Lanet Şairliğime
(Almas Yıldırım)
Durma güzel sevgili, okşa beni, sev beni,
çoktan beridir ki, ben bir gülüşe muhtacım..
Doğdum doğalı sardı kızıl bir alev beni,
Nerde yeşil dileğim, nerde benim amacım..
Neyleyim felek beni mahkum etmiş gurbete,
Lânet onun sunduğu ağu dolu şerbete!..
Ben bilirim, bu yolun yok ucu, yok bucağı,
Otuz beş bahar geçti, otuz beş kışa düştüm,
Terk edeli o dilber, o sevdalı kucağı,
Çekenler bilir ancak, ne zalim işe düştüm!..
İnsana en mukaddes saadet, yüce dilek,
Sevgiler yanında, doğduğu yerde ölmek..
Yâd el, ancak gam çiler bir aşıkın içine,
Dört çevre gülşen olsa, istemem ben özge yer,
Bir taşını değişmem Mısır’a, Hind’e, Çin’e,
Tanrı cenneti verse, ben derim ki onu ver!..
Bir Cehennem olsa da bana, özyurdum, gerek,
Atılırım koynuna sevinerek, gülerek!..
Orda bir kaya olsam, yaslansa yâr gölgeme,
Onsuz burda şöhreti, şairliği nedem ben,
Annem beni doğarken kurban demiş ülkeme,
Koyver beni, güzel kız, öz ilime gidem ben!..
Lânet şairliğime, şiirime, hevesime,
Nerdesin, ey nazlı yurt, ses ver benim sesime!…