…Hazır (Kısa) Cevaplar…
(7)
Ne Diye Bindin
Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy'e geçerken yanına biri yaklaşıp:
– Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
– Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya.
Neresi Akıyor?
Kırkağaç Kaymakamlık binasının tamir gerektiği bildirilince, merkezden yazı gelmiş.
Nelerin aktığını, yegan yegan bildiriniz.
Aynı Zamanda meşhur bir hicivci olan kaymakam Eşref, cevap yazmış.
– Muslukları hariç, her tarafı akıyor.
Elimi Yeni Yıkadım
Mehmet Akif, elini yıkadıktan sonra Neyzen Tevfik'in kendisine uzattığı havlunun kirini görünce, ister istemez.
– Hayır, demiş. Elimi daha yeni yıkadım.
Fazilet
Nihad Sami Banarlının anlattığına göre Yahya Kemal bir dönemdeki sohbetlerinde sık sık şöyle dermiş:
‘Çocuklarımıza dediler ki:
– Selçuklu ve Osmanlı medeniyetin bilmemek fazilettir.
– Osmanlı devri Türkçesini bilmemek fazilettir.
– Fuzuli'yi, Nedim'i, Namık Kemal'i, Hamid'i, Fikret'i bilmemek bir fazilettir.
– Hasılı, … bilmemek bir fazilettir.
Çocuklarımız bir de baktılar ki meğer ne çok faziletleri varmış.'
İstanbul'a Dönüşünü
Yahya Kemal‘a “Ankara'nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz” diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
– İstanbul'a dönüşünü.
Ne Alırsınız?
Yahya Kemal, çok şişman olduğu için, bir yokuşun sonundaki dükkanın önünde dinlenirken, içeriden çıkan tezgâhtar:
– Buyrun beyim, diye atılmış, ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessüm ederek:
– Evladım müsaade edersen bir nefes alacağım.
Yahudiler
Necip Fazıl Kısakürek, “Yahudiler hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı vermişti.
– Yahudiler mi dediniz? Onlar yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe veren lanetlilerdir.
Arkamı Döneyim
Necip Fazıl Kısakürek, sakal bırakmaya karar verir ve bırakır. Sakallı halini görenler şaşırırlar. Hatta bazıları hakaret etmek bile ister. Fakat üstad bu. Hiç lafın altında kalır mı? Adama laik olduğu cevabı verir. Üstadin sakallı halini gören biri, üstada hakaret etmek için karşısına geçip sakallı halini kasderek;
– “Yahu Maymuna dönmüşsün!” der.
Bu söz üzerine üstad adama haddini bildirir:
– “Öylemiii, peki o Zaman arkamı döneyim!..”
Üstüne Etme!
Bir gün, Necip Fazıl hoşlanmadığı birisiyle yemek yemek zorunda kalmış.Yemek için bir lokantaya gidip, normal bir masaya oturmuşlar. Garson siparişleri almak üzere masalarına gelip;
– Hoş geldiniz efendim, ne alırsınız, ne arzu etmiştiniz? diye sorar.
Necip Fazıl ile yemeğe gelen adam siparişini verir;
– Pilavın üstüne et!
Bunun üzerine garson Necip Fazıl dönerek siparişini sorar; Üstad da şöyle der;
– Benim, pilavın üstüne etme!
Derinlemesine
Batıl din ve ideolojileri, neden derinlemesine incelemek gerekmiyor? Diye sorduklarında, Mehmet Salah şu cevabı vermişti:
– Bir yemeğin bozuk olduğunu anlamak için, tamamını yemek icap etmez.
Hangi kitapları Okur
Eski kitapçılardan Arif Polat'ın dükkanına gelen bir tanıdığı, çeşitli kitapları inceleyip:
– “Bazı kitaplara bakıyorum da; bunları kim okur, diye merak ediyorum” deyince, Arif Polat başını kaldırmadan şu cevap vermiş:
– Ben de bazı insanlara bakıyorum da, bunlar hangi kitapları okur, diye merak ediyorum.
Keramet
Son derece cahil bir arkadaşı, Mustafa Nihad Özön'e ilim satmak isteyen bir tavırla:
– Seninle aynı Zamanda aynı şeyi düşünsek, buna telepati mi derler? diye sorunca, ondan şu cevabı almış:
– Hayır, dostum, buna keramet derler!…
İlgi
Peyzaj mimarlarından Mevlüt Baysal, gittiği lokantada bir saat beklemek zorunda kalmış. Nihayet bir garson gelip sormuş:
– Ne isterdiniz?
Mevlüt Baysal, kibarca cevap vermiş.
– Bir porsiyon ilgi lütfen!..
eyvallah kardaş
Gerçekten süper olmuş. Sadece bu sayfa değil tüm sayfalarınız, teşekkür ederim.
Tek tek her sayfaya yorum yapmak isterim ama saat geç oldu yatmam lazım. Gercekten çooook süper olmuş. Hayranım böyle şeylere. İlle de devamını istiyorum…
Çok beğendim .Tarihimiz ne güzel insanlarla dolu.Zaten Necip Fazıl hayranıyım.Teşekkür ederim emeği geçen herkese…
sizlere teşekkür eder yayınlarınızın devamını bekleriz.