Sitoplazma Sitoplazma yarı akışkan bir yapıya sahiptir. Sitoplazmada proteinler, yağlar, tuzlar, enzimler ve vitaminler bulunur. Canlılık faaliyetlerinin bir kısmı sitoplazmada bulunan organellerde gerçekleşir. Aktif sitoplazmanın %75 i sudur ve bu oran hücrenin yaşlanmasıyla azalır. Su miktarı, minimum metabolizma yapan tohumların hücrelerinde % 10 civarındadır.
Hücre zarında meydana gelen yapılar Bazı hücrelerde hücre yüzeyinde emilim, salgılama, sıvı iletimi gibi olaylarda rol oynayan farklı yapılar bulunur. Mikrovillus Hücrenin serbest yüzeyinde bulunan girinti çıkıntılardır. Yüzey artışına neden olur. İnce bağırsak yüzeyinde bulunan hücrelerdeki mikrovilluslar besin emilimini arttırır. ÇÖZÜM: Nişasta hücre zarındaki porlardan geçemez. Glikoz, su ve iyot hücre zarındaki porlardan geçebilir. M kolundan N koluna nişasta […]
Büyük Moleküllü Maddelerin Geçişi 1. Endositoz Protein, yağ, nişasta, glikojen gibi büyük moleküllü maddeler hücre zarındaki porlardan geçemez. Bu moleküller hücre içine alınırken plazma zarı hücre içine doğru girinti yaparak kesecik oluşturur ya da yalancı ayaklar çıkartarak besini sarar. Bu olay sırasında ATP enerjisi harcanır. Endositozla hücre içine alınan madde sitoplazmada besin kofulu içinde bulunur. Endositozla besin alınımı, fagositoz ve […]
Aktif Taşıma Zardaki porlardan geçebilen küçük moleküllerin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama ya da eşit yoğunluktaki ortamlarda taşınmasına aktif taşıma denir. Aktif taşımada hücre zarında bulunan taşıyıcı proteinler görev alır. ATP enerjisi harcanır. Aktif taşıma sadece canlı hücrelerde gerçekleşir. Canlılarda homeostasinin sağlanmasında aktif taşıma etkilidir. Örneğin böbrek nefronlarındaki aminoasit ve glikozların tamamı aktif taşıma yapılarak geri emilir. Bir […]
Emme Kuvveti Hücre içine su girişini sağlayan ve hücrenin osmotik değerinin oluşturduğu çekim kuvvetine emme kuvveti denir. Bitkilerin topraktan su almasında kök hücrelerindeki osmotik basınç rol oynar. Örneğin fasulye bitkisinin kök hücresindeki osmotik basınç 2 – 5 bar iken, çöl bitkisinin kök hücresindeki osmotik basınç 100 bar dan fazladır. Bu durum çöl bitkisinin toprakta en az miktarda bulunan suyu […]
Hücre Zarından Madde Geçişi Hücre zarından madde geçişinde hücre zarındaki porlar, hücre zarının seçici geçirgenlik ve canlılık özellikleri etkilidir. Maddelerin hücre zarından geçişine, Molekül çeşidi Molekül büyüklüğü Ortamdaki molekül yoğunluğu Ortamın sıcaklığı gibi faktörler etki eder. Küçük moleküllü maddeler büyük moleküllü maddelere göre, Yağı çözen maddeler yağı çözmeyenlere göre, Yağda […]
Hücre çeperi Hücre çeperi bakterilerde, mantarlarda ve bitkilerde bulunur. Bakterilerde bulunan hücre çeperi protein, karbonhidrat ve yağ türevi moleküllerden oluşmuştur. Mantarların hücre çeperi ise azotlu polisakkarit olan kitinden meydana gelmiştir. Bitkilerin hücre çeperi ise polisakkarit çeşidi olan selülozdan oluşmuştur. Selüloz çeper sert ve cansız olup, tam geçirgendir. Üzerinde madde geçişini sağlayan geçitler bulunur. Hücre bölünmesi sona ererken hücrenin ortasında aralamel meydana […]
Hücre Zarı Bütün hücreler plazma zarı veya hücre zarı adı verilen çok ince bir zarla çevrilidir. Hücre zarı, ancak elektron mikroskobu ile ayırt edilebilen bir yapıdır. Hücre zarının yapısı ile ilgili iki model vardır. 1. Birim zar modeli Hücre zarının yapısı hakkında Danielli ve Dawson tarafından ortaya konan ilk bilimsel modeldir. Bu modele göre hücre zarının ortasında bir […]
Hücre Hücre, canlıların en temel yapısal ve fonksiyonel birimidir. Hücre, enerji üretme ve tüketme, beslenme, atık maddeleri dışarı atma, dışarıdan madde alma gibi özelliklere sahip bir yapıdır. Canlıların yaşayan en küçük birimi hücredir. Hücre ilk defa 1665 yılında Robert Hook tarafından keşfedilmiştir. İngiliz mikroskopçusu olan Hooke, şişe mantarının şişenin içindeki havayı nasıl tuttuğunu merak etmiş ve şişe mantarından aldığı incecik bir […]
Mutasyonlar DNA nın yapısında kendiliğinden ya da ışın, kimyasal madde gibi faktörlerin etkisi ile meydana gelen değişikliğe mutasyon denir. Mutasyon üreme hücrelerinin DNA larında meydana gelirse yavru bireylere aktarılır. Vücut hücrelerinin DNA larında meydana gelen mutasyonlar yavru bireylere aktarılmaz. RNA moleküllerinde meydana gelen mutasyonlar kalıtsal değildir. Kromozom Yapısı Değişmeleri Kromozomdan parça kapması, kromozoma parça eklenmesi ya da kromozomda bir […]
Protein Sentezi DNA da hücredeki olayların düzenlemesini sağlayan genetik şifreler bulunmaktadır. DNA hücrenin kontrolünü santral dogma denilen olayla sağlar. DNA daki bilginin yeni bir şifre halinde mRNA ya aktarılmasına transkripsiyon (yazılma, kopyalama) denir. mRNA daki şifrenin okunarak protein sentezlenmesine translasyon (çeviri) denir. Transkripsiyon sırasında; DNA daki A karşısına RNA da U DNA daki T karşısına RNA […]
Genetik Şifre ve Protein Sentezi DNA daki nükleotid dizilimi genetik şifreyi oluşturur. Hücrede gerçekleşen olaylar bu genetik şifreye göre düzenlenir. Doğada 20 çeşit aminoasit vardır. Bu durumda her birine bir tane olmak üzere en az 20 çeşit şifreye ihtiyaç vardır. DNA nın yapısına katılabilen dört çeşit nükleotid vardır. Bu nükleotidlerden her biri bir aminoasiti şifreleseydi, o zaman 16 çeşit […]
RNA (Ribonükleik Asit) Tek zincirli nükleik asittir. Yapısındaki 5 C lu şeker ribozdur. Azotlu organik bazları ise adenin, guanin, sitozin ve urasildir. RNA molekülleri ökaryot hücrelerde çekirdekte, sitoplazmada, kloroplastta, mitokondride ve ribozomda bulunur. Prokaryot hücrelerde ise sitoplazmada ve ribozomda bulunur. Bütün RNA çeşitleri DNA daki bilgiye göre sentezlenir. RNA lar protein sentezinde görevlidir. RNA molekülleri kendini eşleyemez. Bazı virüs çeşitlerinde, virüse ait […]
DNA’nın Eşlenmesi (Replikasyon) Hücre bölüneceği zaman DNA kendini eşler. DNA nın kendini eşlemesine replikasyon denir. DNA eşleneceği zaman DNA nın sarmal yapısı bir ucundan açılmaya başlar. Her bir zincirin karşısına, uygun nükleotidler kullanılarak tamamlayıcısı sentezlenir. Replikasyonda DNA polimeraz enzimi görev yapar. Sarmal yapının çözülmesi ve yeni zincirlerin oluşması DNA nın tamamı eşleninceye kadar devam eder. Sonuçta aynı nükleotid dizilimine sahip iki DNA […]
DNA nın Görevleri Üreme ve kalıtsal bilginin aktarımını sağlamak için kendini eşler. Protein sentezi için genetik bilgiyi vererek hücreyi yönetir. Pneumococcus bakterileri ile yapılan deney DNA nın kalıtsal bilgiyi taşıdığını gösterir. Pneumococcus bakterilerinin iki çeşidi bilinmektedir. Bunlardan kapsülsüz olanları farede etkiye neden olmazken, kapsüllü olan türlerinin farelerde zatürre hastalığı na neden oluşturduğu ve farelerin öldüğü görülmektedir. Özütteki […]
Azotlu Organik Bazlar Nükleotidlerin yapısında purin ve pirimidin olmak üzere iki çeşit azotlu organik baz bulunur. Bu moleküller karbon,hidrojen, oksijen ve azot atomlarından oluşmuştur. a. Pürin Bazları Çift halkalı olup adenin (A) ve guanin (G) olmak üzere iki çeşittir. Hem DNA nın hem de RNA nın yapısına katılırlar. b. Pirimidin Bazları Tek halkalı olup sitozin (S), timin […]
Şekerler Nükleotidlerin yapısına katılan 5 C lu şeker riboz ve deoksiribozdur. Riboz RNA nın yapısında, deoksiriboz ise DNA nın yapısında bulunur. Ribozda, deoksiribozdan farklı olarak bir oksijen atomu (O) fazladır. Nükleik asitlerin adlandırılmasında şekerler esas alınır. Nükleik asitlerin adlandırılmasında şekerler esas alınır. Örneğin DNA > Deoksiribonükleik asit RNA > Ribonükleik asit
Nükleik Asitler Bütün canlılarda bulunan organik moleküllerdir. Nükleik asitler DNA ve RNA olmak üzere iki çeşittir. Nükleik asitler; Kalıtsal özelliklerin dölden döle aktarılmasını sağlar. Kalıtsal özelliklerin ortaya çıkmasını ve devamlılığını sağlar. Hücrede gerçekleşen metabolizma faaliyetlerini yönetir. Bu moleküller ilk defa akyuvar ve sperm hücrelerindeki çekirdekte bulunduğu için “çekirdek asiti” anlamına gelen ‘nükleik asit’ olarak adlandırılmıştır. Nükleik asitlerin […]
ATP Hücrede gerçekleşen reaksiyonlar için gerekli enerji ATP den sağlanır. ATP nin yapısında iki organik bileşik ve birbirine bağlanmış üç fosfat bulunur. Organik moleküllerden biri 5 C lu şeker olan ribozdur. Diğeri ise purin bazı olan adenindir. Adenin ile ribozun birleşmesi ile oluşan moleküle adenozin denir. ATP nin yapısındaki fosfat grupları arasında yüksek enerjili bağlar bulunur. Bu yüksek […]
Vitaminler Basit organik maddelerdir. Sindirilmezler. Hücre zarındaki porlardan geçebilirler. Hücrede solunum reaksiyonlarında enerji verici olarak kullanılmazlar. Enzimlerin yapısına katılarak düzenleyici olarak görev yaparlar. Büyüme – gelişmede rol oynarlar. Yapıya katılmazlar. Vücudun direncini arttırırlar. Kemik dokusunun oluşumunda ve sertleşmesinde etkilidirler. Suda Eriyen Vitaminler B grubu ve C vitaminidir. Vücutta depolanmazlar. Fazlası idrarla atılır. […]