Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Ankara'da Sıhhiye semtine gittiğinizde Sıhhiye Köprüsü'nün hemen sağında kocaman bir bina görürsünüz. Kahverengi taşların ve büyük pencerelerin birbirini
güzel bir şekilde tamamladığı, bahçesinde beyaz renkte bir Mimar Sinan heykelinin bulunduğu bu yapı Cumhuriyetin ilk ve en önemli bilim yuvalarından biridir.
Kuruluşu bizzat Atatürk tarafından önerilen ve Türkiye'de sosyal bilimlerin gelişmesinde çok önemli bir rolü olan Dil ve Tarih–Coğrafya Fakültesi bugün hâlâ
birçok sosyal bilim alanında bilim insanı yetiştirmektedir. Fakülte İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin zulmünden kaçan birçok bilim adamına da ev sahipliği yapmış, Atatürk'ün daveti üzerine Türkiye'yi tercih eden bu bilim adamları ülkemizde sosyal bilimlerin gelişmesinde ve birçok değerli bilim insanının yetişmesinde
çok önemli hizmetlerde bulunmuşlardır.
Şimdi gelin bu bilim yuvasını çeşitli yönleriyle tanımaya çalışalım:
Tarihçe
Ankara Üniversitesi'nin fakülte olarak kurulan ilk yükseköğretim kurumu olan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Büyük Önder Atatürk'ün adını koyduğu ve özel
bir misyon yüklediği bir bilim merkezidir.
Mustafa Kemal Atatürk, fakültenin kurulmasını önerirken, çağdaş Türkiye'nin yapacağı atılımda hem ulusal bilincin gelişmesi hem de özgür düşünceli bireylerin
yetişebilmesi için, Türk dilinin, Türk tarihinin ve Türk kültürünün derinliğine araştırılmasının en başta gelen şart olduğuna inanıyordu. Türkiye'de sosyal
bilimler alanında seçkin bir yeri bulunan Dil ve Tarih–Coğrafya Fakültesi'nin kuruluş yasası TBMM tarafından 14 Haziran 1935'te kabul edilmiş ve karar 22
Haziran 1935 tarih ve 2035 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 1935-1940 yılları arasında Evkaf Apartmanı'nda faaliyetini sürdüren fakültenin bugünkü binası
nın planı ünlü Alman mimarı Bruno Taut tarafından çizilmiştir. 1936 yılında 195 öğrenci ile öğretime başlayan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 13 Haziran 1946'ya kadar Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet göstermiş, bu tarihten itibaren 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu ile Ankara Üniversitesi'nin bünyesinde yer almıştır.
Genel Tanım
Dil ve Tarih–Coğrafya Fakültesi Türk ve Türkiye tarihinin incelenmesine kaynaklık edecek olan Sümerce, Çince ve Hititçe'den Latince ve Yunancaya, Antik Doğu ve Batı dilleri yanında modern dilleri ile coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi çeşitli sosyal bilimlerin farklı alanlarında eğitim veren bir bilim kurumudur. Fakültede hem temel kaynaklara inen hem de çağdaş dünyaya ayak uydurmayı hedefleyen 18 bölüm ve 79 anabilim dalı faaliyet göstermektedir.
179'u öğretim üyesi olmak üzere 385 öğretim elemanı, yüksek lisans ve doktora da dahil olmak üzere işlevsel, dengeli, esnek bir eğitim-öğretim programı içinde çalışmalarını yürütmektedir.
Bunu Biliyor musunuz?
Türk Tarih Kurumu; tarih ve arkeoloji alanında Türkiye'nin en büyük kütüphanesine sahiptir.
Yeni Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928):
Yeni Türk harfleri millî dilin oluşturulmasında gerekli zemini hazırlamıştı. Atatürk dil konusuna özellikle eğilmiş, millî bir toplum oluşturmak için çabalamış,
Türk kültürüne büyük önem vermiştir.
Bu amaçla Türkçenin yabancı dillerin (arapça ve farsça) etkisinden kurtarılması ve Türk dilinin geliştirilmesi için Atatürk tarafından, 1931 yılında Türk Dilini Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kurulmuştur.
NOT: Atatürk 73.000 lira civarındaki servetini CHP'ye ve İş Bankası'na bırakmış, İş Bankası'nın yıllık nemasından arta kalan parayı da Türk Dil Kurumu'na bağışlamıştır.
Atatürk Diyor ki:
İlim ve özellikle sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alanda isterim ki beni bilim adamları aydınlatsınlar.
Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız, bana söyleyiniz. Sosyal bilimlerin güzel ve yapıcı yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim.” (1923)
Yukarıdaki paragraftan yararlanarak Atatürk'ün sosyal bilimler hakkındaki düşüncelerini yorumlayınız.
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
……………………………………………
Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş Türkiye'nin yapacağı atılımda hem ulusal bilincin gelişmesi hem de özgür düşünceli bireylerin yetişebilmesi için, Türk dilinin,
Türk tarihinin ve Türk kültürünün derinliğine araştırılmasının en başta gelen şart olduğuna inanıyordu.
Bu amaçla:
1936 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi kurulmuştur. Bu fakültede; arkeoloji, antropoloji, Hititoloji, Latin dili ve edebiyatı, Sümeroloji, etnoloji gibi bilim dalları kurulmuştur. Bugün bu fakülte Ankara Üniversitesi'ne bağlıdır.
1924 yılında etnografya Müzesi ve Güzel Sanatlar Akademisi açılmıştır.
Örnek:
Buna göre,
I. 1936'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin kurulması,
II. 1931 yılında Türk Dil Kurumu'nun kurulması,
III. 1925 yılında Aşar Vergisi'nin kaldırılması,
IV. 1928 yılında yeni Türk harflerinin kabulü gibi gelişmelerden hangileri Atatürk'ün yukarıdaki düşüncelerinin hayata geçirilmesi niteliğindedir?
A) I, II ve IV B) I, III ve IV C) II, III ve IV D) I ve II
Çözüm: DTCF'nin açılması (I), TTK'nın kurulması (II) ve Harf İnkılabı (IV) Atatürk'ün yukarıdaki düşünceleriyle büyük bir paralellik arz eder. Fakat Aşar Vergisi'nin kaldırılması Halkçılık, ilkesiyle ilgili bir inkılaptır.
Yanıt A