl Ahmed Paşa getirildi. 1663 yılında Avusturya seferine çıkan Ahmed Paşa, Uyvar ve Yanıkkale’ yi fethetti. İki devlet arasında Vasvar antlaşması imzalandı. 1666′ da Girid seferine serdar tayin edildi. 1669′ da Kandiye’ nin zaptı ile Girid’ in fethini tamamladı. 1672′ de Lehistan seferine çıkan dördüncü Mehmed Han, Belgrad’ a kadar geldi. Fazıl Ahmed Paşa bu seferde Podolya ile Ukrayna’ nın fethini gerçekleştirdi ve bu sefer sırasında hastalanarak vefat etti. Yerine Merzifonlu Kara Mustafa Paşa gitirildi (1676).
1678′ de Rus seferine serdar tayin edilen Mustafa Paşa, Çehrin kalesini geri aldı. Ertesi yıl Padişah ordusunun başında bizzat ikinci sefere çıktı. Ancak Rusların barış istemeleri üzerine Bahçesaray’ da antlaşma imzalandı.
Dördüncü Mehmed devrinin en önemli siyasi hadisesi Viyana kuşatmasıdır. Padişah’ ın Yanıkkale ve Komaron üzerine gönderdiği ordu, serdarın isteği üzerine Viyana cihetine çevrildi. Şiddetle cereyan eden muhasara başarısızlıkla neticelendi ve Kara Mustafa Paşa görevinden alınarak yerine İbrahim Paşa getirildi.
Viyana bozgunundan sonra; Avusturya, Venedik, Lehistan orduları umumi hücuma geçerek Macaristan topraklarını, Budin’ i, Dalmaçyakıyılarını, Patras, Korent ve İnebahtı gibi önemli kaleleri zabtettiler. Bu olaylar sırasında ordu da isyanlar çıktı ve Sultan dördüncü Mehmed Han, 8 Kasım 1687′ de tahttan indirelerek yerine kardeşi Süleyman-II getirildi. Bundan sonra Edirne’deki sarayın da ikamet eden Mehmed Han, 6 ocak 1693′ de vefat etti. Cenazesi İstanbul’ a nakledilerek Yeni Camii’ deki annesi Turhan Valide Sultan‘ ın türbesine defnedildi.
Osmanlı Devleti’ nde Kanuni‘ den sonra en fazla tahtta kalan ve 42 yıl padişah olan dördüncü Mehmed Han, yaratılış icabı mütedil, kadirşinas ve vefakar olup, verdiği söze sadık bir şahsiyete sahipti. Köprülü ailesinin devleti liyakatla idareleri kendisini rahat ettirmiştir. Mehmed Han ava çıkmaya, edebiyat ve tarihe meraklı olup, ilim adamlarının sohbetlerin de bulunmayı çok severdi. Beş vakit namazı cemaatle kılardı. İçkiyi yasak edip, imalethanelerini kapattıran bu sultan dine sonradan karıştırılan bütün hurafelerin kaldırılması için uğraştı. Devrin de ğek çok ilim adamı ve san’atkar yetişti. Dördüncü Mehmed devrinde inşası tamamlanıp ibadete açılan Yeni Camii, Osmanlı mimaresinin şaheserlerindendir. Yanındaki Mısır Çarşısı bu camiye vakıf olarak yapılmıştır.
(2. Kaynak)
IV. Mehmet (Avcı Mehmet adıyla da bilinir), (d. 2 Ocak 1642 – ö. 6 Ocak 1693) 19. Osmanlı sultanıdır. Padişah İbrahim’in Turhan Sultan‘dan olan oğludur. Babasının tahttan indirilmesinin ardından 1648’de altı yaşında padişah oldu. Ava düşkünlüğünden dolayı ‘avcı’ lakabıyla anılmıştır. 39 yıllık saltanatıyla Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı padişahıdır.
Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi. 60 yıl öncesinden yarım bırakılmış olan Yeni Camii ve Külliyesi tamamlandı. 1658-1860 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi. Mısır Çarşısı, Hünkar Kasrı, Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı inşa edildi.
İlk yılları
Saltanatının ilk yılları karışıklık içinde geçti. Bu dönemde devlet yönetimine babaannesi Kösem Sultan kadar anesi Turhan Sultan da karıştı. Zamanla iki kadın arasındaki rekabet giderek arttı. Kösem Sultan IV. Mehmet’i tahttan indirerek Turhan Sultan‘dan kurtulmak istiyordu ancak bu planı öğrenildi. Kösem Sultan 1651 yılında Turhan Sultan‘ın adamları tarafından öldürüldü.
Yönetimi
1652 yılında malî durumu düzeltmesi için Tarhuncu Ahmet Paşa’yı sadrazam yaptı. Gereksiz giderleri azaltan ve tüm görevlilere vergi koyan sadrazam devletin gelirini artırdı. Ancak rakipleri tarafından padişahın gözünden düşürüldü ve öldürtüldü. Ardından gelen sadrazamlar devlet işerinin daha da bozulmasına neden oldular. Askerin bir bölümüne ayarı bozuk para, bir bölümüne ise hiç aylık verilmemesinden ötürü İstanbul’da ayaklanma çıktı. Ayaklananların padişaha verdikleri bir listedeki 30 devlet adamı ve saray ağası öldürtüldü ve cesetleri Sultanahmet Meydanı’nda bir çınar ağacına asıldı. Bu olaya vaka-i vakvakiye (çınar olayı) denir.
1656 yılında Çanakkale boğazı önlerinde Venedik donanmasıyla yapılan savaşta Osmanlı donanması ağır yenilgiye uğradı ve Bozcaada ile Limni Venediklilerin eline geçti. Bu durum İstanbul’da büyük paniğe yolaçtı. Aynı yıl iç ve dış sorunlara çözüm bulmak üzere Turhana Sultan tarafından sadrazamlığa Köprülü Mehmet Paşa getirildi.
Köprülüler dönemi
IV. Mehmet ve Turhana Sultan‘dan tam yetki alan Köprülü İstanbul ve Anadolu‘da güvenliği sağladı. Venediklileri yenilgiye uğratarak Bozcaada ve Limni’yi geri aldı. Ölümünden sonra yerine Fazıl Ahmet Paşa geldi. Fazıl Ahmet Paşa Avusturya’dan Uyvar kalesini, Venediklilerden de Girit’teki Kandiye kalesini aldı ve yirmi dört yıl süren Girit savaşına son verdi. IV. Mehmet sadarazam ile birlikte Lehistan seferine çıktı ve 1672 yılında Bucaş Antlaşması’nı imzaladıktan sonra Edirne’ye döndü. Lehistan’ın antlaşma şartlarına uymaması yüzünde ertesi yıl yeniden sefere çıkıldı ve savaş 1676 yılında son buldu. Aynı yıl Fazıl Ahmet Paşa ölünce IV. Mehmet sadrazamlığa Köprülü ailesinin yetiştirdiği Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’yı getirdi. IV. Mehmet sadrazam ile birlikte Rusya’nın ele geçirdiği Çehrin kalesini geri almak için sefere çıktı. Kalenin alınmasının ardından 1678’de Edirne’ye döndü. 1681 yılında Ruslarla yirmi yıl süreli bir saldırmazlık antlaşması yapıldı.
İkinci Viyana kuşatması
IV. Mehmet döneminin en önemli olayıdır. IV. Mehmet ordu ile birlikte Belgrad’a kadar gitmiş, kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra İstanbul’a dönmüştür. 1683 yılında gerçekleşen kuşatma iki ay sürmüştür. Tuna nehrinin kuzeyinden gelen düşman kuvvetleri yüzünden Osmanlı Ordusu iki ateş arasında kalmış ve ağır kayıplar vererek Belgrad’a çekilmek zorunda kalmıştır. Yenilginin sorumlusu olarak görülen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Belgrad’da idam edilmiştir. Sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa getirilmiştir.
Kuşatma sonrası
Kuşatmanın ardından Avusturya, Lehistan ve Venedikliler birleşerek karşı saldırıya geçtiler. Bu dönemde Estergon, Peşte ve Budin kaybedildi. Venedikliler Ayamavra, Preveze, Mora ve Atina’yı ele geçirdiler. Ordu Mohaç Savaşı’nda ağır bir yenilgiye uğradı. Tüm bu gelişmeler IV. Mehmet’e karşı bir güvensizlik yarattı. Ordu ayaklananarak padişahın tahttan indirilmesini ve yerine kardeşi Süleyman’ın geçmesini talep etti. Bu talep kabul gördü ve IV. Mehmet 1687’de tahttan inmek zorunda kaldı.
IV. Mehmet tahttan indirildikten sonra iki oğluyla birlikte Edirne Sarayı’na kapatıldı ve hayatının sonuna kadar burada kaldı. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Eminönü’nde Yeni Cami Turhan Valide Türbesi’nde annesi Turhan Validenin yanına defnedildi.
(3. Kaynak)
Osmanlı sultanlarının on dokuzuncusu, İslâm halifelerinin seksen dördüncüsü. Babası Sultan İbrahim Han olup, annesi Hadice Turhan Sultandır. 1642’de 1/2 Ocak gecesi, İstanbul’da doğdu. Doğumuna çok sevinilip donanma şenlikleri yapıldı. Şehzâdeliğinde, İmâm-ı Şâmi Yûsuf Efendi, Şâmi Hüseyin Efendi ve diğer kıymetli hocalardan ders alarak yetiştirilmeye başlandı. Tahsil, terbiye ve talimini, 7 yaşındayken (8 Ağustos 1648) sultan olduktan sonra da devam ettirdi.
Sultan Dördüncü Mehmed Hanın çocukluğundan, devlet kademelerindeki nüfuz sâhipleri istifâde etti. Bunlardan bâzılarının kötü idâreleri ve ehil olmayanların işbaşına getirilmeleri neticesi devletin mâlî, mülkî ve askerî durumu sarsıldı. Saltanatının ilk yıllarındaki iç ve dış hâdiseler, 15 Haziran 1656 târihinde Köprülü âilesinden Mehmed Paşanın sadrâzamlığa tâyinine kadar devam etti. Köprülü Mehmed Paşanın sadârete (başbakanlığa) gelmesiyle, Dördüncü Mehmed Han devrinde esaslı ıslâhâtlar yapılıp, İstanbul’da ve ülke içinde asâyiş sağlandı. Ordu ve donanma kuvvetlendirildi. Çanakkale Boğazı girişine kadar gelen Venedik ve diğer Hıristiyan devletlerin gemileri, 19 Temmuz 1657’de kaçırıldı. Bozcaada ve Limni düşman işgalinden kurtarıldı. Âsi Erdel prensi üzerine sefere çıkılarak, 1 Eylül 1658’de Yanova Kalesi ele geçirildi. Erdel, harp tazminâtı vermeyi ve on beş bin altınlık haracı, kırk bin altına çıkarmayı kabul etti. Kırım Hanı Mehmed Giray, Rusları 12 Temmuz 1659’da Konotop’ta mağlup ederek, elli bin esir alıp, yüz yirmi bin Rus’u imhâ etti.
Dördüncü Mehmed Han, Köprülü Mehmed Paşanın iç ve dış işlerindeki başarılı icraatlarını takdir ederek, onun vefâtından sonra oğlu Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşayı, 30 Ekim 1661’de Sadrazamlığa tâyin etti. Osmanlı hududunu ihlal eden Avusturyalılar üzerine 12 Nisan 1663’te sefer açılarak, Serdar-ı ekremliğine Fâzıl Ahmed Paşa getirildi. 1663’te başlayan Avusturya harpleri, 10 Ağustos 1664 Vasvar Antlaşmasıyla neticelendi. Arâzi bakımından olduğu gibi askerî ve siyâsî yönden de kârlı çıkılan Avusturya Seferinden sonra, 1666 yılında Girit Seferine çıkıldı. Fâzıl Ahmed Paşa, Girit Adasının Kandiye Kalesini kuşatırken, fethin gecikmesi üzerine, Sultan Dördüncü Mehmed Han, 18 Ağustos 1668’de sefere çıktı. Sultan Mehmed Han Girit’e geçmek üzere Eğriboz’a giderken, Kandiye’nin fethi haberi verilince geriye döndü. Lehistan Kralının, Osmanlı himâyesini kabul eden Ukrayna Kazaklarına saldırması üzerine, Lehistan’a sefer açıldı. 4 Haziran 1672 târihinde Birinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, 27 Ağustos’da Kamaniçe’nin teslim alınması neticesinde Osmanlı ordusuyla birlikte süratle Podolya’ya girdi. Lehistan Kralı anlaşma istedi. 18 Ekim 1672 Bucaş Antlaşmasına göre; Podolya Osmanlı Devletine, Ukrayna Türk himâyesini kabul eden Kazak Beyine verilecekti. Lehistan, yıllık 220.000 altın haraç vermeyi kabul etti. Papa ile Almanya’nın yardım teklifi üzerine tesir altında kalan Lehistanlılar, Bucaş Antlaşmasını ihlâl ettiler. 7 Ağustos 1673’te İkinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Hanın Ukrayna’ya girmesiyle Lehliler, tekrar anlaşma istediler. 27 Ekim 1676 Zorawno Antlaşmasıyla Podolya ile Ukrayna, Osmanlı Devletine bırakıldı.
Sultan Dördüncü Mehmed Han, Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşanın 1676 Kasım ayı başında vefâtıyla Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı sadrâzamlığa getirdi. 1677’de Ukrayna’nın Rus istilâsına uğramasıyla, Lehistan serdârı İbrahim Paşa ile Kırım Hanı Selim Giray, Kazakların merkezi olan Çehrin Kalesini kuşattılar. 1678 baharında Rusya Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, yol üzerindeki Silistre’den sonra yerine sadrâzam Mustafa Paşayı gönderdi. İki yüz bin Rus, Alman, Kazak ve diğer milletlerden meydana gelen müttefik düşman kuvvetlerinin müdâfaa ettiği Çehrin Kalesi, Osmanlı ordusunun yaptığı şiddetli taarruzlara dayanamayarak, 1677 yılı Ağustos ayının 20/21. günü gecesi düştü. Şiddetli topçu ateşi sebebiyle kalede çıkan yangında düşman ordusu, yanarak veya can havliyle atıldıkları, nehirde boğularak yok oldu.
1680 yılında Rusların harp hazırlıkları haberi alındığında Dördüncü Mehmed Han, 29 Ekim 1680’de İkinci Rus Seferine çıktı. Osmanlı seferinden çok korkan Ruslar, Sultân’ın Edirne’ye gelmesiyle, Kırım Hanı Murâd Giray vâsıtasıyla anlaşma istediler. 11 Şubat 1681’de imzâlanan Osmanlı-Rus Antlaşmasına göre; iki devlet arasında Özi Nehri hudut kesildi. Avusturya Kralının Macar milliyetçilerini imhâ hareketine karşı, Macarlar, Osmanlılardan yardım istedi. Sultan Mehmed Han, 9 Ocak 1682’de Macar milliyetçilerinin lideri Tökeli İmre’yi Orta Macaristan Kralı tanıdı. Mehmed Han, Tökeli İmre’ye mücevher bir topuz, Budin Beylerbeyliğine de Hatt-ı Hümâyun göndererek yardım edilmesini ve yeni krallığın Avusturyalılardan kurtarılmasını emretti. Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa, Tökeli İmre’nin yardım istemesiyle, 27 Temmuz 1682’de, Orta Macar Seferine çıktı. 15 Ağustos 1682’de Orta Macaristan’ın merkezi olan Kaşa Kalesi fethedilerek, Tökeli İmre, Macar milliyetçilerinden on iki bin gönüllü askeriyle krallık tahtına oturtuldu.
Yabancı devletlere karşı tavizsiz bir siyâset tâkip eden Vezir-i âzam Kara Mustafa Paşa, Fransız gemilerinin Sakız Adasında küstahça davranmasını protesto ederek, Fransa Kralından tazminât aldı. Avusturya’nın tekrar tekrar antlaşma istemesine rağmen, devamlı tecavüzkâr bir siyaset takip etmesi üzerine, Dördüncü Mehmed Han, 12 Ekim 1682’de sefere çıktı. Avusturya Seferinde Sultan‘ın Belgrad’da kalmasıyla, Sadrâzam Kara Mustafa Paşaya Serdar-ı ekremlik vazifesi verildi. Papalığın Avusturya’ya yardım ederek Lehistan’la ittifak kurması üzerine, 27 Haziran 1683 târihindeki Harp meclisinde Viyana’nın fethine karar verildi. 14 Temmuz 1683’te Avusturya’nın merkezi Viyana Osmanlılarca ikinci defa kuşatıldı (Bkz. Viyana Kuşatmaları). Serdar-ı ekrem Kara Mustafa Paşanın Viyana kuşatmasını kaldırıp, geri çekilmesiyle, 15 Aralık 1683’te sadrâzamlığa Kara İbrahim Paşa tâyin edildi. Dördüncü Mehmed Han, Osmanlı Devletini en geniş hudutlara kavuşturmasından sonra, 1683 geri çekilişiyle mevziî harpler kazanılmasına rağmen Macaristan elden çıktı. Dalmaçya kıyıları ve Yunanistan, Venediklilerin tecâvüzüne uğradı. Avrupa devletleriyle muhârebeler, 26 Ocak 1699 târihinde imzâlanan Karlofça Antlaşmasına kadar devam etti. Antlaşmadan on iki yıl önce 8 Kasım 1687 târihinde Dördüncü Mehmed Han, tahttan indirilmişti. Otuz dokuz yıl Osmanlı sultanlığı yapan Dördüncü Mehmed Han, 6 Ocak 1693 târihinde, vefâtına kadar Edirne’de oturdu. Vefât edince İstanbul’a getirildi ve Yeni Câmi yanındaki annesi Turhan Vâlide Sultanın türbesine defnedildi.
Osmanlı Devletinde, Kânûnî Sultan Süleyman Handan sonra en fazla tahtta kalan pâdişah, Dördüncü Mehmed Handır. Yaratılışı icâbı mutedil, kadirşinas, vefâkâr olup, verdiği söze sâdık bir şahsiyete sâhipti. Ava, edebiyata, târihe merakı olup, sohbet dinlemeyi severdi. Dindardı, beş vakit namazını cemaatle kılardı. İçkiyi ve imâlatını yasakladı. Dîne sonradan karıştırılan bütün hususların kaldırılması için uğraştı. Kahvehâneleri kapattırıp, oyuncu ve çalgıcıları İstanbul’dan uzaklaştırdı. Sadrâzamlığı, Köprülü âilesine verip, idârede serbest bıraktı. Kendisi de, savaşlardan zaman kaldıkça çok sevdiği sürek avlarına devam etti. Ava merakından dolayı ‘Avcı’ lakabı verildi. Zamanında Osmanlı Devleti en geniş hudutlarına kavuşarak, dünyâ siyâsetinde faal rol oynadı.
Dördüncü Mehmed Han devrinde, kıymetli ilim adamları ve sanatkârlar yetişti. Her sâhada kıymetli eserler yazıldı. Mehmed Bahaî, Abdülaziz, Tulumcuzâde Abdurrahman, Memikzâde Mustafa, Hocazâde Mes’ud, Hanefî, Balizâde Mustafa, Bolevî Mustafa, Mehmed Esirî, Sunizâde Mehmed Emin, Minkarîzâde Yahya, Çatalcalı Ali, Ankaralı Mehmed Emin, Debbağzâde Mehmed Efendiler şeyhülislâmlık yaptılar. İçlerinde kıymetli eserler yazıp, talebeler yetiştiren şahsiyetler vardır. Seyyid Feyzullah, Ayşî Mehmed, Hıbrî Ali efendiler, fıkıh, edebiyat, lügat ve diğer ilimlere âit eserler yazdılar. Peçevî İbrahim, Kâtib Çelebi, Karaçelebizâde Abdülaziz, Vecihî, Hezarfen Hüseyin, Ebû Bekr bin Behram Dımışkî, Ömer Avni, Rodosizâde Abdullah efendiler: Târih, teşkilât, coğrafya ve seyahatnâme sahasında; Kavalalı Abdulhalim bin Abdullah, Cerrah Mehmed bin Murâd, Mehmed bin Ali, Talatî Çelebi, Sâlih bin Nasrullah, Ebî Bekr-i Rasî, Hayâtizâde Mustafa Feyzi, Abdullah Ahmed bin Beşir efendiler tıbba dâir; Molla Mehmed, Mustafa bin Yusuf, Kâtibzâde Mustafa bin Mehmed matematik sâhasında; Cevrî İbrahim, Nâilî-i Kadim, Neşatî Ahmed Dede, Fasih Ahmed, Mezakî Süleyman efendiler edebiyata dâir; Derviş Ali, Tenekecizâde İbrahim, Hâfız Osman, Beyazizâde Ahmed, Dukakinzâde Derviş Mehmed, Şeyh Sun’ullah, Nefeszâde Seyyid İbrahim ve Tokatlı Ahmed efendiler hattatlıkta kıymetli eserler meydana getirdiler. Dördüncü Mehmed devrinde inşası tamamlanıp, ibâdete açılan Yeni Câmi, Osmanlı mîmârîsinin şaheserlerindendir. Yeni Câmi yanındaki Mısır Çarşısı, bu câmiye vakıf olarak yapılmıştı.
|» “Türk Kağanları ve Sultanları” Say. Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Türk Kağanları, Türk Sultanları, Hükümdarlar, Türkçe, Edebiyat