Roman Gündoğusu ve Günbatısı olmak üzere iki ana kısma ayrılır. Bu kısımlar da kendi içlerinde bölümlere ayrılır.
Roman Panait Istrati’nin bir nevi kendi hayatını, gezip gördüğü yerleri anlattığı biyografik bir anı özelliği taşır. Yani romandaki olaylar yazarın gerçek yaşantısından izler taşır. Yazar Panait Istrati de romanın başkahramanı Adrien de Romanya’nın liman şehri İbrail’de dünyaya gelmiştir.
Yazar Akdeniz romanında olduğu gibi birçok romanında da Adrien Zografi ile Mihail’in arkadaşlıkları etrafında konu ve temaları işler.
Roman zaman olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına rastlar.
Mekân olarak da Osmanlı’ya bağlı Ortadoğu vilayetlerini ve Batı’da Akdeniz ve Avrupa ülkelerini içine alır.
İlk kez Yaşar Nabi Nayır tarafından Türkçeye çevrilen eser, Varlık yayınları tarafından basılmıştır.
Roman, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş yıllarında Osmanlı’ya bağlı Beyrut, Kahire, İskenderiye ve Şam gibi şehirlerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi durumlarını roman kahramanı Adrien’in bakış açısıyla anlatıldığı olayları konu edinmektedir. Yine Avrupa şehirleri de Adrien ve arkadaşı Mihail’in gözüyle anlatılmaktadır.
Gündoğusu: Romanya’nın İbrail şehrinde annesiyle birlikte yaşayan yirmi iki yaşındaki Adrien Zografi yoksul bir gençtir. Adrien bu fakirlikle geçen hayatından bıkmış usanmıştır. Zengin olma hayaliyle Arkadaşı Mihail’in yanına gitmeye karar verir. Ama onu yurtdışına çıkaracak bir pasaporta sahip değildir. Bütün riskleri göze alarak Köstence’den İskenderiye’ye giden bir gemiye biner ve yolculuğa başlar. Yolculuk esnasında Musa isminde Yahudi asıllı bir adamla tanışır.
Musa, genç ve güzel olan kızı Sara’yı aramaktadır. Sara babasından habersiz bir adamla birlikte Mısır’a kaçmıştır. Adamı bulup kızını onun elinden kurtarmak istemektedir. Sara da Musa da bu adamın zengin olduğunu sanmaktadırlar. Bu yolculuk Adrien ile Musa’nın iyi bir dost olmalarını sağlamıştır. Gemi İzmir, Pire gibi şehirlerden geçip İskenderiye’ye ulaşır. Adrien zengin olma hayallerini bir kenara bırakıp dostu Musa’ya kızını bulması için yardım edecektir.
İki dost İskenderiye’ye iner inmez Sara’yı aramaya koyulurlar. Baktıkları adreslerin hiçbirinde Sara ve kaçtığı adam yoktur. En sonunda Sara’yı harabe ve eski bir evde sefil bir şekilde yaşarken bulurlar. Sara onlara iflas ettik diyerek yalan söylemiştir. Musa da Adrien de bu iflas etme hikâyesine inanmamıştır. Sara’nın zengin bir adam sanarak kaçtığı Titel iyi bir dolandırıcıdır. İşin kötü tarafı Sara hala o adamı sevmektedir ve onu korumak için yalan söylemiştir.
Musa ve Adrien memleketlerine geri dönebilmek için Sara’yı da alarak çalışmaya başlarlar. Musa ve Adrien bir otelin boya badana işlerini yaparlar. Ancak otel sahibi onlara hak ettikleri paranın çok az bir kısmını vererek onları kandırır. Bunun üzerine çok düşük ücretlerle çalışmaya başlarlar. Musa hem kızı hem de sevgilisi için para kazanmak zorundadır. Sara ise dolandırıcı sevgilisi Titel ile barışmıştır. Ancak Sara kazanılan paranın yeterli olmaması sebebiyle açlıktan sık sık hastalanmaktadır. Üçkâğıtçı sevgili Titel onları yeni bir açma vadiyle kandırmaya devam etmektedir. Falconi adındaki zengin iş adamı da sahtekâr Titel’in arkadaşıdır.
Musa, Adrien ve Sara Titel’e inanarak Kahire’ye giderler. Titel Kahire’de onları bar açacaklarına inandırmıştır. Adrian Kahire’de sevdiği dostu Mihail’i bulur. Ancak Mihail eski dostuna pek sıcak davranmaz. Adrien, Mihail’den yardım beklerken, Mihail kendisi de zor durumdadır. Mihail fakirlik ve çalışmaktan verem hastalığına yakalanmıştır ve bu durum onu günden güne yıpratmaktadır. Kendisinden yaşça çok büyük bir kadınla evlenmiştir. Çünkü kadın öldüğünde onun mirasına konacaktır. Adrien ise dostunun bu planından hiç hoşlanmamıştır.
Bir müddet sonra sahtekâr Titel’in boyası ortaya çıkar. Onlara iş ortağım diye tanıttığı Falconi’nin niyeti Sara’yı elde etmektir. Onun bu niyetini anlayan Titel adeta bunun için ortam oluşturmaya çalışarak büyük bir namussuzluğa imza atmaktadır. Bu arada Musa ve Adrien Beyrut’tan bir iş bulup çalışmak için oraya gitmişlerdir.
Beyrut’ta zengin iş adamı Klein ile tanışırlar. Klein onlara yüksek kazançlı işler bulmaktadır. Ancak paranın büyük kısmını Klein kendinde tutmaktadır. Sara ve Titel de Beyrut’a onların yanına gelirler. Ancak Klein çevresinin imkanlarını kullanarak Titel’i sınırdışı ettirmiştir. Sara’yı da zengin bir adamla tanıştırır. Sara o damla birlikte lüks ve konfor içinde yaşamaktadır. Klein de Musa ve Adrien’i dolandırarak paralarının büyük kısmını vermez.
Musa bütün bu olanlardan sonra memleketine dönmeye karar verir. Çünkü küçük kızı Jizel evlenecektir. Ancak Jizel’in nişanlısının ailesi Sara’nın kötü yola düştüğünü öğrenince düğün yapmaktan vazgeçmişlerdir. Bu durum Musa’yı kahretmiş ve kahrından ölmüştür.
Günbatısı: Adrien beş yıl sonra gördüğü Sara’nın haline çok üzülmüştür. Çünkü Sara bütün güzelliğini kaybetmiş ve bir yerde tezgâhtarlık yapıyordu. Beş yıl aradan sonra Şam’a giden Adrien orada Yahudi asıllı bir Romanyalı ile tanışıp arkadaş olur. Onun sayesinde tabelacılık yapmaya başlar ve iyi bir gelir elde eder. Ancak hem memleketini özlemiştir hem de Şekspir’dan bile haberi olmayan insanların yaşadığı bu şehirden sıkılmaya başlamıştır. 1908’de Romanya’ya gitmek üzere yola koyulur. Rus vapuru Romanya’ya giderken Ayranoz’a uğrar. Adrien orada ahlaki seviyesi çok düşük bir Romen keşişi ile tanışır. Tuzlu göl isminde şifalı sularıyla da meşhur bu şehirde arkadaşı Mihail’le beraber bir iş bulurlar ve çalışmaya başlarlar. Zengin insanların uğrak yeri olan bu şehirde eğlence boldur ve yasak aşklar yaşanmaktadır.
Bu şehirde çalışmakla birlikte sahtekarlık da yaparlar ve iyi para kazanırlar. Ancak bu keyifleri pek uzun sürmez. Mihail’in veremi iyice ilerlemiştir. Mihail bir gemi yolculuğu esnasında can vermiştir. Adrien de burayı bırakıp Bükreş’e döner.
Memleketinde Balkan savaşları başlamıştır. Adrien siyasete atılmış, bir yandan da Akdeniz ülkeleriyle ilgili gezi ve anılarını yazmaya başlamıştır. Bu anılar gazetelerde yayımlanmaktadır. Romanya’daki sosyalist parti Adrien’i yanlarında görmek istemiş ancak o aşırı uçtaki bu partiye katılmak istememiştir. Buradan da sıkılan Adrien, Avrupa görmüş arkadaşı Alamon’un da tavsiyeleri üzerine Paris’in yolunu tutar.
Adrien: Yirmi iki yaşında olan Adrien yoksul bir ailenin çocuğudur. Para kazanmak için memleketinden ayrılmış, birçok Akdeniz ve Batı ülkelerini gezmiş ve birçok işte çalışmıştır. Bu gezileri esnasında çok çeşitli insanlarla karşılaşmış, insanların pek çok karakterine şahit olmuştur. Kendince değerleri olan ancak fırsatını bulduğunda da bu değerleri çiğneyebilen üçkâğıtçılıkla para kazanabilen bir karakteri vardır.
Mihail: Adrien’in en yakın arkadaşı ve dostudur. Ancak ondan daha açık bir şekilde değerlerinden ödün veren bir insandır. Parası için yaşlı bir kadınla evlenecek kadar gözünü para ve zenginlik hırsı bürümüştür.
Musa: Adrien’le arkadaş olmuş, onunla birçok işlerde çalışmıştır. Kızının kötü yola düşmesini hazmedememiş kahrından ölmüştür.
Sara: Musa’nın genç ve güzel kızıdır. Bir dolandırıcıya âşık olmuş ve bu aşk uğruna kandırılıp kötü yollara düşmüştür.
Titel: Sara’yı kandırarak onu kötü yola sürükleyen, asker kaçağı bir düzenbazdır.
Salamon Klein: Para kazanmak için her kötülüğü yapabilen, menfaatçi bir kişiliktir.
Panait Istrati (1984-1935) Romen yazar Balkan ülkelerinin Maksim Gorki’si diye tanınır.
İstanbul’la birlikte Ortadoğu’da Suriye, Lübnan, Mısır gibi birçok yeri gezdi. Hatıralarını yazdığı çeşitli kitaplarla yansıttı. Bu hatıralarda genellikle tanıdığı insanlar üzerinden şehir ve toplum değerlendirmelerinde bulundu.
Sovyetler Birliği’nde sosyalist partiyle temasları olmuş ancak politikanın toplum düzenini değiştirmek için yeterli olmadığını vurgulamıştır. Bulduğu bir sözlükten Fransızca öğrenen yazar eserlerini Fransızca olarak yazdı. Eserlerinde değerleri olan ve iyi niyetli insanlar üzerinde durmuştur.
En başarılı eseri olarak Mihail adlı romanı gösterilir. Bu romanda da diğer romanlarda da Miihail üzerinden arkadaşlık ve dostluk kavramlarını işlemiştir. Yazara göre arkadaşlık uğruna insan kendi heveslerinden vazgeçebilmelidir.