İstiklâl Marşı’mız 88 Yaşında!
Bağımsızlığımızın sembolü olan İstiklâl Marşı‘mız bundan tam 88 yıl önce yani 12 Mart 1921 yılında TBMM’de kabul edilmiştir.
Yeni kurulan devletimizin bir “Milli Marş” yazılması hususunda Büyük Millet Meclisi’nin altı ay müddet vererek açtığı İstiklâl Marşı Müsabakası’na değişik şairler tarafından tam 724 şiir gönderilmiştir. Bunlar Maarif Vekâleti’nde (Millî Eğitim Bakanlığı) teşkil edilen bir komisyonda incelenmiş ve içlerinden altı tanesi seçilerek Meclis Matbaası’nda bastırılıp mebuslara dağıtılmıştır.
Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver Bey, bu müsabakaya “nakdî mükâfat” vaad edildiğinden dolayı katılmayan Mehmet Akif Ersoy’a bizzat müracaat ederek yazmasını istemiş Mehmet Akif de ben mebusum, müsabakaya iştirak etmem; ayrıca yazarım diyerek teklifi kabul edip, ikamet etmekte olduğu Taceddin Dergâhı’nda “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği İstiklâl Marşı’nı 17 Şubat 1921 günü tam 48 saatte yazmıştır.
İstiklâl Marşı’nın kabulünden sonra vaad edilen “nakdî mükâfat” olan 500 Lira Meclis Muhasebecisi Necmeddin Bey tarafından Mehmet Akif Bey’e tevdi etmek istemiş lâkin Mehmet Akif Bey ise “Ben müsabakaya girmedim; bu para bana ait değildir” diye reddetmiştir. Fakat muhasebeci “Kanun metninde mükâfatın, kazanana verileceği yazılıdır. Sizin marşınız kabul edilmiştir; bu para sizindir; Meclis kasasında kalamaz. Siz usulen tesellüm edin, sonra istediğinizi yaparsınız” diye ısrar etmesi üzerine Mehmet Akif Bey, parayı alıp Sarıkışla Hastanesi’ndeki yaralı gazilere bağışlamıştır.
Müsabakaya katılan şiirlerden altısı basılıp mebuslara dağıtılmıştı. Bunlardan birisi o zaman Meclis Zabıt Kâtipliğinde bulunmuş olan İhsan Kaftangil’in özel koleksiyonunda mevcut olan ve Mahir İz tarafından kitaplaştırılan Mehmet Muhsin’in aşağıdaki şiirdir:
Yıllarca altı cephede ateşle kanlara;
Türk’ün hilâl-ü dinine düşman olanlara;
Ceddin o; Yıldırım gibi saldın zaman zaman
Yüksek başın eğilmedi bir art cihanlara
Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-Şitab.
Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab
Ey mazi-i havariki bin destan olan;
Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan
Arslan yürekli ordu; demir giy; silah kuşan!
Zira hududu kapladı ateşle kan, duman.
Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-Şitab,
Göster cihan-ı mağribe bir şanlı inkılab!
Arslan mücahid ordusu, ey haris-i salah
Destinde seyf-i hak gibi pek şanlı bir silah
Açtın sema-yi millete pür-nûr bir sabah.
Atî bizim… bizim artık vatan, zafer, felah.
Ey kahramanlar ordusu; ey yıldırım-Şitab.
Göster cihan-ı mağribe bir şanlı inkılab
İstiklâl Marşı‘mızla karşılaştırdığımızda millî ve manevi açıdan daha sığ kalan bu şiir İstiklâl Marşı olmaya pek lâyık değildir. Ve İstiklâl Marşı’mızla kıyaslandığında Mehmet Akif Bey’in o zor günleri; muzaffer ordumuzun ve asil milletimizin kahramanlığını anlatması bakımından önemlidir.
Hem Kurtuluş Savaşı’na yaptığı destekten dolayı hem de İslâmiyet’e son derece bağlı bir Müslüman Türk olan Mehmet Akif Ersoy büyük bir Alperen’dir. Yazımızı onun duasıyla bitirelim: “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” (Âmin)
Abdullah KARAHİSARLI
(12 Mart 2009)
Yazılabilecek en güzel sözler M.AKİF ERSOY’un sözleri varsa başka çıksın yazsın ama onunki kadar güzel olur mu tartışılır.
Vatanımı çok seviyorum.Bu şiiride M.AKİF ERSOY’un bize armağan etmesi gerçekten grur verici bir duygu olsa gerek.Bu Vatan’ın kolay kazanılmadığını biliyoruz.Umarım herkes bu Vatan’ın değerini bilir.
Bu vatan 2’ye ayrılmaz çiğnettirmem bu vatanımı.