…Küçük Kibritçi Kız…
Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu. Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı.
Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında değillerdi. Ufak bir kız çoçuğu. Başı açık, elbisesi yama içinde, yoksul bir kızcağız. Bir kapının önüne büzülmüş, çıplak ayaklarını altına almıştı. Soğuktan morarmış tir tir titriyordu. Üzerinde oturduğu taş basamakta buz gibiydi.
Yavrucağız da sanki donmuş, bir buz parçası kesilmişti. Geniş bir mukavva kutunun içine sıralanmış kibrit kutularına bakarken gözleri yaşarıyordu. Evet, bu bir kibritçi kızdı. O gün bir tek kutu kibrit bile satamamıştı. Satsa, bir kaç kuruş para kazansa, kalkıp evine gider, annesiyle birlikte hiç olmazsa bir kase sıcak çorba içerdi. Gidemiyordu, çünkü o gün hiç kibrit satamadığını annesine söylemekten çekiniyordu. Soğuktan, üzüntüsünden titreyen kısık,incecik sesiyle “Kibrit var, kibrit”diye bağırıyordu. Sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmıyordu…
Ah hiç olmazsa ayaklarında terlikleri olsaydı! Biraz önce, sokak sokak dolaşırken, hızla geçen bir arabanın önünden kaçmış, kaçarken terlikleri ayağından fırlamıştı. Karşı kaldırıma geçtikten sonra, dönüp bakmış hınzır bir çocuğun terlikleri kapıp kaçtığını görmüştü. Arkasından seslenmişti ama, çocuk alaylı alaylı seslenerek koşa koşa uzaklaşmıştı.
Kibritçi kız bunun üzerine bir kapının girintisine sığınmış, oracığa kıvrılıp oturmuştu. Parmakları donmuş, sızlamaya başlamıştı. Kızcağız bu acıya dayanamadı, kutulardan birini açıp bir kibrit çıkardı. Parmakları uyuşmuştu, kibrit çöpünü elinde güçlükle tutuyordu. Eli titreye titreye çöpü duvara sürttü. Kibrit birden alev aldı; tatlı, yumuşacık, turuncu bir alev.Türkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri
Zavallı kız, kibriti bir elinden öbür eline geçirerek, parmaklarını ısıttı. İçi de ısınmıştı. Sanki gürül gürül yanan bir ocağın karşısındaydı. Gözleri aleve dikilmiş, düşlere dalmıştı: Güzel bir odada, büyük bir ocağın karşısında oturuyordu. Arkasında kalın bir yünlü hırka, ayaklarında kürklü terlikler vardı.
Isınmış, terlemeye bile başlamıştı… Derken kibrit sönüverdi. Kibritin sönmesiyle, o tatlı düşlerde sona ermişti. Kızcağızın parmakları yeniden donmaya, sızlamaya başlamıştı.
Bir kibrit daha yaktı. Bu sırada soğuk bir rüzgar esti. Kız kibrit sönmesin diye, duvardan yana döndü. Öbür elini aleve siper etti. Aleve bakarken, karşısındaki duvar sanki eridi, birden açıldı, içerisi göründü. İçeride geniş bir oda vardı. Kar gibi bembeyaz örtü yayılmış bir masanın üzerine tabak tabak yiyecekler dizilmişti. Sofrada gümüş şamdanlar yanıyor, odayı gündüz gibi aydınlatıyordu. Kızcağız’ın gözleri sofranın ortasında, büyük bir tabağa konulmuş, nar gibi kıpkırmızı kaz kızartmasına dikilmişti. Ağzı sulandı. Elini oraya doğru uzattı. Kibrit yana yana sonuna gelmişti, parmağını yakıyordu. Kızcağız çöpü yere atıverdi. Atmasıyla birlikte, yılbaşı sofrası siliniverdi, gözlerinin önüne taş duvar yeniden dikildi.
Üçüncü kibrit daha fazla düşler yarattı:Bir yaz gecesi…Kibritçi Kız kırda bir ağacın altına oturmuş, yıldızlara bakıyor. Gece olduğu halde hava sıcak. Altındaki toprak, gündüz güneşten ısınmış, fırın gibi yanıyor… Küçük kız gözlerini yıldızlardan ayıramıyordu. Uzaktan uzağa gece kuşları ötüyor, kurbağalar bağrışıyordu.
Derken bir yıldız kaydı, gökyüzüne geniş bir yay çizerek uzaklaştı, söndü. Kızcağız: ‘işte, biri daha öldü’ diye mırıldandı. Bir gün, ninesi söylemişti: Her yıldız düştükçe yeryüzünden biri ölürmüş… Ninesini bir daha görebilmek için bir kibrit daha çaktı. Soğuktan kaskatı kesilmiş, beyni durmuştu. O şimdi sokak ortasında olduğunu unutmuş, düşler dünyasına dalmıştı. Kibritin alevinde yine ninesini görüyor, onun sesini işitir gibi oluyordu. İşte ninesi geliyordu. Lapa lapa yağan karların arasından bir melek gibi iniyordu… Geldi, geldi…Kollarını açtı, torununu kucakladı, aldı göklere doğru götürdü…
Ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular. Yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı.
-Zavallı kız ısınmak için bütün kibritlerini yakmış dediler… Bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemezlerdi ki.
Yazan: Hans C. Andersen,
Andersen Masalları, Remzi Kitabevi
|» “Masallar” Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
bence bu hikaye benim okuduklarıma göre daha değişik.bu hikaye böyle değildi okuduklarıma göre ama çok güzeldi.
ben bu hikayeyi çok seviyorum.çok güzel bir hikaye bu.
arkadaşlar bu bir masal mı yoksa öykü mü?
ÖDEVİME YETTİ
arkadaşlar çok güzel bir masal degilmi zaten ödevdi
Ben bu romanı çok severek okurum. Küçük çoçuk iken arkadaşım doğum günümde hediye etmişti. Çok etkilenmiştim. Şu an 17 yaşındayım ve halen sanki ilk okuduğum yaştayım gibi.
Ben bu masalı o kadar çok seviyorum ki… İlk başı çok heyecanlıydı. Ama en sonu felaket…
Bu masalı cok seviyorumm. Daha dün okudumm kardeşime. Geceleri okumak için almıstım cok etkiledi beni bu masal.. Tavsiye ederim herkese… 🙂
Bence bu masal çok güzel ben çok beğeniyorum bu tür masalları ve hep okuyorum ve kibritçi kız da benim en sevdiğim massalardan birii !
Küçük kibritçi kız çok güzel bir hikaye ama çok güzel okusanız begenirsiniz.
O kadar güzel bir masal ki bu masalı ilk 7 yaşımda annem bana okumuştu. Ben 1 hafta byunca ağladığımı hatırlıyorum. Şu an da 14 yaşımdayım ve okuyunca hala gözlerim doluyor…
Arkadaşlar bu roman mı hikaye mi yoksa masal mı? Acil cevap istiyorum lütfen yardımcı olun.
Bana hikaye deil kısa bir bilgi gerek. Ödevim var istemiyorum yapmayı ama yapmak zorundayım.
Ben kısa bilgi istedim hayat hikayesi degil.
YA BEN SADECE BİLGİ İSTİYORUM. KİBRİTÇİ KIZ İLE İLGİLİ HİKAYESİNİ DEGİL. ÖDEVİM VAR LÜTFEN YARDIM EDİNNNNNN…
Ya ben eseri hakkında bilgi istiyorum.
Bu okuduğumuz kibritçi kız masal mı hikaye mi? Masal olağan dışı varlıkları içine alan olağan dışı oLaylar etrafında oluşan yazılı anLatım türüdür. Oysa ki Kibritçi Kız’da yaşanan olaylar olağan şeyler. Sonuna eserin sonuna doğru okuduğumuz olağandışı olarak görünen şeyleri halüsilasyon olarak da değerlendirebiliriz. Açlıktan gözleri kararan kız gördüğü şeyleri yemek olarak görmüş olabilir. Ve ölen akrabasını görmesi de azrail olup ölüm anı olabilir. Lütfen yardımcı olun. Bu benim ödevim. Kibritçi kız masal mı? Hikaye mi? Masalsa hangi özelliği ile masal?
Bence çok güzel olmuş bu bir masaldır çoçuklar buna inanmayın. ben diğer masalları okudum ama bunun gibi güzel bir msal değil.
Teşekkür Ederim. Çok Güzel Olmuş.
Çok güzel bir hikaye insanlar ne kadar nankör acımasız ki buna birkişi bile yardım etmiyor sormuyor kızım bu havada napıyorsun ve o cocuğun yaptı ne kadar kötü birşey terliksiz yanlıyak nasıl bırakır onu hic vicdanı yokmuş yazık…