Geri Dönen Mektup (Hüseyin Nihal ATSIZ) Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan,kendini gizler mi alevden? Sen istedin,ondan bu gönül zorla tutuştu.. Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o […]
Kömen (Hüseyin Nihal ATSIZ) Analım Tunga Er efsanesini; Duyalım geçmişin erkek sesini. Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini Yine Gök Türk olalım, El kuralım. Ötüken-Yış durak olsun da bize Yürüsün ordular ordan denize. Çinli baş vermese, gelmezse dize Kağanın buyruğu vardır: Vuralım. Anlatılmaz, yüce bir erdem olan Bu akınlarda bulunmaz yorulan. Günü geldikçe de bizden sorulan […]
Kader (Hüseyin Nihal ATSIZ) Dünyada gerçi olmadı bir şeyde kârımız Ukbâda belki olsa gerek itibârımız. Ağyâr gül kopardı dikenden demet demet, Hâr oldu bağrımızda çiçek yüzlü yârımız. Yükseldi arşa neşvesi dünun, esâfilin; Toprakta gizli kaldı bizim âh ü zârımız. Baş eğmedik edâniye ikbâl ü câh için; Mâziye, ırka, sancağadır iftihârımız. Şâd olmamak olur mu, […]
Korku (Hüseyin Nihal ATSIZ) Bir lahza uzaktan seni görmem, Hasretle yanan bağrıma bir damla su oldu. Sensiz geçerek ruhu karartan koca bir yıl, Hissiz ve hayatsız bir ölüm uykusu oldu. Ömrümdeki en korkulu endişe ve duygu, Sensiz yaşamak korkusu oldu. |» H. Nihal ATSIZ Sayfasına Dön! « |
Karanlık (Hüseyin Nihal ATSIZ) Son ışık söneli nice zamandır; Rüyalar! Yeniden önüme düşün! Yardan ayrı geçen uzun yıllarda Hülyası bulunmaz bir anlık düşün. Yayını kalbime Ayzıt asalı Başka bir eldenim, katı yasalı. Burda koskoca bir gönül masalı Kaybolur içinde bir damla yaşın. Aşkı için verince bu kadar emek Varlıktan sıyrılıp ruh olmak gerek. […]
Mutlak Seveceksin (Hüseyin Nihal ATSIZ) Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş; Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş. Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş, Bir sır ki bu, ölsen bile asla açamazsın… Anlatması imkansız olan öyle bir an ki, Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki… Bak emrediyor: Daldığın alemden uyan ki, Mutlak seveceksin […]
Özleyiş (Hüseyin Nihal ATSIZ) Özledim… Yanıklık canıma değdi… Özledim, yıllarca daha özlerim. Hasret türkü olsa, ben onu çalsam, Kırılıp giderdi nice sazlarım… Yatın ümitlerim, uykuya yatın! Bitin hasretlerim, tükenip bitin! Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin; Onunla dikleşir bütün düzlerim. Yanımda sanrım, bakarım düştür; Güldüm zannederken gözlerim yaştır. Umduğum ne varsa hepside boştur; Yinede bekliyor […]
Selam (Hüseyin Nihal ATSIZ) İçim yine sevinçle dolup yanıyor; Sanki deniz olmuş, dalgalanıyor. Uzak uzak ülkelerden döndüm seferden; Yaralarım ağır, fakat mestim zaferden; Zafer, ümit kaynağının bir çeşmesidir. Zafer bir çok gönüllerin birleşmesidir. Gönülleri birleşenler ölse de bir gün Gök kubbede kalacaktır seslerinden ün. Gönülleri birleşenler! Selam sizlere! Uzaklarda dertleşenler! Selam […]
Sarı Zeybek (Hüseyin Nihal ATSIZ) – 1 – Şu dağların meşeleri karanlık, Etekleri olur çayır çimenlik Kızanlarla burda eder yarenlik, “Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır, Yağmur yağar, pusatları ıslanır”. Sarı Zeybek şu dağların eridir, Dağlar onun bütün yoğu varıdır. Kendi sarı, bindiği at dorudur; Attan inip şu dağlara yaslanır, Gözü dalar, bakışları […]
Sesleniş (Hüseyin Nihal ATSIZ) Yalnızım, ne kadar aranıp dursam Baş ucumda seni bulamıyorum. Güneşten vazgeçip susuz olsam da Seninle olmadan olamıyorum. Şu yollar bilmem ki dağ mı, ova mı? Gitsem bulur muyum kendi yuva mı? Kuş! Yolun nereye? Bizim eve mi? Sen götür, ben haber salamıyorum. Her gece orda bir yaslanan mı […]
Türkçülük Bayrağı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır; Türk ülküsü candan da aziz bayrağımızdır. Bayrak ki onun gölgesi Bozkurtları toplar; Bayrak ki bütün kaybedilen yurtları toplar. Nerden geliyor? Tanrıkut’un ordularından! Lakin bize bir beyt okuyor kutlu yarından: Darbeyle gönüllerde yatan ülkü silinmez! Atsız yere düşmekle bu bayrak yere […]
Türk Kızı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Pınar başına geldi Bir elinde güğümü; Çattı yay kaşlarını Görünce güldüğümü, Bağlamıştı gönlümü Saçlarının düğümü. Bilmiyordum bu örgü Acaba bir büğü mü? Sordum: Nerdedir yerin? Nedir senin değerin? Yedi kıral vurulmuş, Ne bu ceylan gözlerin? Hangisine varırsın Bu yedi ünlü erin? Şöyle dedi bakarak Göklere derin derin: Kıralların […]
Türkistan İhtilalcilerinin Türküsü (Hüseyin Nihal ATSIZ) Ey, Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt! Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı; İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt, Yabancıdan geri alır kutlu toprağı… Küçük kuşlar bize hergün şöylece çiler: Ey ölümle el sıkışan ihtilalciler! Size der ki gökten inen kutsi elçiler! Siz buldunuz ebediyet denen kaynağı… Biz, […]
Yalnızlık (Hüseyin Nihal ATSIZ) Yine akımda bugün sen varsın, Yine derdinle hayalim hasta. Bürüsün kalbimi derdin sarsın; Bir ümit var bu tükenmez yasta. Bir yaram var! Ona merhem vurman, Bir hayaldir ki gönülden taşıyor. Ayırırken bizi yollar ve zaman, Sana kalbim daha çok yaklaşıyor. Nerde bilmem o geçen günlerimiz? Artık onlar yeniden […]
Yaşayan Türkçülere Ağıt (Hüseyin Nihal ATSIZ) Bir mahşere binlerce kader tutsağı gelmiş, Titrek ve metin cümle adımlar ona doğru… Gitmekte bütün kafile, meçhula yönemiş, Nerden gelerek hangi karanlık sona doğru? Her şey kopuyor istemeden kendi yerinden; Herkes geliyor, sonra da herkes gidecektir, Milyonlar asır geçse de arzın üzerinden Bir kere giden bir daha ses […]
Türkiye’nin Yeniden Kuruluşu (Hüseyin Nihal ATSIZ) Türkiye Cumhuriyeti, aşağı yukarı 3000 yıllık bir milletin 22 yüzyıldan beri aralıksız var olan devletinin bugünkü adıdır. Karanlık olan en eski çağları bırakırsak, tarihimiz, Makedonyalı İskender’in milattan önce 4. yüzyılda, Türkelleri’nin batısı demek olan Maveraünnehir’e saldırışı ve yaptığı kırgınlar dolayısıyla daha doğuya çekilen atalarımızın Kuzey Çin’de doğudan batıya […]
Kurtarılmamış TÜRKler (Hüseyin Nihal ATSIZ) Türkiye dışında 60 milyon Türk, kurtarılmamış olarak yaşıyor. Osmanlı Türkleri’nin bölümleri olarak yanı başımızda duran Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan, Batı Trakya, Rodos, Suriye ve Kerkük Türkleri’nin dışında asıl büyük Türk kesimi İran, Efgan, Sovyetler ve Çin hâkimiyetinde tutsaktırlar. Bu dört devlet kendi tabiiyetlerinde bulunan Türkler’e hiçbir hak tanımamakta, elde edilmiş bazı […]
İran TÜRKler’i (Hüseyin Nihal ATSIZ) 12 Kasım 1968’de, saat 19 daki Radyo Ajans Haberlerinde ve ertesi günkü gazetelerde bildirildiğine göre, İran Dışişleri Bakanı Zâhidî, Tahran hava alanında, bira yabancı gazetecinin sorusuna verdiği cevapta, bu ilişkilerin geçmişte olduğu gibi dostluk ve kardeşlik esaslarına dayanarak yürüdüğünü söylemişti. Türk – İran ilişkilerinin dostluk ve kardeşlik temeline dayanarak […]
Biz Ne İstediğimizi Biliyoruz (Hüseyin Nihal ATSIZ) Ne istediğini bilmeyen yani programsız, plânsız olan insan gibi ne istediğini bilmeyen milletin de güçlükler, başarısızlıklar ve bozgunlarla karşılaşacağı muhakkaktır. Hele günümüzde milletlerin dörder veya beşer yıllık plânlarla kalkınma ve güçlenme savaşı yaptıkları bir sırada ne istediğini bilmenin, şuurunu kaybetmekle eşit bir felâket olduğu meydandadır. Tabiî, plân […]
Savaş Aleyhtarlığı (Hüseyin Nihal ATSIZ) Savaş için mutlak olarak, iyidir yahut kötüdür diye bir hüküm yürütülemez. Milletin kuvveti iyi hesaplanmadan, millet savaşa hazırlanmadan girişilen, mağlubiyetle biten savaşlar kötüdür. Fakat yabancıların elinde tutsak yaşayan urukdaşları kurtarmak, milleti daha zengin ve güçlü bir hale getirmek, bir ülküyü veya bir dini yaymak için girişilen savaşlar, zaferle biten savaşlar […]