O yıllarda İstanbul'un il sınırı dışında kalan her yerleşim noktasını "taşra" sayma alışkanlığına direnen tek kent Ankara'ydı. Başkent, İstanbul'un görkemi karşısında aşağılık kompleksine kapılmamış olan tek kentimizdir. Nasıl kapılsın ki? Sanatsever İstanbullular, en iyi oyunları, opera ve baleyi izlemek için Ankara'ya gelmek zorundaydılar.
Paragrafta Ankara'yla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Antalya şimdi bir deniz şehri olmakla kalmayıp Bursa gibi bir dağ sporları merkezi hâline gelme yolunda. Bursa'nın Uludağ'ı yerine buranın Beydağları var. Bu dağlar üzerinde, yaza kadar karların erimediği 2000 metre yükseklikte Salok yaylasını bazı işletmeciler değerlendirmeyi planlamış. Nihayetinde bu yayla üzerinde Uludağ'dakinden daha geniş kayak merkezi kurmaya karar vermişler.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi kullanılmamıştır?

Oldum olası "Yok, bilmiyorum, olmaz..." sözcüklerini sevmem. Bana kalsa bu sözcükleri sözlüklerden çıkarır, hatta yasaklarım da!... "Var" dururken, "biliyorum" dururken, "olur" dururken niye hep birtakım olumsuzlukları belirten sözcüklere sarılırız, bilmem. İş hayatının düzeni de "yok"ların üzerine kurulmamış mıdır? Yok satan bakkalla, var satan bir bakkalı düşününüz.
Parçaya göre yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

Tembellik, bataklığın içinde sönen güneş gibi ruhun günden güne erimesi, büyük işler karşısında heyecanını ve gücünü kaybetmesidir. Ruhumuzu karanlıklar içinde bırakması; fırtınaların kıyıya attığı kırık bir tekne hâline getirmesidir.


Yazarın tembelliği neye benzettiği kaç numaralı ok yönünde verilmiştir?

Hüseyin Rahmi genç annesine son derece düşkündü. Kucağından inmeyi bilmezdi. Kendisi zayıftı, annesi ise hastalığına rağmen güçlü... Her zaman ona koşar, şefkatli kanatlarının altına sığınırdı. Başını annesinin göğsüne yasladıktan sonra korkusu kalmazdı.

Parçada Hüseyin Rahmi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Bir köylü kadın, kocasına yemek olarak, bir parça samanı önüne koyuvermiş. Adam bağırarak: "Bu ne böyle saman mı yiyeceğiz, delirdin mi sen!" deyince, kadıncağızın cevabı şöyle olmuş: "Ne bileyim! Yirmi yıldır sana yemek yaparım, saman yemediğini gösteren tek kelime etmedin."

Parçaya göre kadının beklentisi aşağıdaki kartlardan hangisinde verilmiştir?

Arabasını yanlış yere park etmiş olan üniversite öğrencisini azarlayan öğretim görevlisi, belki bağırıp çağırmakla kendini rahatlatmış olabilir. Hatta öğrencinin bir daha yanlış yere park etmemesini de sağlayabilir. Ancak öğrencinin onuru kırılmıştır.
Paragrafta asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?