1997 yılında dünyadaki 169 ülkenin katılımı ile Japonya’nın Kyoto şehrinde imzalanan antlaşmadır. Kyoto Protokolü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesine ek olarak imzalanan uluslararası bir anlaşma niteliğindedir.
Protokol ilk defa 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Protokolün 8 yıl sonra yürürlüğe girmesinin sebebi protokol imzalayan ülkelerin emisyonlarının yeryüzündeki toplam sürüm oranının %50,5’ine ulaşmayı sağlamak olmasıdır. Rusya protokole imza atarak protokoldeki ülkelerin bu orana ulaşması sağlanmıştır. 2009 yılında protokole imza atan ülke sayısı 184’e çıkmıştır.
Kyoto Protokolü küresel ısınma ve iklim değişikliği konularında çeşitli önlemler almak amacıyla kurulmuştur. Protokolün çıkış noktası sera gazlarının küresel ısınmaya sebep olması ve bu gazların oranının tüm canlı yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşmış olmasıdır. Protokol imzalayan ülkeler karbondioksit ve sera etkisine sebep olacak diğer gazların salınımını azaltmayı yahut salınım ticareti yolu ile bu oranını azaltmayı temin etmişlerdir.
Protokole imza atan ülkelerin hedefi atmosfer içinde bulunan sera gazları oranının 1990 yılındaki değerlere çekmektir.
Kyoto Protokolü gelişmiş ülkeleri daha çok bağlayıcı bir konumdadır. Gelişmiş ülkelerin sanayileşmeye bağlı olarak atmosfere salınım yaptıkları sera gazları oranı diğer ülkelere göre daha yüksek olduğu için bu ülkeler daha fazla çekince içerisindedir.
Kyoto protokolünden 2001 yılında ABD, 2011 yılında da Kanada çekilmiştir. Bu ülkeler çekildiği için diğer ülkeler sera gazı salınımını istediği oranı çekme hedefini tutturamamaktadır. Protokole imza atan bütün ülkeler salınım oranını bildirmek ve iklim değişikliğine karşı önlem almakla yükümlüdür.
Kyoto Protokolü 2016 yılında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı ile yeniden sera gazlarının salınımının düşürülmesinin önüne geçmek için 2020 yılına kadar uzatılmıştır.