İdeal Öğretmen Nasıl Olmalıdır?
Eğitim bilimleri alanında yapılan araştırmalar neticesinde, en iyi öğretme / öğrenme etkinliklerinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği ortaya koyulmuştur. Ülkemizde son yıllarda büyük önem kazanan “yapılandırmacı yaklaşım“, bu temelde ortaya çıkmıştır. Yapılandırmacı yaklaşım, eğitim / öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesinin yanında, “ideal öğretmen“in belirlenmesinde de önem taşımaktadır.
İdeal öğretmen, yapılandırmacı yaklaşımın gerektirdiği biçimde, öğrenme / öğretme etkinliklerini iyi planlamak; eski “geleneksel” tutumlardan vazgeçip, “öğrenci merkezli” öğretmeye doğru yol almak; düşünen, sorgulayan, araştıran, eleştiren, çok yönlü okuyan bireyler yetiştirebilmek için öğrencileri etkin kılmalıdır. Ürün kadar öğrenme sürecine de önem vermek gerekir. Öğrenme / öğretme ortamlarını iyi düzenleyebilmek, öğrencilerin beş duyu organını etkileyerek ve onlara zengin öğrenmeler yaşatacak ortamları yaratabilmek, bireysel farklılıkları göz önüne alıp, bilgi teknolojilerini düzenle ve etkili bir biçimde kullanabilmek de ideal öğretmenin özellikleri arasında yer almalıdır.
Aslında herkesin “ideal öğretmeni” farklı olabilir. Ve hatta bu idealin sınırı yoktur. Fakat genel doğrular ve araştırmalar çerçevesinde düşünüldüğünde, ideal öğretmen için bazı özellikler sıralanabilir. Bu özellikler, olması istenen ve olduğunda bizi verimli / etkili bir eğitime kavuşturacak öğretmenlerin özellikleridir.
Günümüz gençliğinin sorunlarından biri, kendini ifade edememesidir. Ne yazık ki eğitimimiz, öğrencilerin kendini çekinmeden ifade edebilecekleri, türlü konularda tartışmaya katılacakları temel becerileri gençlere kazandıramamaktadır. Bu, belki de bütün alanlarda, her türden öğrencinin başarısız olmasına temel nedendir. Çünkü öğrenciler, öğrendiklerini günlük yaşama aktaramadıkları; sorgulamaktan, düşünmekten ve eleştirmekten kaçındıkları için, biz eğitimimize “kötü” diyoruz. İşte ideal öğretmen, öğrencilerini bu anlayışla ve bu eksiklikleri görerek yetiştirmeye çalışan öğretmendir.
Öğretmenlik, belli kaynaklardaki bilgileri öğrencilere aktarma işi değildir. Öğretmenlik, bir ulusun ileti kuşaklarını biçimlendirmek, toplumdaki bozulma ve değişmeleri düzeltmek için çabalamaktır. Bunun için öğretmen, toplumu biçimlendirdiğini hiçbir zaman unutmamalıdır. Eğer bu anlayışla aydın bir geleceğe binlerce mum yakabilme idealiyle sarılırsa kutlu mesleğine, işte o zaman “ideal” olur bence.
Öğretmenlik, her şeyden önce “meslek sevgisi” gerektirir. İçinizde bir damla bilgisayar sevgisi olmasa bile, “bilgisayar mühendisi” olabilirsiniz; fakat “öğretmenliği” sevmediğiniz sürece bu işi yapamazsınız. Yapmaya zorlasanız bile kendinizi, yaptığınız şey “öğretmenlik” olmaz. Bunun için “ideal öğretmen” her zaman mesleğini, öğrencilerini, öğretmeyi, öğrenmeyi ve yaşamayı sevmelidir. Ayrıca toplumunu, dilini, bayrağını, ulusunu, devletini… hasılı tüm milli ve manevi değerlerimizi seven öğretmenin, doğru bir yolda hep iyiye doğru gitmemesi çok düşük bir olasılıktır.
İdeal öğretmen, alanında uzmanlaşmış olmalıdır. Alanıyla ilgili konularda bir soru yöneltildiğinde, karşısındaki kişiyi / kişileri sağlıklı bir biçimde bilgilendirebilmeli, karşısındakilerin kafasında soru işareti bırakmayacak biçimde konuyu açıklayabilmelidir. Ayrıca ideal öğretmen, sürekli kendini güncellemeli ve bilgilerini yenileriyle değiştirmelidir. Elbette bunu yaparken “sınama” yapabilmelidir. Öğrencilere “sorgulama” becerisini ve bilincini kazandıracak bir öğretmene de böyle bir tutum yakışır zaten.
Toplumumuzda öğretmenli kutsal olarak görülür ve bunun için öğretmenlere derin bir saygı duyulur. İdeal öğretmen, bu saygıyı hak edebilecek bilgi, beceri, ahlak ve kültüre sahip olmalı; kendini sürekli yenileyip yetiştirmeli ve Ulu Önder‘in “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” sözünü hakkıyla idrak ederek, yüce milletimizin eğitim ordusuna hizmet edebilme bilinci taşımalıdır.
Gerçekten çok güzel ve eğitici bir site burası.
Bence de ideal öğretmen her zaman öğrencilerine(!) yakın olmalıdır…
Yavuz abi, bence sen çok iyi bir öğretmen olursun.
Güzel bir site sitenin olduğu iyiymiş.
Sevgili Yavuz,
Bu yazın ideal öğretmeni arayışa güzel pencere açıyor. Çünkü asıl kurtuluş savaşı alanı burasıdır. Fakat mesleğin içinde olan bir insan olarak görmekteyim ki o öğretmenin kendi başına pek şansı yok.
Önce ona ihtiyaç duyan, onu isteyen bir sosyal değişim ve dönüşüm gerekiyor. Edilgen bir sistemde yetişmiş olan insanlarımız ve öğrencilerimiz o öğretmene istemeyerek de olsa başarı şansı tanımıyor.
Bunun için bir atasözü imdadımıza yetişir, “Ağaç yaşken eğilir” sözünden hareketle devrim olabilecek değişime okul öncesinden başlayabiliriz.
Okul öncesi eğitiminde o öğretmeni devreye sokarak en kısa 30-35 yıl içinde kademeli, sistemli bir yaklaşımla etken, araştıran,sorgulayan, bilgiye ulaşan ve bilgiyi kullanabilen kuşağı oluşturabiliriz.
O kuşağın beklentileri arzulanan öğretmeni, bize uygun öğretmeni oluşturacaktır kanımca… Bugün malesef toplumumuz ve öğrencilerimiz okulu ve eğitim programlarını,sınavları sadece diplomaya giden bir yol olarak görmekte. O belgeye ulaşmak için her türlü edilgen, yalaka tavırlara girebiliyor.
Ortaöğretimde devam mecburiyeti olmasa okulda öğrencilerin çoğunu göremezsin.
Sevgiler.
Mehmet Tanyeri
İdeal öğretmen her şeyden önemlisi öğrenci gibi olmalıdır…
Gerçek Öğretmen,
Bir kere Türklük şuurunu unutmamış,Türk Benliğinden çıkmamış bir Türk olmalıdır.
Gençlerimize Türklük vede Başbuğ Atatürk sevgisini aşılamalıdır.
Türk,Öğün Çalış Güven’i uygulamalıdır.
Bozkurtlar Ulusun
Tanrı Türk’ü Korusun
Alper Tunga
GÖKKURTLAR
Mutlaka bütün öğretmenlerimizin okuması ve ders çıkarması gereken bilgiler olduğuna inanıyorum.
Bir öğretmen öğrenci merkezli anlayışıda kullanmalı gerektiğinde öğrenciye kapıyı açıp içeriyede götürmeli bireysel farklılıklara göre öğrencilere bu anlayışı sergileyebilmeli ve her zaman öğrencinin yanında olduğunu hissettirmelidir.
Pek ehemmiyyetlidir öğretmen konusu. Tanrıkut Mustafa Kemal Beğ özlü sözüyle bunu bizlerin önüne herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koymuştur. Ulu Tañrı O’nu, Tanrıkut Oğuz Kağan’ımı, Kaşgarlı Mahmûd’u ve adını sayamadığımız Ulularımızı, bu değerli otağı bizlere, gençlere sunan sizleri, Türklük şuuru ile yaşayanları, yaşamışları, yaşayacakları kutlasın. Bizlere rahmetinden bağışlasın.
Eseñ kalın Uruktaşlar
Keske bizim öğretmende boyle olsa ben öğlenciyim aksam 6,30 da evde oluyorum öğretmen günde en az 6 odev vermeden rahatlamıyor dersim 10.00 da bitiyor bazen sabah yapıyorum bugün verdiği odev fenden 3 matematikten 3 birde yarın atamızın gencliğe hitabesini okuyacağım. Nolur ya hocam aysel hocam biz daha 5. sınıfız.
Gerçekten doğrular. Bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler!
öğretmenlerin belli bir amaçları vardır.her öğretmen öğrencilerinin ilerde iyi bir yerde olması için çalışır.bu sebeple öğretmenlerin hakkı ödenmez.çünkü çok emekleri vardır.ama bu unutulmamalıdırki her öğretmen aynı saygıyı hak eder ama hiç bir zaman aynı sevgiyi hak edemez .ben yediye geçtim özel okulda okuyorum ve bütün öğretmenlerimi çok seviyorum. sevgili arkadaşlar öğretmenlik kutsal bir meslektir unutmayın
BİZİ BİLGİLENDİRDİĞİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKÜR EDERİM