Esiyordu Tuğ
Esiyordu tuğ, törenin gölgesinde.
Esmesinde tunç yollar akıyor Tanrı Dağı’na.
Koşuyordu atlar,
Suskunluğun asiliği yelelerinde,
Taşıyorlardı sırtlarında akınları, od yurduna.
Otağlar kuruluyordu kara ve ak.
Konukluğunu yaşıyordu budun, ötelenmiş düşlerde
Bozkır yaşama bulanıyordu,
Boz toprak ise Araz’a, Hazar’a…
Issık çalıyordu kopuzlar,
Susmuyordu ozanların korkut yüreği.
Söyleniyordu, “Mete” diyordu, “Çingiz” diyordu.
Adlarını sayarak atalarının yüreklerinde,
Türklerin uslu bilgeliğini adıyordu ezgilerine.
Kalem tutan eller Tonyukuk’a yakarıyordu.
Yazıyorduk Yollug Tigin’ce Tanrı Dağı’nın uçmağını.
Ataların gökçe ruhunu taşıyan ozan oluyorduk.
Korkutluk övüyordu kopuz tutan elleri,
Öğütlüyordu söz dizen yüreğimizi…
Al tuğ estikçe taşıyordu dizelerden küçük sözcüklerim.
Esmesinde taşınıyor börülüğüm Tanrı Dağı’na.
Koşuyordu imcelerim, koşuyordu Türkeli’ne.
Bağırışların sessizliği içlerinde,
Taşıyorlardı sırtlarında Türkçülüğe iye yüreğimi…
Sunkur Kağan…
Sungur Kardeşim,
Şiirin için tüm Türklük adına teşekkür ederim.
Yıllarca zedelenmiş,hırpalanmış duygularımız Tanrı Dağları’nın havasında kendini tazeliyor.Geleceğe daha inançla ve dirençle bakabilme gücünü buluyor Türk olan bir insan bu şiirinle…
Tanrı TÜRK’ü Korusun ve yüceltsin!
Sevgiler.
Mehmet TANYERİ
Sunkur Kağan’ım,
Yüreklerimizi Tanrı Dağı’na uçurdun yine. Aldın götürdün bizden bizi. Ataların otağına kondurup, ak kımızdan sundun bizlere.
Senin gibi kalemi güçlü yiğitlerin verdiği güçle, ezel ahir dünya TÜRK’ün olacaktır.
TTK.
Sunkur Kağan hocam, bizi yine bizden aldın.Senin ve senin gibi kalemi güçlü,yüreği varsıl Türkler hala varsa hiç bir şey için geç değil demektir.
Türk’üm ne mutlu.