Karagöz ve Hacivat
Nereden estiyse, aklıma “Karagöz ve Hacivat” geldi. Bir iki görüntü izledim. Bu görüntüleri ve gölge oyununun oluşumu hakkında bildiklerimi paylaşmak istedim.
Değerli hocamız Prof. Dr. Esma Şimşek’in bir dersinde anlattığı ve genel olarak da kabul görülen görüşe göre gölge oyunları şöyle başlamıştır: M.Ö. 100’lü yıllarda Çin İmparatoru “Wu” nun eşi ölünce, Wu derin bir üzüntüye boğulmuştur. Halk arasından bir Çinli, İmparator’un üzüntüsünü hafifletmek için ona “Karısının hayalini gösterebileceğini” söylemiştir.
İmparator bu teklifi kabul edince, bu Çinli sarayda boş bir odaya beyaz bir perde gerdirmiş, arkasından da ışıkla bir kadının gölgesini o perdeye düşürmüş ve İmparator’a eşinin hayalini göstermeye çalışmıştır. İmparator bu oyunu sevmiş ve daha sonra bu Çinli’ye bunu sık sık yaptırmıştır. İşte birçok kişinin kabul ettiği düşünceye göre “gölge oyunu” bu şekilde ortaya çıkmış ve günümüze kadar gelmiştir.
Başka bir düşünceye göre ise, gölge oyunu ilk kez Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Nedense “masallar ve gölge oyunları” gibi bazı konular, Hint kültürüne dayandırılmaya çalışılıyor. Bu düşünce bana uzak geliyor. Gölge oyununun Türkler‘e nereden veya ne zaman geldiği, kesin olarak belli değildir. Fakat Çinliler’den Moğollar’a, Moğollar’dan da Türkler’e geldiği kabul edilmektedir. Bu düşünce de gölge oyununun ana kaynağının Çin olduğu konusunu pekiştirmektedir.
Karagöz ve Hacivat gölge oyununun özelliklerini, bölümlerini falan uzun uzun anlatmaktansa, benzer içeriğe sahip olan Vikipedia‘daki yazıyı buraya ekliyorum: (Yazının sonundaki görüntüleri izlemeniz tavsiye edilir. )
—————————————————————
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar’dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.
Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır.
Rivayete göre Hacivat ve Karagöz, Orhan Gazi devrinde yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi’nin, “cami vaktinde bitmezse kelleni alırım” dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat’ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat’ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır.
Hacivat’ın asıl adının Hacı İvaz olduğu söylenir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder. Nabza göre şerbet verir. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar. Rol icabı değişik kıyafetler içinde Keçi Hacivat, Çıplak Hacivat, Kadın Hacivat, Kahya Hacivat gibi farklı tasvirleri vardır.
Karagöz: Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz’dür. Okumamış bir halk adamıdır. Hacivat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacivat ile alay eder. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir .Hacivat’ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Ve Hacivat’ta boyle tanınır.
Hacivat ve Karagöz oyunundaki karakterler kısaca şunlardır:
1)Hacivat 2)Karagöz 3)Zenne 4)Hikmet Ağa 5)Tuzsuz deli 6)Bekir 7)Arap 8)Zenne 9)Frenk 10)Zeybek 11)Tiryaki 12)Çelebi 13)Arnavut
Tekniği: Oyun 100×180’lik bir bez perde üzerine (oyuna göre boyut değişebilir) aksettirilen tasvirlerin gölgelerinin konuşturulmasıdır. Kenarları çiçekli bez perde patiskadandır. Asıl perdeye ayna denir. Perde arkasındaki peş tahtası üzerindeki şem’a ile bu gölgelendirme sağlanır.
Tasvirler manda, dana, deve derisinden yapılır. Deri saydamdır, nevrekan’la kesilip kök boyasıyla boyanır. Hareketli yerleri kirişle tutturulur, değnek delikleri açılır. 30-40 cm olan tasvirleri oynatmak için 60 cm lik değnekler kullanılır…
Bildiğiniz gibi, Karagöz ve Hacivat adlı gölge oyununda, genellikle dilimizin esnek yapısından yararlanarak dil cambazlığı yapılır. Aşağıdaki iki kısa canlandırma da, dilimizdeki yozlaşmayı anımsatıyor. Türkçeyi Canlandırma Derneği‘nin hazırlayıp sunduğu bu iki canlandırmayı, ben burada yayımlanacak biçime çevirerek sizlere sunuyorum. Dilerseniz canlandırmaları [1 – 2] yandaki numaralardan veya Türkcan’ın ana sayfasından indirebilirsiniz. Çalışmaları için Türkcan‘a teşekkürler…
Aşağıdaki görüntüler de, yapılan birkaç canlandırmadan…
çok komik bir oyun tüm emeği geçenlere tebrikler.
hacivat karagöz ün birinci bölümünü müzüğünü nerden bulabilirim yada komik oyunlarınıı?
çokkkk güzel