Ben toprağı ateşle yoğrulan bir diyârın,
Doğdum yâd çizmelerle çiğnenen yakasında
Ömrümü yutup geçen her kışın, her baharın
Içinde ben ağlarım, yalnız onun yasında..
Bastığım her toprağın koy cennet olsun yüzü,
Ben onu bir an için basarak geçeceğim…
Varsın da buz ağlasın her bir çeşmenin gözü,
Ben gene o içtiğim ağudan içeceğim…
Varsın her çiçek bana versin baharı müjde,
Kalbimdeki dağların gitmez başından kışı,
Ben edemem aşkıma yâd bir mabede secde,
Bırak gittiğim yolun tufanlar olsun eşi…
Ben gurbette ölürsem kalbine sokma çile,
Söyle, dostlar gömmesin nâşımı topraklara,
Yakarak vücudumu, kül edip verin yele,
Belki bir zerre atar rüzgâr bizim dağlara…
Yok!.. Ben ölmek istemem, görmeden doğma yurdu,
Ben orda ağlamışım, ben orda güleceğim…
Söyle: Koy sevinmesin şimalin vahşi kurdu,
Ben tufanla doğmuşum, tufanla öleceğim!…