Bir Sürgün
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
KİTABIN ADI : BİR SÜRGÜN
KİTABIN YAZARI : YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
BİR SÜRGÜN
Olayımızın kahramanı olan Doktor Hikmet İzmir’e sürgün edilmiş bir memurdur.Doktor Hikmet sıkıntı ve dertlerden çökmüş orta yaşlı bir kişidir.Okumaya düşkün bir insandır.Doktor Hikmet Guraba Hastanesi’nden çıkınca sevgilisiyle sözleştiği yere koşan bir aşık gibi kalbi çarparak “Abajali’nin” mağazasına gider ve hafta içinde gelmiş olan bütün kitap ve dergileri inceler.bazen saatlerce mağazadan çıkmaz ve yanına bir iki kitap ve dergi alarak dışarı çıkar.
Bir ara gazete ve mecmualarını okuduktan sonra dibinde azıcık bir şarap olan bir bardak dikkatini çeker.Bardağın içinde bir karınca vardır.Şarabın içinde dönüp dolaşır,bir yere gidemez.Ve ona bakarak işte bende bu karınca gibi hiçbiryere gidemiyorum der. Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet
Bu arada limandaki büyük vapurlardan birinin bacası ona, uzun mesafelerin ve uzun diyarların bağrından kopan bir nida gibi seslendi.İri vapur bacalarından çıkan bu yanık haykırışın Doktor Hikmet üzerinde Büyük bir etkisi olmuştu.
Doktor Hikmet birçok kitap ve dergi okumuştu.Ayrıca buralarda birçok memleketin tanımını okumuştu ve birçok bilgi edinmişti.Ancak buralara hiç gitmmişti.Ve bu vapur seside Doktor Hikmet’î çağırıyordu.”Hadi kalk gidelim” diyordu.
Fakat, Doktor Hikmet koşmak isteyipte koşamayan,bağırmak isteyipte bağıramayan kabus içinde bunalmış bir kimse gibi bir türlü bu davete uyamaz.Bu kalk borusuna bir türlü “hazırım” diyemez.
Doktor Hikmet dördüncü bira şişesini de son damlasına kadar içtikten sonra bu imkanı vakitten daha kuvvetli buldu.İşte vapur önünde hazır duruyor,işte,gizli hareketleri saklayan yandak ve karanlıklar denizin üstüne kanatlarını germege başlıyor.Daha sonra o rehavete kapılarak Doktor Hikmer vapura bindi.Vapura bindiğinde çevresinde birçok insan vardır.
Doktor Hikmet’in üstü o kadar düzgün değildi ve insanlar Doktor Hikmet’e bakıyorlardı.Ertesi gün “nigare” vapuru Pire limanını varır varmaz Doktor Hikmet’in ilk işi karaya çıkarak birşeyler almak oldu.
Doktor Hikmet daha sonra vapurda biriyle tanıştı ve onunla dostluk kurdu.Ancak belli bir süre sonra bu dostluk kurdugu kişide kendisinden kaçmaya çalışır.
Doktor Hikmet’in başında bu maceralar geçtikten sonra Paris denilen o,uçsuz,bucaksız ve akıl sır ermez tezgahta çıraklık etmeye başlar.Paris’te girdiği bir lokantada bir kadının bulunduğu masaya oturmak ister.Ve bu vesile ile kadınla tanışır.
Daha sonraki günlerde Paris’de bir türk bulmak amacıyla yollara düştü,aramaya koyuldu.Babasına bir mektup göndermek zorundaydı.Ancak hangi vasıta ile göndereceğini bulamadı.Mutlaka göndermesi gerekiyordu.bazen göndermemek aklından geçiyordu.Ama ihtiyarlar merake tmiştir.Mutlaka göndermesi gerekiyordu.Doktor Hikmet Paris’I geziyordu.Ağustos ayının son günlerinde Luxembon bahçesi,insanın adeta yüreğine dokunan mahzun bir hal almıştır.Doktor Hikmet en çok Jardin Des Tuilleries ile Place de la Concorde’u çok beğenmişti.
|» Roman Özetleri Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Çok güzel. Çok sevdiğim başarılı bir yazar.
cok teşekkür ederim baya işime yaradı
Çok güzel işimi hiç görmedi. Ama yazar tanıdık geldi.elinize sağlık.
tşk ederim yapanın ellerine sağlık
Özet olmuş fakat biraz daha uzatılsa ve ayrıntılı anlatılsa daha da işe yarayabilir. Emeği geçen herkese teşekkürler 🙂
çok güzel ama keşke daha uzun olsaydı
Romanın sonunda Doktor Hikmet verem hastalığına yakalanıp Paris’te ölüyor. cenazesi orada kalıyor toprak parası verilmediği için.