Bir ucuna mum sarılmış demir çubuğun diğer ucu ısıtıcı ile yukarıdaki gibi ısıtılmaya başlıyor. Bir süre sonra demir çubuğun diğer ucundaki mumun erimeye başladığı görülüyor.
Katilarda maddeyi oluşturan atom ve moleküller birbirine çok yakındır. Isı alan molekül ile atomların daha çok titreştiğini ve aldıkları ısı enerjilerini etkileştikleri diğer atom ve moleküllere ilettiğini biliyoruz.
Demir çubukta ısıtıcıdan ısı enerjisi alan atom ve moleküller daha çok titreşerek komşu atom ve moleküllerle çarpar ve enerjilerini onlara aktarırlar. Böylece ısı enerjisi metalin bir ucundan diğerine iletilir.Katilarda olan ve ısınan moleküllerin çarpışarak komşu atom ve moleküllere ısıyı iletmesi ile gerçekleşen ısının yayılması olayına iletim yoluyla yayılma denir.
Ocağın üstündeki tencere ısıyı içindeki suya, sobada kömür ve odunun verdiği ısının sobanın dışına yayılması iletim yoluyla gerçekleşir.
Yukarıdaki gibi eşit uzunluk ve kalınlıktaki tahta, demir, sert plastik ve cam çubukları ısıtıcının üzerine konuluyor.
Isıtıcı açılıp bir süre sonra önce demir çubuğun ucundaki mumun eridiğini gözlemleriz. Buna göre, tüm katı maddeler ısıyı iyi iletmezler.
Isı enerjisini iyi ileten katı maddelere ısı iletkeni denir. Gümüş, bakır, alüminyum, demir gibi metaller ısıyı iyi ileten (ısı iletkeni) katilardır. Çelik, metallerin belirli işlemlerden belirli oranlarda karışması ile elde edilmiş alaşım olup ısı iletkeni olduğundan tencere tava, çaydanlık, çelikten yapılır. Şofbenlerin içindeki borular bakırdan yapılır.
Metaller iyi bir ısı iletkenidir.Isı enerjisini iyi iletmeyen katilara ısı ya-
lıtkanı denir. Tahta, plastik, cam yünü, plastik köpük, bakalit, asbest çok iyi yalıtkandırlar.
Isı yalıtkanları, ısı yalıtım işlerinde kullanılır.
Sıvı gazlarda ısının iletim yoluyla yayılması yok denecek kadar azdır.
İlkbahar, yada sonbaharda serin günlerde dışarısı serin olmasına rağmen güneş ışığı alan, Türkiye’de güney cephedeki evlerde evin içi dışarıya göre çok sıcak olur.
Özellikle Adana, Antalya gibi güney sahil şeridimizde su ısıtma işlemi güneş panelleri ile yapılmaktadır. Güneş panelleri ülkemizde, özellikle çatıların güneş ışığını uzun süre alan güney cephelerine yerleştirilir.
Sıcak ya da serin güneşli bir günde gölgede duran araç ile güneşte duran ara- çın kaportalarının sıcaklıkları arasında çok az sıcaklık farkı varken güneşte kalan aracın içi ile dışı (kaportası) arasında daha büyük sıcaklık farkı vardır.
Yukarıdaki sistemde ampul ışık vermeye başladıktan bir süre sonra termometrenin gösterdiği değer artmaya başlıyor. Buna göre, ampulden çıkan ışık enerjisi kumaşa düşünce kumaşta ısı enerjisine dönüşüyor.
Isıca yalıtılmış bir kabın içine sıcaklıkları farklı iki cisim yukarıdaki gibi konuluyor. Yeteri miktarda beklendikten sonra soğuk cismin ısındığı, sıcak cismin ise soğuduğu görülür.
Sıcak cisimden çıkan ışınlar soğuk cisme gitmekte, soğuk cisimde ışık enerjisi ısıya dönüşmekte ve sıcaklığı artmakta. Işık enerjisi yayan sıcak cisim ise soğumaktadır.
Yukarıdaki gibi ışık (radyasyon) yolu ile ısının aktarımına ışıma (radyasyon) yolu ile ısı aktarımı denir.
Mikrodalga fırın ve ampul çalışırken ısı enerjisi aktarımı ısıma yolu ile gerçekleşir.
Dünyanın çevresindeki en büyük ısı ve ışık kaynağı olan, bizden milyonlarca kilometre uzakta olan Güneş, Dünya’mızı ışıma yoluyla ısıtır. Dünya kendi ekseni çevresinde dolanırken Dünya’nın Güneş’ten ışık almayan kısmında gece olur.
Gece, Güneş’ten Dünya’mıza ışık ulaşmazken Dünya’dan uzaya ışıma ile ısı yayıldığından Dünya’da gece olan kısım soğur.
Buna göre, Dünya’mızda aynı yerin gece ve gündüz sıcaklıkları farklı olur.Yeryüzüne yakın olan hava tabakaları ısınan toprak, kaya, su ve taştan ısı alır.Böylece yeryüzüne yakın yerdeki hava tabakalarıyla, yeryüzüne uzak üstteki hava tabakaları arasında sıcaklık farkı oluşur.
Güneş ışınlarının geliş açısına göre Dünya’daki bazı yerler çok bazı yerler ise az ısınır. Yere yakın hava katmanları yeryüzünden aldığı ısı enerjisi ile ısındığından çok ısınan yerdeki hava katmanı sıcak olurken az ısınan yerdeki hava katmanı soğuk olur. Böylece farklı bölgelerdeki hava katmanları arası sıcaklık farkı oluşur.
Güneş ışınlarının eğim açısından dolayı Güneş ışınları Dünya’nın her yerine aynı miktarda ulaşmaz. Bu da atmosferde sıcaklık farkı oluşmasına neden olur.
Dünya’da atmosfer olduğundan ısıma yoluyla Dünya’dan uzaya gönderilen ışınlar atmosferde geri yansır ve dünyaya geri döner. Atmosfer sayesinde gece ile gündüz arası sıcaklık farkı atmosferi olmayan gezegen ve uydulardaki gibi çok yüksek olmaz.
Atmosferdeki sıcaklık farklılıkları çevreyi etkileyen bazı atmosfer olaylarına neden olur.
Şekil I-a ve I—b’deki gibi eşit uzunluktaki biri beyaz diğeri siyah kumaşın içlerine termometreler sarılıp ardından ampuller açılıyor. Bir süre sonra siyah kumaştaki termometre beyaz kumaştakine göre daha yüksek değer gösterir. El ile dokunulursa siyah kumaşın beyaz kumaşa göre daha sıcak olduğu hissedilir.
Işık ışınlarının yutulması olayına ışığın soğurulması denir. Işık enerjisi, soğurulan cisimde ısı enerjisine dönüşür. Işık ışınlarının geldiği ortama geri gönderilmesi olayına ışığın yansıması denir.
Siyah kumaş ışık ışınlarını yutarken (soğururken) beyaz kumaş ise çoğunu yansıtır. Bundan dolayı, siyah kumaşın sıcaklığı beyaz kumaşa göre daha çok artar.
Koyu renkli kumaşların güneş ışığı altında beyaz renklilere göre daha çabuk ısınması kışın bu tür giysilerin giyilmesinin temel sebebleridir.
Mat yüzeyler parlak yüzeylere göre ışığı çok daha fazla soğururlar. Parlak yüzeyler ayna görevi görerek ışınlarını ortama geri gönderirler.
Elektrikli ısıtıcılar ile (elektrikli sobalarının) direnç telerinin arkaları parlak yapılır. Bu levhalar ayna görevi görerek dirençten yayılan ısı ve ışık ışınlarını oda içine yansıtır. Böylece odanın daha iyi ısınması sağlanır.
Kışın soba duvara yakın konulunca duvarın değilde odanın ısınması için soba ile duvar arasına parlak (yansıtıcı) yüzeyli cisimler konulur. Böylece sobadan yayılan görünür ve görünmez ışınlar parlak yüzeyli cisimden yansıyarak oda içine geri yollanır ve oda daha iyi ısıtılır.
Termoslar yapılış amacına göre farklı biçimlerde tasarlanırlar. Genelde içine konulan cismin ısısının korunması için tasarlanır.
Termos iç içe geçmiş iki tabakadan oluşur. Sıvının içine konulduğu renksiz parlak kısım sıvıdan ortama yayılan ışınların tekrar kap içine dönüp sıvının sıcaklığını uzun süre korumayı sağlar.
Termosun dışındaki parlak kısım aynı şekilde ortamdan gelen ışınları ortama tekrar yansıtarak kap içine ısının ulaşmasını engeller.
Koyu renkli yüzeyler ışığı açık renkliye göre daha çok soğurduğundan koyu renkli arabalar Güneş altında açık renkli arabalara göre daha çok ısınır. Dolayı- sı ile koyu renkli arabalar açık renkli arabalara göre güneş ışığı altında daha sıcak olurlar.
Yangına müdahale eden ateşle ve ısı ile doğrudan ilişkide olan itfaiyeciler ısıyı yansıtan yüksek ısıya dayanıklı elbiseler giyerler.
Petrol, lpg ve süt taşıyan tanklar güneş ışığını yansıtan gümüş rengi ile boyanırlar. Tankın içindeki petrol ve lpg’nin sıcaklığının artarak tehlikeli durumların ortaya çıkmaması, sütün ise bozulmaması için güneşten gelen ısının tankın yüzeyinden yansıtılması gerekir.
Binaların ayna ile kaplanmaları yalnız güzel görünmeleri için değildir. Ayna dı-§ şarıdaki güneş ışınlarınım yansıtarak içeriye girmesini içerdeki havadan ve cisimlerden yayılan ışınların ise içeri yansımasını sağlayarak ısı yalıtımı sağlar.
Güneş paneli ısıtıcılarda ise siyah renkteki panele gelen güneş ışınları soğurulur. Soğurulan ışın, panelin altındaki bo- rulada dolanan suyu ısıtır. Isınan su depoya giderken depodan panele su motoru (su pompası) ile soğuk su pompalanır. Bu işlem bu şekilde devri daim ettirilerek suyun ısıtılması sağlanır.
Karbondioksit ve metan gibi havayı kirleten bazı gazlar Dünya’dan uzaya yayılan ışınların bir kısmını yutarak atmosferin ısınmasına, bir kısmını ise yeryüzüne geri yollayarak Dünya’nın olduğundan daha çok ısınmasına neden olur. Zararlı gazların atmosfer ve Dünya’nın daha çok ısınmasına neden olduğu bu olaya sera etkisi denir.
Soğuk bir çayı (demlik kısmındaki) (Şekil I – a) bardağın yarısına kadar doldurulduktan sonra sıcak suyu bir kaşık yardımıyla çayın üstüne Şekil I – b ve Şekil-c’deki gibi koyalım. Kaşığı sıcak suyun çaya karşımaması için kullanıyoruz. Bir süre bekledikten sonra çayın yavaş yavaş üste çıktığını ve su ile karıştığını görürüz (Şekil I – d).Şekil II – d Şekil II – c
Sıcak suyu Şekil II – a’daki gibi bardağa koyduktan sonra Şekil II-b ve Şekil II-c deki gibi kaşık yardımıyla soğuk çayı bardağa boşaltalım. Çayın hemen suya karıştığını görürüz (Şekil II – d).
Şekil I’deki sistemde ısı aktarımı Şekil II’dekinden daha yavaş olması ısının iletim tarzindan kaynaklanmaktadır.
Akışkanın (sıvı ve gaz) sıcaklığı arttığında yoğunluğunun azaldığını biliyoruz. Buna göre sıcak suyun yoğunluğu soğuk suyun yoğunluğundan azdır.
Şekil I’de ısı aktarımı iletim yoluyla gerçekleştiğinden çay suya yavaş yavaş karışmaktadır.
Şekil II’de soğuk çayın yoğunluğu sıcak suyun yoğunluğundan büyük olduğundan tabandaki yoğunluğu küçük su yukarı yönde, üste bulunan yoğunluğu büyük çay aşağı yönde hareket eder. Sıcak suyun bu hareketine konveksiyon, ısının bu yolla yayılmasına konveksiyon ile yayılma denir.
Konveksiyon hareketi sırasında sıcak moleküllerin (hızlı titreşen moleküller) yukarı yönde hareketlenmesi ısının sıvı kütlesi ile taşınması anlamına gelir.
Sıvılar gibi akışkan olan gazlar da ısıyı konveksiyon yoluyla iletilmektedir.Yukarıda şematik olarak anlatılan gazlarda ısı iletimi olayında kalorifer peteğine çarpan moleküller ısı alışverişi sonunda ısınırlar ve yoğunlukları azalır.
Isınan bu moleküller yukarı yönde giderken yerlerine daha soğuk (yoğunluğu büyük) hava molekülleri gelir. Böylece odada ısı iletimi sağlanmış olur.
Şekil I — a’daki deneyden anlayacağımız gibi akışkanların (katı ve sıvı)iletim yolu ile ısı iletimleri zayıftır.
Saç kurutma makinesinde ısınan dirençlere dokunan hava moleküleri motor ile ileri itilir. Sıcaklığı artan hava moleküllerininyoğunluklarıazaldığından ısı ileri ve yukarı yönde hareket ederek saçımıza gelir. Saç kurutma makinesinde hissedilen ısı hava içine karışan ısıdır.
Denizlerde ve okyanuslarda ılık su akıntıları ısıyı tropikal bölgelerden daha soğuk kuzey iklimindeki denizlere götürür. Havadaki ılık rüzgârlar aynı ılık okyanus akıntıları gibi ısıyı sıcak tropikal bölgelerden soğuk bölgelere yine konveksiyon yöntemiyle taşır.
Katilarda atom ve moleküller birbirine çok yakın olup, katı cisimler belirli bir şekle sahiptir.
Sıvılarda atom ve moleküler birbirinden katiya göre daha uzaktır. Moleküller bir biri üzerinde hareket etmektedir. Sıvılar konuldukları kabın şeklini alırlar.
Gazlarda moleküller arası uzaklıklar birbirinden çok uzak ve birbirinden bağımsız hareket etmektedirler. Gazların belirli şekli yoktur, konulduğu kabın içini tamamen kaplarlar.
ÖRNEK SORU
Yukarıda bilgi tabelaları verilmiştir. Bilgiler doğru ise D, yanlış ise Y okları takip edilerek numaralı çıkışlardan birine ulaşılıyor.Buna göre, tabelaları takip eden Cenk hangi numaralı çıkışa ulaşır?
A) 1 B) 2. C) 3. D) 4.ÇÖZÜM
– “Sıcaklığı yüksek olan her madde çevresine ısı aktarır.” bilgisi doğru olduğunda D oku izlenir.
– “Katı maddelerde ısı iletim yoluyla yayılır.” bilgisi doğru olduğundan D oku izlenir.
Tabelalar takip eden Cenk 1 numaralı çıkışa ulaşır.Yanıt A
ÖRNEK SORU
Sema’nın çalışma odasında kalorifer yanmakta olup odanın çeşitli noktalarına 1, 2, 3 numaralı termometreler şekildeki gibi yerleştirilmiştir.Buna göre 1, 2, 3 numaralı termometrelerin sıcaklıkları için en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
A) Üç termometrede aynı değeri gösterir.
B) 1 numaralı termometre en büyük değeri gösterir.
C) 3 numaralı termometre en büyük değeri gösterir.
D) 2 ve 3 numaralı termometreler aynı değeri gösterir.ÇÖZÜM
Kalorifer peteği odanın havasını konveksiyon yoluyla ısıttığı için soğuk hava aşağı inerken sıcak hava yukarı çıkar. Bu durumda en sıcak hava 3. termometrenin bulunduğu bölge, en soğuk hava 1. termometrenin bulunduğu bölgededir.Yanıt C