Arapça bir kelime olan gazel, kadınlar için söylenen güzel ve aşk dolu söz anlamındadır. Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım şekli gazeldir. Başlangıçta Arap edebiyatında müstakil bir şekil olarak karşımıza çıkmayan gazel, kasidelerin içinde bulunan ve tegazzül denilen bir bölümü ifade ederdi. Daha sonraları, özellikle Emeviler döneminde tek başına bir şeklin adı olmuştur.
Eski Arap edebiyatında gazeller kasidelerin nesib veya teşbib bölümlerinden sonra gelirdi.
Gazel daha sonra İran edebiyatında ondan sonra ise Türk edebiyatında kullanılmaya başlanmıştır. Türk edebiyatında ilk gazel tecrübeleri 12.-13.yy da başlar. Ahmet Yesevî’nin Divan-ı Hikmet adlı eserinde bazı şiirlerin gazel nazım şekliyle söylendiği görülür. Mevlânâ şiirlerinde Türkçeyi kullanmamasına rağmen gazel nazım şeklinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Oğlu Sultan Veled Türkçe gazelleri ile Anadolu coğrafyasında bu nazım şeklinin ilk ve mühim örneklerini ortaya koymuştur. Yine bu yüzyılın hatırlanması gereken gazel şairleri Şeyyâd Hamza ve Yûnus Emre’dir.
Divan edebiyatında gazel, beyitler halinde yazılır ve beyit sayısı 4-15 arasında değişir. Ancak 4 beyitten oluşan gazellerin azlığı bu aralığı 5-15 arasında kabul etmemize neden olur. Gazeller daha ziyade 5-7-9 gibi tek numaralı beyitler olarak karşımıza çıkarlar. Bir gazelin kendi içinde kafiyeli olan ilk beyitine matla, onu takip eden ve matla beyitine göre daha güzel olması beklenen ikinci beyitine hüsnü matla denilmektedir. Gazelde son beyite makta, ondan bir önce gelen ve makta beyitinden daha güzel olması beklenen beyite ise hüsnü makta ismi verilmektedir. Matla beyite genelde şairin mahlasının bulunduğu yer olduğu için mahlas beyit ismi de verilmektedir. Gazelin en güzel beyitine ise beytü’l-gazel yahut şah beyit denilir. Kafiye dizilişi aa-xa-xa-xa şeklindedir.
Eskiden gazellerin bestelenerek okunduğu da bilinmektedir. Hatta bestelenmek üzere yazılmış gazeller de vardır. Gazelleri makam ile okuyan kişiye ise gazel-han, gazel-gû, gazel-pervaz adı verilmektedir. Eğer gazel baştan sona aynı konuyu işliyor, aynı anlam dairesinde devam ediyorsa böyle gazellere ‘ yek-ahenk’ ismi verilmektedir. Gazelin tamamı aynı söyleyiş güzelliğine sahipse böyle gazellere de ‘ yek-avaz’ ismi verilmiştir.
Matla
Ey fitnesi çok kavli yalan yandım elinden
Bir nâz ile bin gönül alan yandım elinden
Hüsnü matla
Sen şem gibi gayr ile meclisde gülersin
Ben akıtırım yaş ile kan yandım elinden
Ney gibi delindi ciğerim aşkın elinden
Her dem ederim âh u figân yandım elinden
Beytü’l gazel
Yandı dü-cihân âteş-i âhımla velîkin
Ben senin eyâ şâh-ı cihân yandım elinden
Şol sunduğun âteş midir ey sâki bana kim
Sen aldın ele câm hemân yandım elinden
Hüsnü makta
Her hâl ile sen sohbet edersin dün ü gün ben
Derdin ederim mûnis-i cân yandım elinden
Makta
Ahmed çeke cevrini ve lütfun göre ağyâr
Ey şefkati az şûh-ı cihân yandım elinden
Ahmed Paşa
Cihân-ârâ cihan içredür ârâyı bilmezler
O mâhiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler
Yek-avaz gazel
Harâbât ehlini dûzah azâbın anma ey zâhid
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler
Hayâlî fakr şalına çekenler cism-i uryânı
Anunla fahr ederler atlas u dîbâyı bilmezler
Hayâlî
Gazeller işledikleri konu açısından da isimlendirilir. Aşktan ve onun ızdırabından bahseden gazeller âşıkâne, içkiden servetin malın geçiciliğinden, hayattan zevk almanın gereğinden bahsedenler rindâne, sevgilinin güzelliğinden veya ona duyulan dünyevi aşktan bahseden gazeller şuhâne, öğretici, didaktik gazellere ise hikemî gazel veya hâkimhâne ismi verilir.
15 beyiti aşan gazellere ise mutavvel veya müzeyyel gazel denir. Şairin tamamlamaya imkân bulamadığı gazellere ise nâ-tamam gazel ismi verilir.
13. yüzyılda Hoca Dehhanî 14. yüzyılda Kadı Burhaneddin Âşık Paşa ve Ahmedî gazel nazım şeklini kullanmış şairler olarak öne çıkar. 15.yüzyılda Şeyhî, Ahmet Paşa, Hamdullah Hamdi, Eşrefoğlu Rumî, Ruşenî, Muradî, Avnî, Adlî gibi daha birçok şair Anadolu sahasında gazel söyleyen isimlerdir. Bu yüzyılın önemli gazel şairlerinden biri de Çağatay edebiyatının en güçlü temsilcisi olan Alî Şîr Nevâyî’dir. Ortaya koyduğu eserler ve sanat anlayışı bakımından divan şairlerini derinden etkilemiş ve üstad mevkine yükselmiştir. 16. yüzyıl divan edebiyatının en güçlü şairlerinin yetiştiği dönem olarak dikkat çeker. Fuzûlî, Bakî, Taşlıcalı Yahya, Edirneli Nazmî, Bağdatlı Ruhî, Hayalî Bey, Muhibbî yüzyılın önemli şairleridir. 17. yüzyılda İsmetî, Neşatî, hikemî üslubun temsilcisi Nâbî, bu anlayışın dışında kalan Şeyhülislam Yahya, Şeyhülislam Bahaî, Nef’î gibi şairler gazelleriyle tanınan isimlerdir. 18. yüzyılda Nedîm, Şeyh Gâlib, Koca Ragıp Paşa, Nahifî, Sünbülzâde Vehbi dikkat çeken gazel şairleridir. 19. yüzyılda Enderunlu Vasıf, Yenişehirli Avnî, Enderunlu Fazıl, Arif Hikmet gazelleriyle tanınan şairlerdir. 20. yüzyılda ise Yahya Kemal dönemin ünlü gazel şairidir.