Gezi Yazısı (Seyahat)
Yazarın, gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici yönlerini tanıttığı yazı türüdür. Gezi yazıları, yazarın ilgisini çeken,
okurun da ilgisini çekeceğini umduğu yerleri ve oraların özelliklerini dile getirir.Bu türün ilk örneklerine Osmanlı İmparatorluğu döneminde rastlanır. Bu dönemde geçici görevlerle yabancı ülkelere gönderilen Türk elçilerinin oluşturduğu “Sefaratnameler”vardır.
Anı (Hatıra)
Yaşanan olayların insan belleğinde bıraktığı izlerdir. Anı yazarı bu belleği canlandırarak geçmişi yazıya döker; yaşananı değil yaşanmışı anlatır. Sanatçılar, edebiyatçılar, devlet adamlarının anıları okuyucunun ilgisini çeker.
Çünkü onlar eserlerine kendi damgasını vururlar. Böylece okuyucu, anılarını okuduğu kişiyi ve onun yakın çevresini
tanıma olanağı bulur.Anı, otobiyografiye de benzer; ancak otobiyografide yazar, yalnızca hayatını anlatmak amacındadır. Anı yazarı ise kendini ve yaşadığı dönemin olaylarını da anlatır.Babürşah’ın Babürname’si; Ahmet Raşim’in Muharrir fiair Edip’i; Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı; Yakup Kadri’nin Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Anamın Kitabı isimli yapıtları bu türün önemli yapıtlarıdır.
Günlük (Günce)
Yaşanılan olayların günü gününe yazılmasıyla oluşan yazı türüdür. Günlüklerin anılardan farkı şudur: Anılar yaşadıktan sonra yazılır, günlükler ise yaşanırken yazılır.Günlükler bir iç dökme ihtiyacından doğmuştur. Böylece dertler, sorunlar günlüğe aktarılır. Günlükte yaşanılan olaylar değiştirmeden anlatılır.
Biyografi(Yaşam Öyküsü)
Tanınmış kişilerin hayatlarını anlatan yazılardır. Eskiden bu çeşit yazılara “tercüme–i hal” denirdi. Divan edebiyatında sanatçıların hayatlarını anlatan yazılara “tezkire”, Peygamberlerin hayatlarını anlatanlara ise “siyer” denir.Bir kimse, kendi yaşamını yine kendisi yazacak olursa,bu çeşit biyografilere de “otobiyografi (özyaşam öyküsü)”
adı verilir.İnsanlar arasında geçebilecek olayları, insan dışı varlıklar arasında geçiyormuş gibi anlatan, çoğu kez manzum olan didaktik yapıtlara “fabl” denir. ilk örneği Hint Edebiyatında Beydeba’nın yazdığı “Kelile ve Dimne”dir.
Röportaj
Bir yazarın veya gazetenin herhangi bir olayı, kişiyi gözlemlerine göre yorumlayarak anlattığı yazılardır. Röportaj ile mülakat (görüşme) birbirleriyle karıştırılmamalıdır.Mülakat, tanınmış kişilerle yapılan sorulu cevaplı konuşmalardır.
Keşke gezi yazısının özelliklerinide yazsaydınız çok işime yarardı
çok güzel ödevimi tek seferde bitirdim