Elveda Bakü
(Almas Yıldırım)
Türkistan’a giderken
Elveda, ey müşfik ana, elveda
Bu anda kalbimde ne derin gam var,
İçimde bir sızı, gözümde nem var,
Elveda, ey müşfik ana, elveda
Sende geçip gitti yirmi dört yaşım,
Bir zaman beladan çıkmadı başım,
Sen oldum hemdemim, dertli yoldaşım,
Laylalar söylledin bana, elveda!….
Ben sana yâd değil, öz bir oğuldum,
Öz kanından, gül yakanda doğuldum,
Günâh’ım, can dedim sana koğuldum,
Acımadın bu kurbana, elveda!…
Yok oldu Çemberekend’i gözlerden,
Batıp gitti Pirvenzeli izlerden,
Kim ne anlar bu çapraşık sözleren,
Bunlar bir hatırat bana, elveda!…
Bir zaman koynunda ben de yaşadım,
Sokaktan sokağa seslendi adım,
Bilmem sönecek mi sendeki yâdım?
Belki de dönemem sana, elveda!…
Bak, ne deyir gene bu coşkun Hazer,
Koynunda şimâlden gelen yâd gezer,
Bu derttir ki beni ömrünce ezer,
Düşürür hep halden hale, elveda!…
Uzakta kararır Kızlar Kalası,
Söyler ki başımın çoktur belası,
Nerde öz oğulun, yiğit balası,
Acısın düştüğü oda, elveda!..
Benim günâhım yok, beni bağışla;
Çok çarpıştım, düştüm tufanla, kışla,
Bazen selam gönder sen de bir kuşla,
Gittiğin yer Türkistan’a elveda!…
Elveda, ey güzel Bakü, elveda!…
Sağlıkla kal, son sözüm bu, elveda!…