Mantığı bir bilim olarak ilk kez ortaya koyan M.Ö. 300’lerde yaşamış yunanlı filozof Aristoteles olmuştur. Mantık doğru düşünmenin kurallarını koyan bir disiplindir. Mantık, düşünmeyi bir gözlem olarak ele almaz, açıklamaya kalkmaz, sadece doğruluk açısından değerlendirilir. Bu yüzden mantık bir bilgi dalıdır. Mantık, doğru düşünme süreci içerisindeki tutarlılığını ve çıkarımların geçerliliğini belirleyen kurallardır. Mantıkla düşünmek, akıl yürütmektir. Mantık, gözlem ve deney yapmaz. Ancak bilimlere yol gösterip, yöntem saptar. Yani bilimlerin konuştuğu dildir.
Mantık doğrusuna örnek verdiğimizde;
I. Bütün köpekler uçar ^ I. Öncül
II. Karabaş bir köpektir ^ II. Öncül
O halde Karabaş da uçar ^ Sonuç
Burada I. ve II. öncülden çıkarılan sonuç deneysel olarak yanlıştır. Oysa çıkarım mantıksal olarak geçerlidir. O halde mantık, düşüncenin içeriğinden çok biçim yönüyle ilgilenir.
1. Özdeşlik: “Bir şey ne ise odur” şeklinde ifade edilir. “A”, “A” dır. Sembolik mantıkta A f iA şeklinde gösterilir. Burada anlatılmak istenen, akıl yürütme sırasında bir kavram başlangıçta nasıl düşünülüp tanımlanmışsa sonuna kadar aynı anlam korunmalıdır. “Beyaz beyazdır”. “Masa masadır”, “Sıra sıradır”. gibi.
2. Çelişmezlik: “Bir şey hem kendisi hem de kendisinden başka bir şey olamaz.” şeklinde ifade edilir. “A”, “A” olmayan değildir. Sembolik mantıkla ~(Aa ~A) şeklinde gösterilir. Bir şey aynı zaman ve şartlar altında, hem var hem de yok olamaz. Süt hem siyahtır hem de beyazdır şeklinde bir ifade çelişiktir. Bir önermeden biri doğruysa diğeri kesinlikle yanlıştır. Yanlışlığa düşmemek için düşünceler arasında çelişki olmamalıdır.
3. Üçüncü Halin lmkansızlığı : Bir şey ya kendisi ya da başka bir şeydir. Üçüncü bir durum olamaz. “A” ile “A” olmayan arasında üçüncü bir imkân yoktur. Sembolik mantıkla A v ~ A şeklinde gösterilir. “Bir insan ya canlıdır ya ölüdür.” Bir önerme ya doğrudur ya yanlıştır, üçüncü bir imkân düşünülemez.
4. Yeter-Sebep : Yeter – sebep ilkesi ilk olarak Leibniz tarafından ortaya atılmıştır. “Bir şeyin var olabilmesi için mutlaka yeterli bir sebebi olması gerekir”. şeklinde ifade edilir. Bu ilke her şeyin mutlaka bir varlık nedeni olduğu esasına dayanır. Neden olmadan yargıların doğruluğu kunusunda bir karara varamayız. Doğa bilimlerinin temeli olan nedensellik (determinizm) yeter – sebep ilkesine dayanır.
Bir objenin zihindeki tasarımı kavram, dildeki ifadesi ise terimdir. Terimler mantıkta dil içinde tek başına anlam taşıyan en küçük birimdir. Bu yüzden her kelime terim olarak kabul edilmez.
Kaplam: Bir kavramın içine giren bireylerin sayısıdır. Örneğin; keçi, koyun, kedi vb. hayvan kavramı kaplamına girer.
İçlem: Bir kavram içine giren bireylerin ortak özelikleridir. Bir başka deyişle kaplamın içerisinde yer alan kavrama o kavramın içlemi denir. Örneğin; hayvan kavramının içlemine yalnızca tüm hayvanların ortak özellikleri girerken keçi kavramının içlemine onu anlatan tüm özellikler girer. Görüldüğü gibi hayvan kavramının kaplamı çok, içlemi azdır.
Kaplamla içlem ters orantılıdır.
Bu şemadaki saka kavramının içlemi; “kuş, hayvan, canlı ve varlık” kavramlarıdır.
Tümel (Genel) Kavramlar: Aynı türden nesnelerin ortak özellikleri ifade ediliyorsa tümel kavramlar adını alır. Örneğin; bütün öğrenciler, tüm hayvanlar, hiçbir canlı vb.
Tikel Kavram: Eğer kavram içine giren bireylerin bir kısmını anlatıyorsa, tikel kavram adını alır. Örneğin; birkaç kişi, bazı yapraklar, bazı kağıtlar gibi.
Tekil Kavram: Eğer kavram içine giren bireylerin bir tanesini anlatıyorsa tekildir. Örneğin; Canan, Hülya, Serdar, bu ağaç, şu ev gibi.
Basit Kavram: iki kavramdan içlemi az olan basit kavramdır.
Karmaşık Kavram: iki kavramdan içlemi çok olan kavram karmaşıktır.
Somut Kavram: Kavram zihin dışında bir nesneyi anlatıyorsa somuttur. Örneğin; beyaz taş gibi.
Soyut Kavram: Bir Kavram bir nesnenin özelliğini ya da oluş biçimini anlatıyorsa soyuttur. Örneğin; özgürlük, çocukluk, vicdan gibi.
Kolektif Kavram: Bireyler grubunu temsil edip bir grupta gerçekleşen kavramlardır. Örneğin; ordu, sendika, dernek gibi.
Distribütif Kavram: Bireyler grubunu ifade edip bireyde gerçekleşen kavramlardır. Örneğin; asker, üye, öğrenci, işçi gibi.
Olumlu-Olumsuz Kavram: Olumlu kavram, anlatılan bir nesnedeki bir özelliğin varlığını gösterir. Örneğin; zeki, akıllı, kırmızı, çalışkan gibi. Olumsuz kavram; anlatılan
nesnedeki bir özelliğin olmadığını gösterir. Örneğin; zeki değil, akıllı değil, kırmızı değil, çalışkan değil gibi.
1. Eşitlik
iki kavramdan her biri diğerinin bütün bireylerini kapsıyorsa bu terimler birbirine eşittir.
2. Ayrılık
iki kavramdan her biri diğerinin hiçbir bireyini kapsamıyorsa bu kavramlar ayrıktır.
3 Tam Girişimlilik.
İki kavramdan sadece biri diğerinin tüm bireylerini içine alıyorsa bu iki kavram arasında tam girişimlilik ilişkisi vardır.
4. Eksik Girişimlilik
iki kavramdan her biri diğerinin bazı bireylerini içine alıyorsa aralarında eksik girişimlilik vardır.
Beş Tümel
Porphyrios’un Isagoge eserinde geçer. Klasik mantıkçılara göre tanımların temelinde beş tümel vardır. Bunlar; cins, tür, ayırım, özgürlük ve ilintidir. Beş tümelin kolayca anlaşılabilmesi için Porphyrios Ağacı adı verilen bir şema lie gösterilir.
Cins: Ortak özelliklere sahip olan kavramların bu özelliklerinden dolayı bağlandıkları kavrama “cins” denir. Cins, altında türlerin sıralandığı şeydir. Gerçekleri birbirinden farklı olanlara “bunlar nedir?” diye sorulduğunda alınan yanıt da bize cinsleri verir. Bir başka ifadeyle cins, iki genel kavramdan kaplamı daha fazla olandır.
Örneğin; At, köpek, kuş nedir? sorusuna “hayvandır” yanıtı verilir. O halde “hayvan” tek tek olanlara göre cinstir.
Tür: Ortak özellikleri bakımından içlemi daha fazla olan kavramlardır. Yani tür, cinsin altında sıralanan şeydir. Örneğin;
at, köpek kavramları hayvan kavramının türüdür.
Ayrım: Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran özelliklerdir.
Örneğin; insanı diğer canlılardan türlerden ayıran özellik, düşünmesidir.
Özgülük: Bir özelliğin sadece bir türe ait olmasıdır. “Düşünmek insana özgüdür.” gibi.
İlinti: Bir nitelik çeşitli türlere ait ise ilinti adını alır. Örneğin; beslenmek insanın ilintisidir. Çünkü bitki ve hayvanlarda da aynı özellik vardır.
Tanım ve Koşullar: Bir kavramın niteliklerini anlatan önermelere tanım denir. Tanım, tanımlanan terimin tam bireylerinin ortak niteliklerini taşır. Bir terim kendinden daha açık olmayan terimlerle tanımlanmamalıdır. Tanım, teriminin ana karakterini tam olarak içine almalı, fazla uzun veya kısa olmamalıdır.
iki veya daha fazla terimden yapılmış, doğru ya da yanlış değer alabilen, yargı bildiren cümlelere önerme denir.
Özellikleri
Önermenin doğru ya da yanlış olması ve bir yargıda bulunması gerekir. Dua, emir, soru ve istek sözleri önerme değildir. Önermede terimler bir bağla bağlanmış olması gerekir. Önermede özne (yüklenilen), yüklem (yüklenen) ve bağ olmak üzere üç unsur bulunur. “İlker akıllıdır.” cümlesi doğru ya da yanlış olabileceği için bir önermedir. “inşallah bu işi başarırım” cümlesi anlamlıdır. Fakat doğruluğundan ya da yanlışlığından söz edilmeyeceği için (yargı bildirmediği için) önerme değildir.
Örneğin; Kar beyaz dır.
Özne yüklem bağ
Olumlu Önermeler: Yüklemin özneyi onayladığı önermedir.
Örneğin; “Tüm canlılar ölümlüdür.”, “Bazı kuşlar yırtıcıdır.”
Olumsuz Önermeler: Özneye yüklenen yüklemi onaylamayan önermedir. Örneğin; “Osman çalışkan değildir.”, “Yaprak yeşil değildir.”
Sentetik Önermeler: Bu tür önermelerin doğruluğu veya yanlışlığı deneye başvurularak öğrenilebilir. Bu tür önermelerde özneye yüklenen yüklem özne hakkında
yeni bilgiler vermektedir. Örneğin; “Canan çalışkandır.” Analitik Önermeler: Özneye yüklenen yüklem özne hakkında yeni bilgi vermiyorsa, bu önermeye analitik
önerme adı verilir. Örneğin; “Kare dört kenarlıdır.”
Tümel Önerme: Özne olan terim bir sınıfın tümünü içine alıyorsa, tümel önermedir.
Örneğin; “Bütün insanlar ölümlüdür.”
Tikel Önerme: Yargı bir kısmını içine alıyor ise tikel önermedir.
Örneğin; “Bazı hayvanlar memelidir.”
Tekil Önerme: Yargı tek bir nesneye veya bireye ait ise tekil önermedir.
Örneğin; “Ayşe zekidir.”
a) Basit Önerme: Tek bir yargı bildiren önermelerdir.
– Tümel Olumlu: “Bütün memeliler canlıdır.”
– Tümel Olumsuz: “Hiçbir insan zeki değildir.”
– Tikel Olumlu: “Bazı hayvanlar uçar.”
– Tikel Olumsuz: “Bazı canlılar memeli değildir.”
– Tekil Olumlu: “Eda çalışkandır.”
– Tekil Olumsuz: “Serdar çalışkan değildir.”
b) Bileşik Önerme: Birden fazla yargı bildiren önermelerdir.
Bileşik Önerme Çeşitleri
1 . Bileşikliği Açıkça Belli Önermeler: Birden fazla yargıyı taşıyan, şekil bakımından da bu açıkça belli olan° önermelerdir. Dört çeşittir:
a) Koşullu (Şartlı) Önermeler: Yargının bir koşula bağlı o olduğu önermedir.
Örneğin; “Ders çalışırsa üniversiteyi kazanır.”, “Yağmur yağarsa yerler ıslanır.”
b) Bağlantılı Önermeler: Birden fazla özne ve yüklemden yapılan önermelerdir.
Örneğin; “Ne Ali ne de Ayşegül çalıştı.” , “Canan ve Serdar çalışkan ve zekidir.”
c) Ekli Önermeler: Fakat, ama, lakin, bununla birlikte gibi kelimelerle yapılan önermelerdir.
Örneğin; “Vali olabilir, fakat adam olamaz.”
d) Nedenli Önermeler: Neden bildiren bir kelime ile yargıları birbirine bağlayan önermelerdir.
Örneğin; “Ayşe seviniyor, çünkü bebeği oldu.”
2) Bileşiği Gizli Olan Önermeler: Bileşiği sadece anlam bakımından belli olan önermelerdir. Dört çeşittir:
a) Özgülü Önermeler: Yüklem sadece bir konuya aittir.
Örneğin; “Yalnız Canan dersini çalıştı.” Bu önermede iki yargı vardır: “Canan dersini çalıştı.” ve “Diğerleri dersini çalışmadı.”
b) Çıkarmalı Önermeler: Bir kısım bireyleri dışarıda tutarak konunun bütünü hakkında yargı bildirir.
Örneğin; “Cemal hariç tüm sınıf mantık dersinden hoşlanmazdı.”
Bu önermede iki yargı vardır:
“Tüm sınıf mantık dersinden hoşlanmazdı.” ve “Yalnızca Cemal mantık dersinden hoşlanırdı.”
c) Sınırlandmcı Önermeler: Bir şeyin önceki ve sonraki halini bildiren önermelerdir.
Örneğin; “Eda birkaç gündür hasta.”
Bu önerme de iki yargıyı içine alır:
“Eda hastadır.” ve “Eda birkaç gün önce hasta değildi.”
d) Karşılaştırmalı Önermeler: Bir yargıyı karşılaştırma ile ifade eden önermelerdir. Bu nedenle iki yargıyı içine alırlar.
Örneğin; “Eda, Ayşe’den daha şirindir.” Bu önermedeki yargılar: “Ayşe şirindir.” ve “Eda daha şirindir.”
Önermeler arası ilişkiler “karşı olma” ve “döndürme” ilişkisi olmak üzere iki bölümde incelenir.
Aynı terimden yapılmış iki önerme nitelik, nicelik veya iki yönden de biribirinden farklı iseler bu iki önerme arasında karşı olma ilişkisi vardır. iki önerme birbirine ya “karşıf’tır
ya “çelişik” tir ya da “altık”tır.
Karşıtlar karesinde:
– Tümel olumlu (A)
– Tümel olumsuz (E)
– Tikel olumlu (I)
– Tikel olumsuz (O) sembolleriyle gösterilir.
a) Üst Karşıt Önermeler: Konu ve yüklemi aynı olan iki tümel önermenin nitelikleri farklı ise “karşıt” önermeler denir.
b) Alt Karşıt Önermeler: Konu ve yüklemi aynı olan iki tikel önermenin nitelikleri farklı ise “alt karşıt” önermeler denir. Örneğin; “Bazı balıklar memelidir.” önermesinin karşıtı, “Bazı balıklar memeli değildir.” olur.
c) Altık Önermeler: Konu ve yüklemi aynı olan iki önerme yalnız nicelik bakımından farklı olup da nitelik bakımından aynı olursa, bu iki önerme birbiriyle altıklık ilişkisi içindedir.
d) Çelişik Önermeler: Konu ya da yüklemi aynı olan iki önerme, hem nitelik hem nicelik bakımından birbirinden farklı iseler bu önermeler birbiri ile çelişiktir. Çelişik önermelerden
birisi doğru ise diğeri zorunlu olarak yanlıştır. Örneğin; “Bütün insanlar ölümlüdür.” önermesinin çelişiği “Bazı insanlar ölümlü değildir.” olur. “Bazı insanlar sanatçıdır.” önermesinin çelişiği “Bütün insanlar sanatçı değildir.” olur.
Bir önermenin niteliğine dokunmadan özne ve yüklemi yer değiştirerek ikinci bir önerme elde etmektir. Döndürme sırasında önermenin eşdeğer olmasına dikkat edilmelidir.
a. Düz Döndürme: Önermenin olumlu ve olumsuzluğuna dokunmadan yüklemini özne, öznesini de yüklem yapmaktır.
Düz Döndürme Kuralları:
Örneğin; “Bütün insanlar ölümlüdür.” önermesinin düz döndürmesi, “Bazı ölümlüler insandır.” olur.
Örneğin; “Hiçbir koyun insan değildir.” önermesinin düz döndürmesi “Hiçbir insan koyun değildir.” olur.
Örneğin; “Bazı insanlar sevimlidir.” önermesinin düz döndürmesi “Bazı sevimliler insandır.” olur.
b) Ters Söndürme: Bir önermenin olumlu ve olumsuzluğuna dokunmadan. öznenin karşıt halini yüklem, yüklemin karşıt halini özne yapmaktır.
Örneğin; “Bütün denizler mavidir.” önermesinin ters döndürmesi “Bütün mavi olmayanlar, deniz olmayandır.” olur.
Örneğin; “Hiçbir insan ot değildir.” önermesinin ters döndürmesi
“Bazı ot olmayanlar, insan olmayanlar değildir.” olur.
Tikel olumsuzun ters döndürmesi tikel olumsuz olur. Örneğin; “Bazı kuşlar şahin değildir.” önermesinin ters döndürmesi “Bazı şahin olmayan; kuş olmayan değildir.” olur.
Bilinen doğrulardan yora çıkarak sonuca ulaşmaya akıl yürütme veya çıkarım denir. Analoji, tümevarım ve tümdengelim olmak üzere üçe ayrılır.
Tekiller arasındaki benzerliğe dayanarak birisi için verilen bir yargıyı diğeri için de vermektir. Analojide sonuçlar deneyle ispat edilmedikce kesin değildir. Örneğin; Dünya’da atmosfer vardır, canlılar yaşar. Mars gezegeninde de atmosfer olduğuna göre Mars’ta da canlılar olabilir.
Tikel, önermelerden tümel sonuçlar çıkarma işlemidir. Ya da tek tek olaylardan genel yasalara önermelere doğru akıl yürütmedir. Örneğin; Demir, gümüş, kurşun ısınınca
genleşir. Demir, gümüş, kurşun madendir. O halde bütün madenler ısınınca genleşir.
Tümel önermelerden tikel sonuçlar çıkarma işlemidir. Genellikle formel bilimlerin kullandığı yöntemdir. Örneğin Bütün canlılar ölümlüdür. Bitkiler de canlıdır.
O halde bitkiler de ölümlüdür
Verilmiş önermelere dayanarak zihnin bu önermelerden zorunlu sonuç çıkarma işlemidir. Kıyas, önermeleri bakımından incelendiğinde verilen önermelere öncüller, zihnin zorunlu çıkardığı önermeye ise sonuç önermesi denir.
Örneğin Bütün kuşlar uçucudur.-> öncül
Serçe bir kuştur. -> öncül
O halde serçe uçar. -> sonuç
iki öncül ve bir sonuçtan oluşan kıyastır. ikiye ayrılır:
Kesin kıyaslar yüklemli önermelerden yapılırsa, bunlara yüklemli kesin kıyaslar, eğer öncüllerden biri veya her ikisi koşullu olursa bunlara da koşullu kesin kıyaslar denir.
a. Yüklemli kesin kıyas
Tek yüklemli önermelerden yapılan kıyastır. Batı’da ve İslam Dünyası’nda üzerinde en çok durulan kıyas çeşididir. Mantık biliminin kurucusu Aristoteles de yalnız bu kıyaslar
üzerinde durmuştur. Yüklemli kesin kıyasta üç terim bulunur
Büyük Terim
Sonuç önermesinin yüklemidir.
Küçük Terim
Sonuç önermesinin öznesidir.
Orta Terim
Her iki öncülde de yinelenen terimdir. Örneğin Bütün insanlar akıllıdır.
Büyük terim. Ayşegül akıllıdır.
Yukarıdaki kıyasta akıllı, büyük terim; insan, orta terimdir.
Yüklemli kesin kıyasın kuralları
Koşullu Kesin Kıyas
Koşullu önermelerle yapılan kıyaslardır. Bu kıyaslar da yüklemli kesin kıyaslar gibi sonucun öncülerinde anlam bakımından bulunup biçim bakımından bulunmadığı kıyaslardır.
ikiye ayrılır:
I. Bitişik koşullu önermelerle yapılan kesin kıyas
Örneğin
Sınavlara çalışırsan iyi puan alırsın. iyi puan alırsan başarılı olursun. O halde başarılı olursan iyi not alırsın.
II. Ayrık koşullu önermelerle yapılan kesin kıyas (İkilem, dilem)
Savaşta cezalandırılan nöbetçi hikayesi ikileme örnektir: Bir savaşta, düşman baskın yapıp karşı tarafa büyük kayıp verdirir. Baskına uğrayan birliğin komutanı, baskın anındaki nöbetçiyi mahkemeye verir. Yargıç, sanık nöbetçiye şöyle der: “Eğer gereği gibi nöbet tutuyor idiysen, neden basından birliğini haberdar etmedin? Eğer nöbeti gereği gibi tutmuyor idiysen, neden kanun ve emirlere uymadın? Her iki halde ceza almaya mahkumsun.”
2. Seçmeli Kıyas
Sonucun aynının veya karşıt halinin öncüllerde hem şekil hem anlam bakımından bulunduğu kıyaslardır.
Örneğin
Her ne zaman güneş doğarsa oda aydınlık olur.
Güneş doğmuştur.
O halde oda aydınlıktır.
b. Birleşik Kıyas
Birden fazla kıyasın birleşmesiyle oluşur.
a. Zincirleme kıyas
Bir kıyasın sonucu ikinci kıyasın öncülü oluyorsa zincirleme kıyastır.
Örneğin
Bu ırmak gürültü yapıyor.
Gürültü yapan hareket ediyor demektir.
Bu ırmak hareket ediyor.
Bu ırmak hareket ediyor.
Hareket eden donmamıştır.
Bu ırmak donmamıştır.
Bu ırmak donmamıştır.
Donmamış olan beni taşıyamaz.
Bu ırmak beni taşıyamaz.
b. Sorit
Zincirleme kıyastaki yinelenen önermeler çıkarılırsa sorit elde edilir.
c. Karma Kıyas
Bir kesin kıyas ile seçmeli kıyasın birleşmesinden oluşan kıyastır.
Örneğin; “Evrende var olan hiçbir şey yok olmaz.” yargısının karma kıyasla kanıtlanması:
Yukarıdaki bileşik kıyasta birinci kıyas kıyas, ikinci kıyas ise seçmeli kıyastır. Birinci kıyasın sonucu ikinci kıyasın koşullu öncülü olarak alınmıştır. Bu öncülün art bileşeninin karşıt hâli ise seçmeli öncül olarak alınmıştır.
c. Düzensiz Kıyas
a. Entimem
Zihinde tam, anlatımda eksik kıyaslardır.
Örneğin
“Düşünüyorum öyleyse varım.” sözü kıyasın sonucu ile
önclerin biri ifade edilerek entimem olmuştur
Bu kıyasın zihindeki tam şekli:
“Bütün düşünenler vardır.”
“Ben düşünüyorum.”
“O halde varım.”
b. Kanıtlı Kıyas
Bir kıyasın öncüllerinin kanıtlarının da gösterildiği kıyastır.
c. Safsata
Yanlış öncüllerden yanlış sonuçlar çıkartılarak ya da doğru öncüllerden kıyasın kurallarına uyulmadan yanlış sonuçlar çıkartılarak yapılan kıyastır.
Örneğin
“Ender olan şeyler değerlidir.”
“Şaşı insan enderdir.”
“O halde şaşı insan da değerlidir.”
ÖRNEK: “Mantık tüm bilimlerin genel yöntemi olarak kabul edilir.” Aşağıdakilerin hangisinde mantık terimi bu anlamda kullanılmıştır?
A) Yapılacak en mantıklı iş susmaktır.
B) Duygusallığı bırak mantıklı ol.
C) Matematiğin gelişmesinde mantık önemli rol oynamıştır.
D) Söylediklerinde ne akıl var ne mantık.
E) Gençlerin mantığı, yaşlılarınkinden farklı olabilir.
1985 ÖYS
ÇÖZÜM: Parçada, bir uzmanlık dalı olarak mantıktan bahsedilmiştir. Buna uygun kullanım C seçeneğinde vardır.
Yanıt C
ÖRNEK: I. Özdeşlik ilkesi
II. Çelişmezlik ilkesi
III. Üçüncü hâlin imkânsızlığı ilkesi
“A, A dır.” sözü yukar>daki mant>k ilkelerinden hangilerini
ifade etmektedir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
2008 ÖSS
ÇÖZÜM: Bir şeyin kendisiyle aynı şey olduğunu ifade eden A, A dır, özdeşlik ilkesine aittir.
Yanıt A
ÇÖZÜM: “A, A dır.” önermesi iki ayrı şey arasındaki ilişkiyi değil, bir şeyin kendisi olduğunu ifade etmektedir.
Yukarıdaki cümle, düşünmeye temel olan kavramlardan hangisini açıklamaktadır?
A) Özdeşlik B) Benzeşim C) Bileşim D) Çelişmezlik E) Tutarlılık
1992 ÖYS
ÇÖZÜM: Parçadaki tanım özdeşlik ilkesine aittir.
Yanıt A
ÖRNEK: Dil içinde tek başına bir anlam taşıyan en küçük birime mantıkta ne ad verilir?
A) Kelime B) Eklem C) Öncül D) Sembol E) Terim
1985 ÖYS
ÇÖZÜM: Parçadaki tanım terime aittir.
Yanıt E
ÖRNEK:Bu savın doğru veya yanlış olması, onun bir “doğruluk değeri” taşıdığını gösterir. “Gerçek” ise savın konusudur. Örneğin güneş, havanın sıcaklığı, yağmur yağması bir doğru ya da yanlış değil, bir gerçektir. Ama belirli bir günde güneşin parladığına, havanın sıcak olduğuna ya da yağmurun yağdığına ilişkin ifadeler doğru ya da yanlış olabilir. O halde doğruluk veya yanlışlık zihinden bulunan veya zihnin ürettiği bir şeyle, kısaca bir önermeyle ilgilidir. Bir parçaya dayanarak “doğruluk değeri” ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A) Deneyle ispat edilebilen olgulardır.
B) Var olanı olduğu gibi açıklayan yargılardır.
C) Aklın ilkeleri ile tutarlı olan yargılardır.
D) Var olanın değil, yargı ve düşüncenin bir özelliğidir.
E) Toplumda genel kabul gören düşüncelerdir.
1995 ÖYS
ÇÖZÜM: Doğruluk değeri, zihinden bağımsız olgular dünyasına dair bir önermenin niteliğidir.
Yanıt C
ÖRNEK: Aynı türden nesnelerin ortak özelliklerini dile getiren terimlere genel terim adı verilir.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi genel terimdir?
A) Satürn B) Dünya C) Kutupyıldızı D) Gezegen E) Samanyolu
1991 ÖYS
ÇÖZÜM: A, B, C ve E seçeneklerinde tekil terimler verilmiştir. Gezegen tüm gezegenlerin ortak adıdır.
Yanıt D
ÖRNEK: Aşağıdaki ifadelerden hangisi bir yargı bildirir?
A) Deniz bazen mavidir bazen yeşildir.
B) Kütüphaneden aldığınız kitapları zamanında iade edin.
C) Çocukların yanında sigara içmeyin.
D) Cumartesi günkü toplantıya sende gel.
E) Sakatlandığın için maça çıkmamalısın.
1985 ÖYS
ÇÖZÜM: Yargı bildirmenin temel koşulu bir doğruluk değerinin olmasıdır.
Yanıt A
ÖRNEK:
Özle ilgili tam tanım, bir şeyin yakın cinsi ve yakın ayrımıyla yapılan tanımdır.
Yukarıdaki şema ve açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi özle ilgili tam tanıma örnektir?
A] Trompet bir alettir.
B] Ney müzik aletidir.
C] Nefesli çalgılar birer alettir.
D] Trompet metalden yapılmış bir alettir.
E] Ney kamıştan yapılmış nefesli bir çalgıdır.
2006 ÖSS
ÇÖZÜM: Bir türün doğrudan bağlı olduğu, hemen üstündeki cinse yakın cins denir. Ayrım ise, bir türün, cinsinden farkını gösteren temel özelliğidir. buna göre, şemada hareketle ulaşılacak sonuç E seçeneğinde verilmiştir.
Yanıt E
ÖRNEK: “Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.” önermesi tekil önermeye, “Her olayın bir nedeni vardır” önermesi de genel önermeye örnektir.
Buna göre, bir önermenin genel önerme olarak nitelenebilmesi aşağıdakilerden hangisine sahip olması gerekir.
A) Birden fazla terime
C) Doğruluk değerine
B) Önerme eklemine
D) Yargıya Klasik Mantık
E) Niceleyiciye
1993 OYS
ÇÖZÜM: Tekil – genel ayrımı önermenin niceliğine dayanılarak gerçekleştirilir.
Yanıt E