ya gerçekten ben bunu okurken sıkıldım daha uzunu yok muydu ya belki benim bunu hemen yazmam gerekiyor allah allah ya insan biras daha kısasını koyar hatta çok ççok kısasını koyar tabi bu arada boğaçhana da yamuk olarak sayılmasın
Sizede ne yapsak yaranılmıyor yani
adamlar bunu yapmışlar uğraşmışlar lütfen emeğe saygı
hıı destan uzun olabilir biraz daha kısa yazabilirmisiniz diyebilirdiniz.
bu ne ya kaba kaba konuşuyorsunuz.
ayrıca sitede çok güzel.
Adım Boğaç Han. Yurdum insanın bu güzel ismin manasını bilmemesi ne garip değil mi? Burada çok güzel bir iş çıkarmışlar ve Dede Korkut hikayelerini derleyip yayınlamışlar. Tebrik etmeniz gerekirken lüzumsuz yorumlar yapıyorsunuz. Uzun veya kısa ne olursa olsun okuyun. En azından öz Türkçe birkaç kelime öğrenirsiniz.
arkadaşlar okuyacaksanız adam gibi okuyun destan bu ya uzun olcak tabi öğretmeniniz istediyse yazın veya özet çıkarın. Hem bu destanlar Türk edebiyatının en önemli destanları. Ayıp oluyor.
Bence de arkadaşlar bu metinler bizim özümüzden gelen bizi yansıtan nelere değer verilmesini gösteren metinler. Bir daha böyle tarihimiz olmyacaktır. Eleştiren arkadaşlarımıza destan özelliklerini hatırlatırım. Ayrıca emeğe saygızızlık en büyük ayıptır. Yararlanın ve paylaşın.
Bu yazıyı nerden aldınız bilmiyorum ama daha ilk paragrafta yanlış bilgiler verilmeye başlanıyor.
“Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayana Allah Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bilsin demiş idi.”
Allah-ü Teala hangi ayetinde böyle bir beduuda etmiş? Böyle bir yazıyı nerden alıntı yaptığınızı veya hangi kitapta yazıldığını merak ediyorum. Sitenizin bir editörü varsa daha dikkatli olmasını rica ederim.
Burada yayımlanan içerik, Prof. Dr. Muharrem Ergin’in Boğaziçi Yayınları’ndan çıkan “Dede Korkut Kitabı” adlı eserinden alınmıştır. Bu kaynağı edinerek ilgili bölüme bakabilirsiniz. Ayrıca bunun dışındaki diğer Dede Korkut kitaplarında da, bu bölüm böyle geçmektedir.
Dede Korkut Destanlarının – Hikayelerinin, yaklaşık olarak 15. yy’da yazıya geçirildiği düşünülmektedir. Fakat bu destanların sözlü edebiyattaki oluşumu, çok eskilere dayanmaktadır. Bu destanlar, bugünkü Azerbaycan’ın bulunduğu coğrafya dolaylarında ortaya koyulmuştur. Destanları oluşturanlar, müslüman Türklerdir. Fakat destanların oluşumu çok eskilere dayandığından, eski Türk inancından da çok fazla izler taşımaktadır. Eğer destanları okursanız, hemen hemen her öyküde “Şamanist” öğelerin varlığına görebilirsiniz.
Belirttiğiniz “beddua” bölümü ise şöyle açıklanabilir: Türkler, var oldukları günden beri “türeyen, töreli olan, soylu…” bir budun olduklarını düşünmüşlerdir. Orhun Yazıtları’na da bakarsanız, Türkler’in “türeme”yi Tanrı’ya olan bir “borç”muş gibi kabul ettiklerini görürsünüz. Yani atalarımız, türedikçe Tanrı’nın nazarında yüceldiklerini düşünmüşlerdir. Bu anlayıştan olsa gerek ki, Dede Korkut Destanları’nda da oğlu veya kızı olmayanları, Tanrı’nın sevmediği yansıtılmıştır. Hatta bu anlayış bugün bile devam etmektedir. Toplumumuzda çocuğu olmayanlar, çoğu zaman yerilir ve “soyunu devam ettirmek” hep kutlu görülür.
Özetle, yukarıdaki öykü metinlerinde hiçbir yanlışlık yoktur. Yalnızca sizin Dedem Korkut’un destanları ile ilgili bilgi eksikliğiniz vardır.
daha uzunu yok muydu +hayret+
güzel ama uzun bir destan.
“destan güzel site diil”
çok güzel bişi ama ben DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN hakkında bilgi istemiştim çıkan şeye bak
ya gerçektende daha uzunu okmuydu ben bunu okurken sıkıldım be
ya gerçekten ben bunu okurken sıkıldım daha uzunu yok muydu ya belki benim bunu hemen yazmam gerekiyor allah allah ya insan biras daha kısasını koyar hatta çok ççok kısasını koyar tabi bu arada boğaçhana da yamuk olarak sayılmasın
Sizede ne yapsak yaranılmıyor yani
adamlar bunu yapmışlar uğraşmışlar lütfen emeğe saygı
hıı destan uzun olabilir biraz daha kısa yazabilirmisiniz diyebilirdiniz.
bu ne ya kaba kaba konuşuyorsunuz.
ayrıca sitede çok güzel.
Adım Boğaç Han. Yurdum insanın bu güzel ismin manasını bilmemesi ne garip değil mi? Burada çok güzel bir iş çıkarmışlar ve Dede Korkut hikayelerini derleyip yayınlamışlar. Tebrik etmeniz gerekirken lüzumsuz yorumlar yapıyorsunuz. Uzun veya kısa ne olursa olsun okuyun. En azından öz Türkçe birkaç kelime öğrenirsiniz.
arkadaşlar okuyacaksanız adam gibi okuyun destan bu ya uzun olcak tabi öğretmeniniz istediyse yazın veya özet çıkarın. Hem bu destanlar Türk edebiyatının en önemli destanları. Ayıp oluyor.
bu hikayeler çoooook güzel
Bence de arkadaşlar bu metinler bizim özümüzden gelen bizi yansıtan nelere değer verilmesini gösteren metinler. Bir daha böyle tarihimiz olmyacaktır. Eleştiren arkadaşlarımıza destan özelliklerini hatırlatırım. Ayrıca emeğe saygızızlık en büyük ayıptır. Yararlanın ve paylaşın.
YA BU ÇOK UZUN DERSİM VAR BENİM DAHA KISASINI KOYUN LÜTFEN.
Arkadaşlar lütfen yaa çok uzun falan demeyin. Eğer ki beğenmiyorsanız okumayın!!!
Bu yazıyı nerden aldınız bilmiyorum ama daha ilk paragrafta yanlış bilgiler verilmeye başlanıyor.
“Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayana Allah Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bilsin demiş idi.”
Allah-ü Teala hangi ayetinde böyle bir beduuda etmiş? Böyle bir yazıyı nerden alıntı yaptığınızı veya hangi kitapta yazıldığını merak ediyorum. Sitenizin bir editörü varsa daha dikkatli olmasını rica ederim.
Cahit Bey,
Burada yayımlanan içerik, Prof. Dr. Muharrem Ergin’in Boğaziçi Yayınları’ndan çıkan “Dede Korkut Kitabı” adlı eserinden alınmıştır. Bu kaynağı edinerek ilgili bölüme bakabilirsiniz. Ayrıca bunun dışındaki diğer Dede Korkut kitaplarında da, bu bölüm böyle geçmektedir.
Dede Korkut Destanlarının – Hikayelerinin, yaklaşık olarak 15. yy’da yazıya geçirildiği düşünülmektedir. Fakat bu destanların sözlü edebiyattaki oluşumu, çok eskilere dayanmaktadır. Bu destanlar, bugünkü Azerbaycan’ın bulunduğu coğrafya dolaylarında ortaya koyulmuştur. Destanları oluşturanlar, müslüman Türklerdir. Fakat destanların oluşumu çok eskilere dayandığından, eski Türk inancından da çok fazla izler taşımaktadır. Eğer destanları okursanız, hemen hemen her öyküde “Şamanist” öğelerin varlığına görebilirsiniz.
Belirttiğiniz “beddua” bölümü ise şöyle açıklanabilir: Türkler, var oldukları günden beri “türeyen, töreli olan, soylu…” bir budun olduklarını düşünmüşlerdir. Orhun Yazıtları’na da bakarsanız, Türkler’in “türeme”yi Tanrı’ya olan bir “borç”muş gibi kabul ettiklerini görürsünüz. Yani atalarımız, türedikçe Tanrı’nın nazarında yüceldiklerini düşünmüşlerdir. Bu anlayıştan olsa gerek ki, Dede Korkut Destanları’nda da oğlu veya kızı olmayanları, Tanrı’nın sevmediği yansıtılmıştır. Hatta bu anlayış bugün bile devam etmektedir. Toplumumuzda çocuğu olmayanlar, çoğu zaman yerilir ve “soyunu devam ettirmek” hep kutlu görülür.
Özetle, yukarıdaki öykü metinlerinde hiçbir yanlışlık yoktur. Yalnızca sizin Dedem Korkut’un destanları ile ilgili bilgi eksikliğiniz vardır.
Esen kalın…
Yaa arkadaşlar burdan okuyacağınıza alsanıza kitabını bir buçuk ytl falan.. Ben okudum hepsini konu çok ağırr gidiyor ama fena değil yinede ..
Özet çıkarmam lazımdı teşekkür ederim.
Arkaşlar o çok uzun yorumunu yapan belli çocuktur muhatap almayın duygu arkadaşın dediğinede katılıyorum son derece haklı.
Normal kitabını alsam bu kadar uzun sürmez…
Çok teşekkürler ihtiyac vardı.
cok güzeldi cok tşk edrm cok işm yradı sagoluuuuuuuuuuuuuuuun