Müzik evrenseldir, herkes istediği dil ve tarzda müziği dinleyebilir diye yaygın bir görüş var olsa bile, ben milletleri can damarından etkileyen bir “ulusal müziğin” var olduğuna inanıyorum. Evet, belki farklı çalgıların bir araya gelmesiyle oluşan bir ezgi, tüm dünyadaki insanların kulağında hoş bir iz bırakabilir. Fakat öyle ezgiler de vardır ki, yalnızca o müziğin yaratıcısı olan ulusu derinden etkileyebilir. Hatta aynı enstrümanın ulusların benimsediği yaygın makamlara göre çalındığı da bilinen bir gerçektir. Örneğin batılılara ait bir çalgı olan “klarneti“, önce bir Fransız'dan sonra ise Elazığ‘ın veya Erzincan'ın yöresel ezgilerinde dinlediğinizde, kullanılan makamların farklılığıyla sanki iki ayrı çalgıyı dinliyormuş gibi hissedersiniz.
Türk Sanat Müziği de, başka ulusları çoklukla etkilemeyeceğini düşündüğüm ve Türkler‘e özgü makamlar içerir. Bu ezgiler, insanların ruhunu dinlendirir ve bize içimizdeki stresi gökyüzündeki yıldızlara veya kimseyi rahatsız etmemek için durgun akan çaylara bırakırmış gibi hissettirir. TSM'nin herhangi bir makamındaki bir ezgiyi, farklı milletten bir kişinin derinlemesine etkilenerek dinlemesi pek olağan değildir. Çünkü bu ezgiler içlerinde, Türk'ün haykırışlarını, sevgili özlemlerini, yaşadığı kederli sevinçlerini barındırır. Bu yüzdendir ki her TSM ezgisi, içinde keşfedilmeyi bekleyen bir dünya sunar bize. Ruhumuza ilaç gibi gelen bu ezgiler, başka ulustan insanları bırakın, her Türk'ü de böylesine derinden etkilemez ne yazık ki. Fakat yukarıdaki keman ziyafetini dinledikten sonra, ruhunda azıcık bir kıpırdanma olmayan insan yoktur diye düşünüyorum.
İşte yukarıdaki videodan dinleyebileceğiniz mükemmel ziyafetin dili olmamasına rağmen, ne çok şey anlatıyor bize, değil mi? İnsanı kanatlandırıp, bir melek edasıyla tüm dert ve kederlerinden uzaklaştırır gibi. Bu türküler, gökyüzündeki yıldızları saymaktan öte, onları toplayıp cebine koyacak kadar uzaklaştırır insanı varlığından. Hiç bitmesin istersiniz, sanki ruhunuza masaj yapılıyormuş gibi hissedersiniz kendinizi. Sonra günahlarından arınmış bir kişi gibi huzur ile dolar içiniz…
Toplum içinde büyük bir yanlış kanı olarak, hep meyhane şarkıları akla gelir Türk Sanat Müziği denilince. Ezgileri duyunca hemen içkili alemlere akmayı düşünen insanlar, TSM türkülerindeki derinliği keşfedememiştir kanımca. Divanü Lügati't Türk‘te de geçtiği üzere, Türkler bundan binlerce yıl önce hasta insanları müzikle tedavi etmişlerdir. Osmanlı bile bunu uygulamaya çalışmışken, bunu gaflet olarak gören gafiller hâlâ aramızda yaşıyor.
Neyse, şimdi siz de kemanın doyumsuz ezgisine kapılıp videoyu ikinci veya üçüncü kez baştan dinlemek istediniz mi? Merak ettim. (:
TTK!
Kemani ne guzel dinliyordum.
Cistak cistak girine kadar.
Cistak girince, o an bitti iste muzik.
Çok güzel yazılarınız var.Sizi tebrik ediyorum.Yazılarınızda Osmanlı Devleti’nden de bahsederseniz memnun olurum.
Uyar eski eski ve eski ne varsa ondan siteye teşkr fazlası ve devammı bekleriz.