1. TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Devleti kurulmuştu. Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı döneminde TBMM üyelerinin ve halkın desteğini almak için cumhuriyete yönelik düşüncelerini açıklamamış ve saltanat karşıtı düşüncelerini belirtmemişti.
2. Devlet kurulmuş olmasına rağmen devlet başkanlığı kurumu yoktu. Bu durum yönetimde aksamalara neden oluyordu.
1. Saltanatın kaldırılması
2. 1921 Anayasası'yla kurulan meclis hükümeti sisteminin savaşın sona ermesiyle işlevini yitirmesi; meclis hükümeti sisteminde bakanları meclis seçiyordu. Bütün yetkiler mecliste toplanmıştı. Bu durum meclis hükümeti bunalımına neden oluyordu.
3. Milletvekilleri arasında görüş ayrılıkları ortaya çıkması ve bu durum mecliste gruplaşmalara neden olması
4. Hükümet buhranının ortaya çıkması: Ali Fethi bey başkanlığındaki bakanlar kurulunun istifa etmesiyle yeni hükümeti oluşturulamamıştır. Bundan dolayı devlet buhrana sürüklenmiştir.
1. 27 Ekim de Ali Fethi Bey başkanlığındaki meclis hükümeti istifa edince ülkede bir kabine bunalımı doğmuştur. Sorunun çözümü için parti grubu toplanmış; fakat bir hükümet listesi üzerinde anlaşmaya varılamamıştı. Bakanları seçebilmek doğrudan sorunu çözebilirdi. Atama yapılabilmesi ancak cumhuriyetin ilanıyla gerçekleşebilirdi.
2. Mustafa Kemal 28 Ekim'de arkadaşları ile konuşmuş ve parti grubunda anayasa değişikliği tartışılarak 29 Ekim 1923'te cumhuriyet ilan edilmiştir.
Cumhuriyet'in İlanının Sonuçları
1 .Rejimin adı konulmuş ve bu konudaki problem ortadan kaldırılmıştır.
2.Devlet başkanlığı sorunu çözülmüştür.
3.Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamları kurulmuştur.
4.Meclis hükümeti yerine, kabine sistemine geçilmiştir.
5.Bakanlar Kurulu, başbakan tarafından seçilmiş ve cumhurbaşkanının onayına sunulmuştur.
6.Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı seçilmiştir. Cumhurbaşkanı ilk cumhuriyet hükümetini kurma görevini ismet Paşa'ya vermiş, Fethi (Okyar) Bey de TBMM başkanlığına seçilmiştir.
NOT: Cumhuriyetin ilanıyla devlet rejimi sorunu büyük ölçüde çözülmüştür. Buna rağm en cumhuriyet bazı yeni tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Cumhuriyetin ilanı hilafet yanlıları ile olan tartışmayı açığa çıkarmıştır. Halifeliği vazgeçilmez bir kurum olarak görenler cumhuriyet sistemlerini tepkiyle karşılamışlar, bu durum halifeliğin kaldırılmasını gündeme getirmiştir.
Lozan Barış Antlaşması'yla itilaf Devletleri'nin İstanbul'dan çekilmesi iki görüşü gündeme getirildi: ilki başkentin İstanbul olarak kalması, diğeri ise İstanbul'un askerî idari ve asayiş yönlerinden uygun olmadığı, başkentin Ankara olması gerektiği düşüncesiydi. En sonunda Ankara bu tartışmalardan sonra başkent ilan edilmiştir.
1Saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı Devleti'nin hukuken sona ermesi
2 .Cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanlığı sorunun çözülmesi
3. Halifeliğin işlevselliğini yitirmesi
4. Hilafet rejiminin devamını isteyenlerin halifelikten güç alması Nihayet 3 Mart 1924 tarihinde Meclisin aldığı kararla halifelik kaldırılmıştır.
1. Şeriyye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı. Böylece laikleşme yolunda önemli bir adım atıldı.
2. Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti kaldırıldı. Böylece Genelkurmay Başkanlığı'nın hükümet ve siyasetten uzaklaşması sağlandı
3. Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. Osmanlı Devleti'nde dinî eğitim verilen medreseler ve pozitif bilim veren mektepler bulunuyordu. Bu kanunla medreseler kapatıldı ve eğitimde birlik sağlandı.
ÖRNEK: Medreselerin kapatılmasmm aşağıdakilerden hangisini kolaylaştırdığı savunulabilir?
A) Saltanatın kaldırılmasını
B) Cumhuriyetin ilan edilmesini
C) Yabancı okullarının açılmasını
D) Eğitim ve öğretimin ulusallaştırılmasını
E) Yeni bir anayasa hazırlanmasını
2007 ÖSS
ÇÖZÜM: Medreselerin kapatılmasıyla Türk millî eğitiminin ulusal bir kimliğe bürünmesi hızlanmıştır.
Yanıt A
1. Laikliğe geçişte önemli bir adım atılmıştır.
2. Rejim konusunda tartışmaya yol açabilecek kurum kaldırılmıştır.
3. Halifeliğin kaldırılması Türkiye'de inkılâp sürecini hızlandırmış ve inkılâplar için elverişli bir ortam hazırlamıştır.
4. Ulusçuluğun temelleri güçlendirilmiştir.
23 Nisan 1920'de TBMM açıldıktan sonra günün ihtiyaçlarına göre bazı yasalar çıkarılmıştı. Ancak birçok konuda Kanuniesasi yürürlükte idi. Mustafa Kemal Paşa 13 Eylül 1920'de meclise devletin siyasi, sosyal, idari ve askerî bakımdan izleyeceği politikayı öngören bir önerge verdi. Bu önerge 20 Ocak 1921 tarihinde “ Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” adıyla yeni Türk
Devleti'nin ilk anayasası olarak kabul edilmiştir.
1. Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Yönetim usulü halkın kendi kendisini yönetmesidir.
Önemi: Saltanatın yerine millet egemenliğine dayanan bir yönetimin kurulacağı belirtilmiştir. Ancak günün şartları göz önüne alınarak cumhuriyet yönetiminin adı söylenmemiştir.
2. Yasama ve yürütme yetkisi TBMM'dedir.
Önemi: Hızlı karar almak ve hemen uygulayabilmek için “ güçler birliği” ilkesi kabul edilmiştir. Güçler Birliği: Yasama, yürütme ve yargı yetkisinin tek elde toplanmasıdır.
3. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi'nce yönetilir ve hükümet “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti” adını alır.
UYARI: Bu madde ile meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir. 4. Büyük Millet Meclisi, iller halkınca seçilen üyelerden kurulur.
5. Büyük Millet Meclisi seçimi iki yılda bir yapılır. Milletvekillerinin görev süresi iki yıldır.
6. Din kurallarının (Ahkâm-ı Şer'iye'nin) yerine getirilmesi; kanunların hazır olması, değiştirilmesi, savaş ve barış yapılması, antlaşma yapılması TBMM'nin görevlerindendir.
UYARI: Din kurallarının yerine getirilm esini meclisin üstlenmesi 1921 Anayasası'nın laik olmadığını göstermektedir.
7. Kanuniesasi'nin bu maddelerle çelişmeyen hükümleri eskiden olduğu gibi yürürlüktedir.
Önemi: Kanuniesasi'nin maddeleri kabul edilerek saltanat taraftarlarının tepkisi önlenmiştir. Savaş döneminde hazırlanan 1921 Anayasası toplumun bütün ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değildi. Bu nedenle kanun çıkarılmayan alanlarda Kanuniesasi'yi uygulama olanağı doğmuştur.
UYARI: 1921 Anayasası yeni Türk Devleti'nin kuruluşunun hukuki ve siyasal belgesidir. TBMM ‘nin yaptığı anayasa “ Kurucu Meclis” olduğunu göstermektedir. Bu anayasa olağanüstü bir dönemde (savaş döneminde) yapıldığı için temel hak ve özgürlüklere yer verilmemiştir. Ancak günün ihtiyaçlarına göre yapılan bu anayasa, Millî Mücadelenin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağladı ve 1924 Anayasasına kadar yürürlükte kaldı. 1921 Anayasası m illî egemenlik, tek meclis, güçler birliği ve meclisin üstünlüğü gibi temel ilkelere dayandırılmıştır.
NOT: 1921 Anayasası'ndaki en önemli değişiklikler 29 Ekim 1923 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarihte Cumhuriyet ilan edilerek devletin yönetim şekli belirlenmiş, “Meclis Hükümeti” sistemi yerine de kabine sistemine geçilmiştir.
1. 1921 Anayasası halkın ihtiyaçlarına karşılık veremediği için 20 Nisan 1924 Anayasası hazırlandı.
2. Bu anayasada da Güçler Birliği ilkesi vardır. Bu anayasa 36 yıl yürürlükte kalmıştır.
Demokratik bir devlet düzeninde “millî egemenlik, seçme seçilme özgürlüğü, çoğulculuk” ilkelerinin gereğini yapmak gerekmektedir. Atatürk bu amaçla ilk öncelikle ilk siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurdu.
Bu parti inkılâpların yapılmasında ve halka benimsetilmesinde etkili olmuştur.
Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Adnan Adıvar gibi önemli bir grup Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan ayrılarak yeni bir siyasi parti kurdular (17 Kasım 1924). Terakkiperver Cumhuriyet Partisi'nin “Parti dinî inançlara saygılıdır.” sloganı rejim muhaliflerinin ve hilafet yanlılarının partiye katılmasına neden oldu.
Diyarbakır'da rejim karşıtları, halifeliğin yeniden kurulmasını isteyenler tarafından çıkarılmıştır. Bu durum ingilizlerin Musul meselesini kendi lehine çözmeleri için büyük bir fırsat olacaktır.
İsyanın Sonuçları
Yeni rejime ve inkılâplara karşı olanlar Mustafa Kemal'e suikast girişiminde bulundular. Ancak suikastın ihbar edilmesiyle girişim başarısız oldu.
Serbest Fırka'nın kurulması eski rejim yanlılarını yeniden cesaretlendirmişti. Derviş Mehmet adında biri, halkı kışkırtarak Menemen'de: “Din elden gidiyor, şeriat isteriz” diye bağırıyordu. Bu olayı bastırmaya çalışan Asteğmen Kubilay isyancılar tarafından öldürülmüştür. Böylece Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet fırkalarından olumlu sonuç alınamayınca çok partili hayat denemelerine ara verilmiştir.