Cafer Cabbarlı
(Hayatı – Biyografisi – Yaşamı)
(Baku, 1899 Baku, 1934)
Cefer Cabbarlı 1899 yılında, Baku yakınlarındaki Xızı köyünde doğmuştur. Babasının adı Qafar’dır. Bakü’de, Rus-Tatar Mektebi’ni ve 3enaye Mektebi’ni (1920) bitirmiştir. Henüz talebeyken, yani 1915 yıllarında yazmaya başlamış, nesir, şiir ve dram türlerinde eserler kaleme almıştır. İlk hiciv ve lirik şiirleri “Mekteb”, “Babayi Emir”, “Besiret” gibi gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Sanat hayatınm ilk dönemi, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin (1918-1920) kuruluşuyla başlayan siyasi, kültürel ve manevi yükseliş dönemine denk düşer. İstiklal mücadelesini konu alan şiirlerini, Balkan Savaşları’nda (1912-1914) Türklerin gösterdiği kahramanlıkları terennüm eden “Edirne Fethi” ve “Trablus Müharibesi” piyeslerini bu yıllarda yazar.
Azerbaycan’da Sovyet hakimiyeti kurulduktan sonra Cabbarh, Bakü’de tiyatro okulunu ve Azsrbaycan Devlet Universitesi’nin Şark Fakültesi’ni bitirir, “Kommunist” gazetesinde “edebi işçi” ve tercüman olarak, edebiyat, tiyatro ve sinema alanında bir yazar, dramaturk, senarist ve rejisör olarak büyük hizmetlerde bulunur. İlk Sovyet operaları için libretto, sinema filmleri için senaryolar yazar, filmlerin çekimine şahsen iştirak eder, dram tiyatrosunda bir rejisör olarak çalışır, yabancı dillerden piyesler tercüme eder ve sahneye koyar. Sovyet devrinde Cabbarlı sekiz piyes yazmıştır ki, bunların hemen hepsi başka dillere tercüme olunmuş, Bakü’de, Orta Asya’da Eski Sovyet cumhuriyetlerinde sahneye konulmuştur.
Sovyet sanatına büyük katkılarından dolayı, kendisine 1932 yılında, “emekdar senet xadimi fexri adı” verilmiştir. Cabbarlı‘nın, Sabir üslubunda yazdiği ilk şiirlerinde hiciv ve alay, “Ezilen Şerge”, “Usyan Yarat”, “Qız Qalası” manzumelerinde felsefi romantizm, “Aslan ve Ferhad” hikayesi ve “Vefalı Seriyye”, “Solgun Çiçekler” gibi piyeslerinde ise hissi-sentimental-üslub belirgindir. Böylelikle O, kalemini bir bakıma bilinen bütün edebi üslublarda denedikten sonra realizmde karar kılmış ve Azerbaycan’da “Sovet Edebiyatı”, “Sosyalist realizmi” denilen sanat anlayışının ilk ifadecisi ve hatta kurucusu sayılmıştır. Ancak bu realizm, hakikat duygusu ve onun büyük istidadı, bu üslubda, eyyamcılığa, bolşevik ritorikasına galip gelmiş ve Cabbarlı yaratıcılığını başlı başına bir sanat hadisesine çevirmiştir. Kapitalizm, Cabbarlı’nm “Aydın” (1919-1920) ve “Oqtay Eloğlu (1922) piyeslerinde dar smıfsal manada değil, beşeri değerler seviyesinde tahlil ve tenkid edilir. Bu eserlerde, Cabbarlı’nm protest kahramanları, burjuva ahlakının bozucu rolünü, mahiyetini ortaya koyarlar.
“Od Gelini” trajedisinde ise (1925-1928) Azerbaycan halkının IX. asırda, Babek’in öncülüğünde, yabancı işgalcilere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini eserinin asıl konusu ve ana fikri olarak seçer, milli-manevi istiklal ve bağımsızlık düşüncesini bütün devirlerin ve halkların en yüksek değer yargısı ve en kıymetli serveti olarak terennüm eder. Bağımsızlık duygusunun bu şekilde ele alınmasının; sanatçının komünist zulmüne, bolşevik baskılarına duyduğu gizli bir isyani, protestosu olduğunu ileri sürenlerin düşüncelerinde de gerçek payı vardır. “Od Gelini”nden sonra Cabbarlı, tarihi konulardan çağdaş gerçekliğe döner. Sovyet devrinin insanlarını, onların mücadelelerini, fikri arayışlarım, aldanış ve bunalımlarını, yani insan karakterinin oluşumunu tasvir eder. “Sevil”, “Almaz”, “Yaşar”, “Dönüş” bu tür eserlerindendir.
Bu piyesler, “Sovyet gerçekliği” denilen fenomenin, onun henüz teşekkül ve doğuş döneminin canlı, estetik tecessümüdür. Bu destan bütün tarihi izdüşümleri, ifratları ve yönelişleriyle söz konusu eserde yansıtılmıştır. Üstelik güçlü bir sanatkarlıkla ve yüksek bir estetik seviyeden yansıtılmıştır. Bu piyesler, ayni zamanda söz konusu devre ışık tutan belge niteliğindedir. Diğer taraftan, bunların hepsinin de temelinde, tek tek bütün insanların, toplumların ve hatta insanlığın mutluluğu yolunda hummalı bir estetik arayış, bir çıkış yolu arayışı vardır. Cabbarlı‘nın piyesleri problematik piyeslerdir.
Halkların dostluğu meselesi onun ele aldığı problemlerden biridir. 1905 yılında, piyesinde, halkların dostluğu meselesini ortaya atıp, çok geniş bir tarihi planda irdeler. Geçen yüzyılın başlarından beri, Azerbaycan’da sık sık tekrarlanan Rus ve Ermeni kaynaklı katliamların motivasyonunu bir tarihçi dikkati ve titizliğiyle ortaya koyar. Cabbarlı sanatkarlığının, artık her tür sınavdan geçmiş ifade gücü, onun hayatla iç içe oluşundan ve halkın geleceği ve kaygılarına duyduğu büyük ilgiden ileri gelmektedir. Şayet sağ kalsaydı, 1937 yılının imtihanindan herhalde zor çıkardı. Bolşevik iktidar ve dar görüşlü tenkit tarafından devamlı hırpalanan, hatta hapsedilen edip, 1934 yılında kalp krizinden hayata veda etti.
Başlıca eserleri: Eserleri (3 ciltte), Bakı, 1938-1948; İlk Dram Eserleri, Bakı, 1947; Seçilmiş Eser-leri, Bakı, 1949; Eserleri (4 ciltte), Bakı, 1950-1951; Seçilmiş pyesleri, Bakı, 1954.
Kaynakça: Mehdi Hüseyn. Ölmez Senetkar, Bakı, 1944; Xendan C. C.Cabbarh’nm Heyat ve Ya-radıcılığı. Bakı, 1954; Memmed Arif. Cefer Cab-barlının Yaradıcılıq Yolu, Bakı, 1956; Memmed Cefer. Mütefekkirin Şexsiyyeti. Bakı, 1960; Ce-ferov C. Cefer Cabbarlı, 1960.
1. Azerbaycan Covet Edebiyatı Tarixi. l-II ciltler. Bakı, 1966-67
2. Azerbaycan Covet Edebiyatı Tarixi. Bakı, 1988
3. Arif Memmed. Esrin Oğlu. Bakı, 1979
4. Eliyev R. CCabbarh’nm Yaradıcıhq Te kamülü. Bakı, 1989
| » Cefer Cabbarlı Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…