Yazımızda İskender Pala‘nın son çıkan “od” adlı kitabından alıntılar ekleyeceğiz.
Kitabın ilk sayfalarında “Bizim Yunus’un aziz ruhuna!…” hitaben dört mısralık şiiri;
“Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin”
1315, Ağustos:
ölümde buluşma – girift düşünceler – soru içinde soru – Sarı-cköy – gizli bahçıvan – sevgi ve sevgili
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gele
Şol göz yumup açmış gibi
uçan cehennem ateşi – Sitare alevler arasında – Satı Nine – İbrahim’in çığlıkları – öfkeli Çekikgöz atlıları
Bu fenada bir garipsin
Gülme gülme, ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme, ağla gönül
Ucasar’dan Sarıcaköy’e – Temür Alp Ata – Haçlı çizmeleri – yok olan köy – kağnılar – yetmiş bin yürüyen çadır – İbrahim – Sarıcaköy’e doğru – Tekfur’un soğuk nefesleri – güzeller güzeli – İsmail – bozkırın sonsuz hüznü
Karlı dağları mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yarinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
eli vegili, dili sevgili Hacı Bektaş – kerpiç evler – Temur Alp Ata ile Satı Nine – Muhacir İle Ensar – II.İzzettin Keykavus – cesetleri mezarlarından çıkarılan ölüler
Hak bir gönül verdi bana
“Ha!” demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur
Bir dem gelir giryan olur