Adlar, dilde soyut veya somut tüm varlıkları ve kavramları karşılayan, onları işaret eden sözcüklerdir.
Örnek
Okyanustan gelen dev dalgalar, sahilde güneşlenen insanları habersiz yakaladı.
Bir ismin birden fazla özelliği olabilir. Bu özellikler değişik şekillerde ele alınabilir.
Çoğul eki almamış tür adlarıdır. Burada kastedilen tür adlarıdır. Özel isimlerde tekillik – çoğulluk aranmaz. Ders, dost, mutluluk vb.
Çokluk eki almış tür isimleridir. Kitaplar, dersler, dostlar vb.
Çokluk eki almadığı halde birden fazla varlığı kapsayan isimlerdir. Sürü, heyet, takım, demet vb.
NOT: Topluluk adları da çokluk eki alabilir. O zaman birden fazla topluluğa işaret ederler. Sürüler ordular sınışar vb.
Duyularla (görme, işitme, dokunma, tatma, koklama) ve bilimsel gereçlerle varlığı algılanabilen isimlerdir. Varlıkları bilimsel olarak da kanıtlanabilir. Bakteri, telefon, tuz, hava, gölge, ses, siyah, at, elektrik, çiçek vb.
Duyularla algılanamadığı için varlığı zihinde tasarlanan adlardır. Düşünce, cesaret, umut, yetenek, akıl, pişmanlık, mutluluk vb
NOT:Somut anlamlı bazı sözcükler mecazi anlam kazanırken soyutlaşabilir. Bu adamın da havasından geçilmiyor.
Evrende sadece bir varlığı karşılayan kelimelerdir.
Aynı özelliklere sahip birden çok varlığı karşılayan adlardır.
Adlaşmış sıfatlar sıfatın isme dönüşmüş şekilleridir.
Yaşlılar, güzellerimiz, gençler, kötüler, çalışanlar, yakınlarını vb.
Fiillerin mastar eklerini (mak, ma, ış) almış şekilleri de birer isimdir.
Bunlar eylemlerin adı olmuştur.
Anlamak, görüşme, görünüş,
Atışmak, yaklaşma, bulunuş…
Yansımalı adlar
Yansıma sözcüklerden türeyen isimlerdir.
Hışırtı, patırtı, gürültü, tıkırtı
Adların aldığı çeşitli ekler onlara bazı anlamlar yükler. Bu eklere ismin hal ekleri adı verilir. İsmin beş hali vardır: yalın hal, belirtme hali, yönelme hali, bulunma hali ve ayrılma hali.
Adın durum eki almamış şeklidir. Fakat hâl eki dışında iyelik, tamlama ya da çokluk eki almış olmaları ismin yalınlığını bozmaz.
Kasabadaki evin bütün kapıları kırılmıştı.
Bireylerle kurduğun ilişkilerde dikkatli ve hoşgörülü davranmalısın.
İsim dar ünlülerden (ı,i,u,ü) birini almışsa ve aitlik bildirmiyorsa bu haldedir. Sesli harşe biten bir ada geldiğinde araya “y” kaynaştırma harfi girer. İsmin bu hâl ekini alan sözcük basit cümlelerde genellikle belirtili nesne görevindedir.
Öğretmen, getirdiği kitab-ı açtı. (neyi)
Çocukcağız elma-y-ı afiyetle yedi. (neyi)
NOT: İsmin i hâli ile iyelik 3. kişi eki olan “i” yi karıştırmamak gerekir. İyelik eki aitlik belirtir. Hâl eki alan sözcüğün ise kime ait olduğu belirsizdir.
Kitab-ı yere düştü. (onun kitabı – iyelik)
Elma-s-ı kıpkırmızıydı. (onun elması – iyelik)
Adlar “a,e” eklerini aldıklarında bu hale geçerler ve yönelme bildirirler. İsmin bu hali basit cümlelerde genellikle dolaylı tümleçte yer alır. Bazen zarf tümlecinde de yer alabilir.
Birazdan okul-a gidiyorum. (nereye – okula)
Gelirken ban-a gazete getir. (kime – bana)
Sınıfı geçmeye uğraşıyor. (neye – geçmeye)
Adın “da, de, ta, te” hal eklerini almış şeklidir. Basit cümlelerde zarf tümleci ve dolaylı tümleç görevini üstlenir. Bir yerde bulunma anlamı katar.
Saat dört-te beni iş-te bulacaksın. (nerede-evde)
Otobüs-te pek yolcu yoktu. (kaçta-üçte)
Bu eki “de” bağlacı ve sıfat yapan “da, de” eki ile karıştırmamak gerekir.
Çok sözde çok yalan olur. (hal eki)
Sözde soykırım reddedildi. (sıfat yapım eki)
Bana söz de vermişti. (de bağlacı)
İsimler “dan, den, tan, ten” eklerini alırsa ayrılma bildirir ve genellikle basit cümlelerde dolaylı tümleç olurlar.
Bahçe-den kiraz topladık (nereden-bahçeden)
Çocuk-tan alın haberi. (kimden-çocuktan)
Bu hal ekini yapım eki olan “den, dan” ekiyle karıştırmamak gerekir. Yapım eki olan şekli sıfat ve zarf yapar.
Sudan sebeplerle kavga çıkardı. (sıfat)
Sıkıntıdan saatlerce kıvrandı. (zarf)
Kitaptan birkaç öykü okudu. (isim)
NOT: Hâl ekleri diğer çekim ekleriyle birlikte bulunabilirler. Bu durumda iyelik ve çokluk ekinden sonra; ek-fiil eklerinden önce gelirler.
Araba-lar-ım-da-y-dı: Hâl eki ek eylem ekinden önce gelmiştir. Bazen kendilerinden sonra “lık, ki” gibi yapım ekleri de gelebilir.