DİVAN EDEBİYATI (KLASİK EDEBİYAT)
13. yüzyıldan 19. yüzyıl ortalarına kadar süren edebiyat sürecidir. Divan edebiyatı adı şairlerin şiirlerini topladıkları kitaplara “divan” adı verilmesinden kaynaklanmaktadır. Klasik edebiyat, şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Nesir alanında da değerli eserler verilmesine rağmen, bunlar ikinci planda kalmıştır.Divan edebiyatı; Arap, İran ve Türk sanat anlayışı arasında oluşmuş ortak bir edebiyattır.
Divan Edebiyatının Özellikleri
*Dil; Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan ağır bir dildir. Bu edebiyatta süslü ve sanatlı bir anlatım denenmiştir.
*Arap edebiyatından alınan aruz ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi beyittir. Ancak bentlerle kurulu olan şiirler de vardır.
*Divan şiirinde konu bütünlüğü yoktur. Her beyit anlamca kendi başına bütün sayılır. Bütün güzelliğine değil parça güzelliğine önem verilir.
*Şiirler, konuları yönünden türleri meydana getirir.Çeşitli nazım şekilleriyle değişik türlerde şiirler yazılmıştır. Klasik edebiyatın belli başlı nazım türleri tevhit,münacat, naat, methiye, hicviye ve mersiyedir.
*Asıl konu sevgili, tema da aşktır. Ancak, sevgili ve aşk, soyut olarak işlenir;bunların gerçek yaşamla ilgisi yoktur. Din, ahlak, tasavvuf, övgü, yergi gibi konulara da yer verilmiştir.
*Düşünce ve kavramlar her ozan tarafından ortaklaşa kullanılan birtakım kalıplaşmış mazmunlarla anlatılır:kaş için yay, ağız için gonca, kirpik, için ok vb.
*Arap ve İran edebiyatından alınan gazel, kaside, mesnevi gibi nazım şekilleri kullanılmıştır.
*Tam ve zengin uyak ile redişer şiirde ahengi sağlar.Bu edebiyatta “uyak, göz içindir. ” kuralı geçerlidir.
*Şairler “mahlas” denilen takma ad kullanırlar.
*Klasik edebiyatta nesir alanında bazı önemli eserler verilmiştir. Nesir üç kolda gelişmiştir:Süslü nesir, orta nesir, sade nesir. Nesirde şiirin etkisiyle seci denilen iç kafiyeler kullanılmıştır. Arapça, Farsça kelime ve tamlamaların ağırlıklı olduğu secili nesre süslü ya da sanatlı nesir denir.Sanat kaygısıyla yazılır.Sade nesirde ise,yabancı kelime tamlama ve seciler hemen hemen hiç kullanılmamıştır.Orta nesir ise ikisinin arasında belli oranda yabancı kelime, tamlama ve seciye yer verilen nesirdir.
Başlıca Temsilcileri
Hoca Dehhani (13. yüzyıl)
Divan edebiyatının ilk temsilcisidir.Din dışı konularda yazdığı şiirlerle tanınmıştır.Şiirlerini Türkçe yazmış nazım tekniği bakımından Divan şiirinin bütün kurallarına uymuştur.Bu yüzyılda etkin olan tasavvuf kültüründen uzakta kalmıştır.Eseri: Selçuklu Sahnamesi
Ahmedi (14. yüzyıl)
Bu yüzyılın en önemli şairlerindendir Ahmedi, aynı zamanda bir tarih yazarıdır.İran şiirinin konu ve şekil özelliklerini Türk şiirine kazandırmaya çalışmıştır.Türkçe, Arapça ve Farsça eserler meydana getirmiştir.Çok iyi bildiği halde tasavvufu eserlerinde çok az kullanmıştır.Şiirlerinde aşk, şarap ve tabiat güzelliklerini işlemiştir. Büyük İskender’in hayatını, savaşlarını anlatan destanlardan derlenmiş bilgilerden oluşan İskendernâme adlı manzum bir yapıtı vardır.Bu eserine Osmanlı tarihini anlatan bir bölüm de eklemiştir. Bunun dışında Cemşid-i Hurşit ve Esrarname adlı eserleri de vardır.
Mevlana Celaleddin Rumi (13 yy.)
1207 – 1273 yılları arasında yaşamıştır. Ünlü tasavvufçu fiems-i Tebrizi’den etkilenmiştir. Yapıtlarının çoğunu Farsça yazmıştır. Ölümünden sonra oğlu Sultan Veled tarafından sistemleştirilen Mevlevi tarikatının kurucusudur.Yaşam felsefesini “Hamdım, piştim, yandım” sözleriyle özetlemiştir. Allah aşkı ve insan sevgisi eserlerinin ona konusunu oluşturur.Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Mafih, Meclis-i Seba en önemli eserleridir.
Kadı Burhaneddin (14 yy.)
Edebiyatımızda tuyuğ şairi olarak bilinen şair, Kayseri’de doğdu. Sivas’ta bağımsız bir devlet kurdu.Şiirlerinde tasavvuf düşüncesine ve mecazlı söyleyişlere yer vermekle birilikte daha çok lirik ve dünya zevklerimi dile getiren şiirler yazmıştır.Azeri Türkçesi ve Eski Anadolu Türkçesiyle yazmıştır.
Ali Şîr Nevai (15. yy.)
Çağatay edebiyatının tanınmış şairi ve kurucusudur. Aynı zamanda güçlü bir ilim ve devlet adamıdır.Çağatay Türkçesi onun sayesinde büyük bir edebiyat dili haline gelmiştir. O, bilinçli bir dilcidir. Türkçenin Farsçadan üstün olduğuna inanmış, bunu ispatlamak için Mahakemetü’l– Lügateyn adlı eserini yazmıştır. Nevai, hamse sahibi ilk Türk şairdir. Nevai’nin “Mecalisü’n– Nefais” adlı bir de tezkiresi vardır. Eser ilk şairler tezkiresi olarak kabul edilir.
Şeyhî (15. yüzyıl)
İran’da tıp ve tasavvuf öğrenimi görmüş, göz hastalıklarında ihtisas sahibi bir sanatçıdır. Harnâme adlı hicviye türünde eseri vardır.Şeyhi bu eserinde, bir eşeği kişileştirerek, insanın zaaşarını gözler önüne sermektedir.Şair, aynı zamanda kendi hayatındaki olaylardan yola çıkarak, o dönemi sosyal yönden eleştirmektedir.Hüsrev ü Şirin adlı mesnevisi ve Divanı vardır.
Sinan Paşa (15 yy.)
İyi bir eğitim almış,vezirliğe kadar yükselmiştir.Daha çok nesir türünde eserleriyle tanınmıştır.Divan edebiyatında süslü nesrin kurucusudur.Eserlerinde seci ve alterasyonlara sıkça yer verir.Tazarruname, Marifetname, Tezkiretül Evliya en önemli eserleridir.
Süleyman Çelebi (15. yüzyıl)
Asıl ününü 1409’da Bursa’da yazdığı Mevlid manzumesiyle kazanmıştır.Eserde fikirler, kompozisyon bütünlüğü içinde verilmiştir. Mevlid, mesnevi şeklinden ziyade, kaside şeklinde düzenlenmiştir.Eser aruz vezniyle yazılmıştır. Hazreti Peygamber’in hayatını konu alan Mevlit’in asıl adı Vesiletü’n Necat’tır. Günümüzde de çok okunan bir eserdir.
Fuzuli (16. yüzyıl)
Ömrünü Bağdat çevresinde geçirmiştir.Gazelleriyle olduğu kadar kasideleriyle de ün kazanmıştır. İlimsiz şiirin, temelsiz duvara benzediğine inanan Fuzuli, devrinin birçok ilmini öğrenmiştir. Şiirilerinde genellikle aşk konusunu işlemiştir.Onda aşk, beşeriden ilahiye doğru bir gelişme gösterir.Tasavvuf onun şiirlerinde bir güzellik unsuru olarak yer alır.Şiirlerinde lirik bir söyleyiş vardır. Fuzuli,Arapça,Farsça,Türkçe manzum ve mensur çok sayıda eser yazmıştır.Bunlar içinde en tanınmışları:Türkçe Divan, Leyla ile Mecnun, Hadikatü’s–Süeda, Bengü bade, Enisü’l Kalb’dir.Vakıf gelirlerinden kendisine bağlanan dokuz akçelik maaşı alamaması üzerine, Nişancı Celalzâde’ye yazdığı “Şikâyetname” adlı mektubu çok ünlüdür. Redifinden dolayı “Su Kasidesi” olarak tanınan kasidesi, naat türünde yazdığı önemli bir şiirdir.Bu şiirde Peygamberimize duyulan sevgiyi dile getirmiştir.
Baki (16. yy.)
16. yüzyılda İstanbul’da yaşamıştır.Döneminde “Şairler Sultanı” şeklinde yüceltilmiştir.Klasik Türk şiiri, Osmanlı sahasında en olgun seviyesine Baki ile yükselmiştir.Şiir dili İstanbul Türkçesinin güzel bir örneğidir.Kasidelerinde yer yer ağır ve zor anlaşılan bir dil kullanmakla beraber gazelleri oldukça sadedir. Baki’ye göre hayat;kısa ve geçici bir hayaldir; ondan tat almak gerekir.Şiirlerinde aşk, şarap gibi konuları işleyen şair Divan şiirin mazmunlarını şiirinde başarıyla kullanmıştır.Şiirlerinde beşeri aşkı, işlemiş,din dışı şiirler yazmıştır.En önemli eseri Divanıdır. Bu eserinde gazelleri ve Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı mersiyesi yer alır.Yedi Bentlik Kanuni Mersiyesi’nde büyük hükümdar’ın ölümünden duyduğu üzüntünün yanında devrin ihtişamını da anlatır.
Bağdatlı Ruhi (16. yüzyıl)
16. yüzyıl divan şairlerindendir. Hamse sahibidir. 17 bent halinde yazdığı Terkib–i Bent onun tanınmasını sağlamıştır. Askerliği, savaş meydanlarındaki zaferleri öven,Türk kahramanlık şiirleri arasında yerini almış lirik manzumeleri vardır.Şeyh Galip ve Ziya Paşa, onun Terkib–i Bendine nazireler yazmıştır.Taşlıcalı Yahya (16. yüzyıl) Arnavutluk’ta doğmuştur. İkisi basılmış beş mesnevisi vardır.İstanbul ve Edirne üzerine iki şehrengiz denemesi vardır.Şah-ü Geda, Usulnâme, Yusuf ve Züleyha adlı yapıtları vardır.
Katip Celebi (17 yy.)
Yaşamını bilime adamış bir sanatçıdır. Yapıtlarında kullandığı dil orta nesir derecesindedir. Dini ilimlerden başka matematik, astronomi gibi ilimlerini bununla birlikte Latince veFransızcayı öğrenmiştir. Tarih, coğrafya, toplum bilim alanlarında Batılı anlayışla yazılmış 20’den fazla eseri vardır. Keşfi Zünun, Cihannuma, Fezleke, Tuhfetül Kibar en önemli eserleridir.
Nefî (17. yüzyıl)
Kaside ve hicivleriyle tanınmıştır.Sağlam bir şiir tekniği vardır ve şiirlerinde ses öğesine önem vermiştir.Sadrazam Bayram Paşa için yazdığı hiciv nedeniyle boğularak öldürülmüştür.Şair, padişahlar ve devlet ileri gelenlerinin yakın ilgi ve desteğini görmüştür.Türkçe Divan’ı vardır.Hiciv şiirlerini Siham–ı Kaza (kaza okları) adlı kitapta toplamıştır
Nabi (17. yüzyıl)
Şiirlerinde didaktik öğelere yer vermiştir. Hikmet ve atasözü ağırlıklı bir şiir ortaya koymuştur. Bu yeni şiir anlayışı “Hikemi tarz” veya “Nabi tarzı” diye anılmaktadır.Manzum ve mensur birçok yapıtı vardır. Gazelleri çok başarılıdır.Asıl adı Hayrinâme olan ve Hayriyye adıyla şöhret kazanan mesnevisi de onun ününü sağlayan eserlerdendir. Oğlu Ebulhayr için yazdğı bu eser nasihatnâme türündedir. Ayrıca Hayrabâd isimli mesnevisinin yanı sıra Tuhfetü’l Harameyn adlı gezi türünde yazılmış bir eseri de vardır.
Şeyhülislam Yahya (17. yüzyıl)
Şeyhülislamlığın yanı sıra Anadolu ve Rumeli kazaskerliği yapmıştır. 17. yüzyılın önde gelen “gazel” şairlerinden biridir.Günlük zevkleri, duyguları aşkları samimi bir eda ile işlemiştir.Nef’i tarafından da eleştirilen bir kişidir kişidir.Eserlerinde yalın bir dil kullanmıştır. Divan’ı vardır.
Nedim (18. yüzyıl)
Lale Devrinde İstanbul’da yaşayan bir divan şairidir. Gazel ve şarkılarında Lale Devri İstanbul’unun eğlencelerini, yaşamını anlatır.
Divan edebiyatında “mahallileşme (yerlileşme) hareketi” nin en önemli temsilcisidir. Onun şiirlerinde Türkçe, en güzel şekliyle yansıtılmıştır.Şiirlerinde yer yer rastladığımız halk zevkini yansıtan,sade, senli benli söyleyiş ve halk deyimleri, onun divan şiirine getirdiği yeniliklerdir.Şiirlerinde “övgü, aşk, şarap, zevk ve sefa” konularını işlemiştir.Nedim’in tek divanı vardır.Nedim, Karacaoğlan’ınkine benzer bir aşk anlayışının temsilcisidir. Tasavvufa, şiirlerinde yer vermemiştir.Divan edebiyatının en tanınmış “Şarkı” şairidir.
Şeyh Galip (18. yüzyıl)
Klasik edebiyatın son büyük temsilcisidir.Edebiyatımızda Sebk–i Hindî (Hint üslubû) adı verilen akımın en büyük ustalarındandır. Yirmi dört yaşında Divan düzenlemiştir. Divan’ındaki bazı gazel, musammat ve şarkılar, onun güçlü bir şair olduğunu gösterir.Şeyh Galip’in ününü sağlayan asıl eseri “Hüsnü Aşk” mesnevisidir.Şair, Nabi’nin Hayriye’sinden daha üstün bir mesnevi yazabileceğini iddia ederek, altı ay içerisinde bu eserini yazmıştır.Eserin alegorik bir yapısı vardır.
Enderunlu Vasıf (19. yüzyıl)
İstanbul’da doğan şair, enderunda yetişmiştir.Bunun için Enderunlu vasıf olarak tanınmıştır.Bu yüzyıldaki mahallileşme akımının temsilcidir.Şiirlerinde İstanbul yaşayışını anlatmıştır.İşlediği konular bakımından Nabi’nin devamı sayılır. Hem klasik şiirin mazmunlarını kullanmış hem de mahalle halkının konuşmalarını eserlerinde işlemiştir.Bu bakımdan onun şiirleri;Türk dili ve folkloru açısından önemlidir. Tek eseri Divan’ı dır.
Divan Edebiyatında Nesir Örnekleri
1. Süslü Nesir
Sinan Paşa ==> Tazarrunâme,Tezkiretü’l Evliya,Maarifnâme
Veysi==> Münşeat
Nergisi ==> Münşeat
2. Orta Nesir
Latifi ==> fiuara Tezkiresi
Katip Çelebi ==> Cihan–nüma, Fezleke, Keşfü’z Zünun, Mizan’ül Hak
Peçevi ==> Peçevi Tarihi(Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkısından başlayarak 1640 yılına kadar olan olayları tarihi)
3. Sade Nesir
Mercimek Ahmet ==> Kabusnâme
Babürşah ==> Babürnâme
Evliya Çelebi ==> Seyahatnâme