Garip Kuşum’a
(Almas Yıldırım)
Garip kuşum, bu gelişin nereden,
Uçup geldin hangi dağdan, dereden?
Ben anlamam göğsündeki yâreden,
Beyhûdedir, bende merhem arama,
Merhem olsa koyarım öz yarama…
Hangi çalı o göğsünü dişleyen,
Eski bir yara mı öyle işleyen,
O ses ne içinde derde başlayan?
Beyhûde dinletme bana nevânı,
Ben ne bilem kimler yıkmış yuvanı…
Kim dost ola, yarana kim ilişe,
Bir eş bulsam öz derdimi bölüşe,
Gel aldanma yüzümdeki gülüşe,
Dal ruhuma geçirdiğim ahı gör,
Gir kalbime içten akan kanı gör!…