Geleneklerimizde Bahar Bayramları
(Hayrettin İvgin)
Şairlerin, musikişinasların, sanatçıların en çok konu olarak işledikleri mevsimdir bahar. Mevsimlerin en güzelidir. Genelde bahar, sevgiliye ve onun güzelliğine benzetilir. Bahar hayattır. Can verir, gönüllere ferahlık sağlar, sıkıntıları giderir. Lale, sümbül, menekşe, çiğdem ve gül vb. çiçekler: bereketli yağmurlar, yavaştan esen rüzgar; baharın temel unsurlarıdır. Bahar, bir diriliş ve yeniden oluştur.
Bahar, cennete benzetilir. Güzel ve güzelliğin simgesidir. İnsanlık alemini o denli etkiler ki bahar ayları bayram aylarıdır. İster tarih öncesi çağlarda, isterse günümüzde olsun; bahar, insanların yaşantısını doğrudan etkiler. Bütün sanat dallarına, şiire. musikiye ve davranışlara konu olur bahar.
Anadolu’da “saya”, “koyun-yüzü”. “davaryüzü” denilen bir mevsimlik bayram geleneği vardır. Bu kutlama “koç-katımı” adi verilen törenlerden 100 gün sonra gerçekleştirilir. 1 Ekim-20 Kasım tarihleri arasında uygulanan “koç-katımı”, hayvanların çiftleşme zamanı pratikleridir. Tarihler kesin olmamakla birlikte “saya” kutlamaları 100 gün sonra olduğuna göre; bu uygulamalar 10 Ocak ile 1 Mart tarihleri arasında yapılır. Yani kuzulamanın gerçekleşmesine 50 gün kalımı yapılan kutlamalardır. Kış ortasında yapılan bu törenler; soğukların azalmasını başlatmak ve sıcağı bir an önce getirmek amacını taşır.
Koyunların kuzulamaya başladığı zamanlar ise “saya”dan 50 gün sonraya rastlar. Yani mart ve nisan aylarına. Çobanlık bayramların bir halkası olan bu kuzulama devresinde “döl verme bayramı” yapılır. Anadolu’da bu olayla ilgili değişik yörelerde çok değişik gelenekler gözlenir. Çeşitli inanışlara ve yasaklara uyulur. Mesela; komşular birbirlerine kuzulama bitene kadar tuz ve ateş vermezler. Çobana bahşişler verilir, çeşitli eğlenceler düzenlenir.
Bu “döl verme bayramı” baharın ilk uygulamalarıdır.
Martın sonuna doğru çiçekler açar, bilhassa karların altından çiğdem sarı rengiyle kendini gösterir, dağlar yeşillenir. 21 Martta gün döner, gece ve gündüz eşitlenir. 21 Mart önemli bir bahar bayramı olan “Nevruz“un kutlandığı gündür. Kelime olarak “yenigün” anlamına gelir. Bütün Türk dünyasında Türkmenistan’da.Azerbaycan’da, Türkistan’da,Özbekistan’da,İran’da, Anadolu’da, Güney Doğu Anadolu’da ve Balkanlar’da “nevruz” kutlamaları yapılır. Kırlarda toplu yemekler yenir, semahlar oynanır, ateşler yakılır, üstünden atlanır, türküler söylenir, büyük bir coşku ile bahar karşılanır.
Anadolu’nun halk geleneğinde başka bahar bayramları da vardır. Bunlardan birisi de “çiğdem pilavı”dır. Daha çok çocukların bir töresi haline gelen çiğdem töreni, hemen hemen bütün Türk dünyasında ve Anadolu’da yapılır. Çocuklar kume küme kırlara çıkar, çiğdem çiçeği toplarlar. Çiğdemlerle yaptıkları demetlerle, tekerlemeli türküler söyleyerek kapı kapı gezerler ve evlerden bulgur, yağ vb. yiyecek malzemeleri toplarlar. Küme küme kırlara giderler ve pişirdikleri pilavı güle oynaya yerler. Eğlenerek baharı kutlarlar.
Anadolu’nun bazı yörelerinde özellikle 4 Mart günü “çık-gör bayramı” denilen baharı karşılama ,senliği düzenlenir. O gün kırlarda gezilir, gece damlarda ateş yakılır.
Bazı yörelerde ise havaların ısınması ile “hasır küfrü” veya “betnem” adı verilen eğlenceler düzenlenir. Tespit edilen bir günde evdeki eski hasırlar dışarı çıkarılır. Ateşler alevlenir, hasırlar bu ateşte yakılır.
Dört Kademeli Nevruz Semenileri(solda))
Ateşin üzerinden atlanır. Bu adet; yeni yıl ile evlerin eski ,şeylerden arındırılması, yenilenmesi ve tazelenmesi inancının bir yansıması olarak düşünülebilir. Ateş üzerinden atlamak vücudun ağrıdan, sızıdan, günahtan ve her çeşit kötülüklerden arındırılması anlamı taşır. Ateşten atlamakla kötülüklerin tümünün ateşin üzerine bırakılacağına inanılır.
Bahar bayramları içinde hem yaygınlığı hem de töre ve törenlerin, eğlencelerin zenginliği bakımından en dikkate değer olan “Hıdrellez”dir. Bu kelime, Müslüman inanışlarının efsanelik iki varlığı Hızır ile İlyas’ın adlarının halk ağzında aldığı biçimdir. İslam geleneği bu efsanelik varlığı “nebi” olarak nitelendirir. Arapça’da yeşillik anlamına gelen “hadr” veya “hıdır”: halk inanışlarında dünyayı dolaşan, otları yeşerten ve geçtiği yerlerde yeşil bir iz bırakın bir nebidir. Hızır, bereket, uğur getirir, darda kalanlara yardım eder, dilekleri yerine getirir.
Hızır ile İlyas’ın 5 Mayısta dünya üzerinde buluştuğuna inanılır. Hıdrellez bayramı, daha çok genç kızların ve kadınların bayramıdır.
Hıdrellez gecesi; gerçekleşmesi istenen dilekler ile, bereketin ve sağlığın sağlanması için bir takım hazırlıklara girişilir. Bir çömlek hazırlanır ve içine su doldurulur. Suyun içine niyete katılan kimseler, küçük birer eşyalarını (yüzük, küpe, bilezik, düğme, toka vb.) bırakırlar. Küpün ağzı bir kilitle ve sıkı bir iple bağlanır. Bu küp geceleyin bir gül fidanının altına bırakır.
Ertesi gün eğlenceye ve bayrama başlanır Niyet çömleği topluca manilerle açılır. Çıkan eşyanın sahibi için nesneler yorumlanır törene katılanlar gülerler ve eğlenirler.
Koç Katımı Törenleri Her Yıl 1 Ekim -20 Kasım Tarihleri
Arasında Gerçekleştirilir(üstte)
O gün; ağaçlara bilhassa salıncaklar kurulur, yemekler yenir, eğlenceler düzenlenir. Bu salıncaklar gökle yerin birleşmesi isteğini simgeler Ateşler yakılır, üzerinden atlanır. Yatırlar ziyaret edilir. Bu uygulamalar doğal olarak, yurdun her yerinde farklı uygulanır.
“Yaylaya çıkış şenlikleri”, Hıdırellezden sonraki “gül mevsimi kutlamaları” halkımızın baharı karşılama ‘ ,şenliklerinin başka şekilleridir.
Bahar insanlara umut, sevinç neşe katar. Hayatı güzelleştirir. Bahar gerçekten başka bir mevsimdir. “Böyledir kanunu dönek dünyanın/ Dört mevsim içinde bir bahar olur’ diyen şair, haksız mı?
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Nevruz, Nevruz Nedir, Nevruz Bayramı, Nevruz Kutlamaları, 21 Mart Nevruz