Mai ve Siyah
(Halit Ziya Uşaklıgil)
Konu
Roman türünün edebiyatımızdaki en güzel örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar yaşanılan bir dönemin sosyo kültürel durumunu gözler önüne sermiştir. Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını A.Cemil’in bakış açısından vermeye çalışmıştır. Bu bakış açısında kendi içinde bir objektiflik ve realistlik göze çarpar. Mai ve Siyah dönemin bütün toplumsal sorunlarını gündeme getiren bir roman olmuştur. Yazar dönemindeki bir takım sorunları kahramanları vasıtasıyla okuyuculara açıklamıştır.
Yazar bu romanda neslinin şair idealini ele alır, o zamanki sanat ve basın dünyasını yer yer çok gerçekçi çizgilerle tasvir eder. Bu tasvirlerde insanların duyguları çok güzel işlenmiştir. Eser aşırı duygusal ve romantik bir romandır.
Özet
A.Cemil, çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir. Bu dönemde gecesini gündüzüne katarak Fransızca kitap tercümesi yapar fakat emeğinin karşılığını alamaz. Yabancı dil bildiği için sadece evlerde ders vermektedir. Bir de şiir yazmaktan başka bir becerisi yoktur.
Ders verdiği öğrencilerin yaptığı şımarıklıklar onu bezdirmiş ve bu işi bırakmasına sebep olmuştur. Gittikçe umutsuzluğa kapılmıştır. Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yla evlenecek midir? Edebiyatımıza yeni bir yön verebilecek midir? En sonunda Mirat-i Suun adlı gazetede iş bulur ve gazetede tercümeler yapmaya başlar. Hayatı az çok düzene girmeye başlar.
Hatta gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, A.Cemil’in kız kardeşi İkbal ile evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan A.Cemil kız kardeşini bahtiyar görmek hevesiyle, güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önceden birbirlerini tanımadıkları için, bağdaşamazlar. Vehbi Efendi gayet kaba, boyuna içen, küstah bir kimsedir. Bir gece Vehbi Efendi hamile olan İkbal’i öyle hırpalar, öyle bir tekme atar ki, zavallı kadın çocuğunu düşürür. A.Cemil çıldırmış gibidir, onu Ali Şekip zor zapt etmektedir. Kız kardeşini ölümden kurtarması lazımdır. Aldığı bütün tedbirlere karşı İkbal’ı ölümün pençesinden kurtaramaz.
Hüseyin Nazmi uzakça bir vazifeyle dışişlerine tayin edilmiştir. A.Cemil bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini zannederek A.Cemil’e başka bir haber daha verir, Lamia’yı evlendiriyorlardır. Zihninde kızı ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar. Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür fakat bir yuva kuramayacağını anlayınca vazgeçer.
Bütün umutları, gelecekle ilgili planları bir bir sönmüştür. Geriye ne kalmıştır. Bütün ömrünü koyduğu şiirleri mi? Bir an bile durmadan onları da ocağa atıp yakar. Yanışını gözlerinde yaşlarla izler. O eserin zaten bir anlamı kalmamıştır.
Mademki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Anadolu da bir vazife alıp gidecektir. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbul’u seyreder. Vaktiyle bütün ışıklar ona elmas gibi görünüyordu fakat şimdi her yer simsiyahtır.
Ana Fikir
Eserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine alan kader belki de bu eserin teması olabilir.
Mai ve Siyah bize İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini yansıtmıştır. Mai ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı sayılır.
Şahıslar ve Olaylar
Ahmet Cemil: Romanın baş kahramanıdır. Olaylar onun etrafında oluşur. Genç, yakışıklı, zeki, tuttuğunu koparan, aklına koyduğunu yapan, yeni edebiyat anlayışını temsil eden bir kişiliktir.
Raci: Ahmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat anlayışını temsil eden,onunla zıt fikirlere sahip, onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan birisidir.
İkbal: Ahmet Cemil’in hayatını adadığı sevgili kız kardeşi, iyi kalpli, masum, güzel hayattan çok acı çekmiş, bahtı kara birisidir.
Vehbi Bey: İkbal’in kocasıdır. Kaba, bencil, boyuna içen, küstah, karısına kötü davranan, onun ölümüne sebep olan alçak bir heriftir.
Lamia: Ahmet Cemil’in çocukluktan kalma en büyük aşkıdır. Ahmet Cemil’in evlenmek istediği, sevdiği, hayatındaki ideal kadın.
Hüseyin Nazmi: Lamia’nın abisi ve Ahmet Cemil’in yakın arkadaşı. Ahmet Cemil ile edebiyat tartışmalarına giren, onu kabullenen ve destekleyen birisidir.
Yazar Hakkında Bilgi
Halit Ziya UŞAKLIGİL: Türk yazarı. İstanbul’da doğdu. Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi aldı.İki arkadaşı ile 1884’te Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı. 1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı.
1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna katıldı.Meşrutiyetten sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri okuttu.Sonra, Darülfünunda müderris oldu.Hükümet tarafından 1913’te Fransa’ya, 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire yöneldi.1885’ten sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır.
1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli, fedakar ve namuslu kişilerdir.Bu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi, küçük gözlemlerini değerlendirir.
Halit Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma, Edebiyatı Cedide döneminde ulaştı.
ESERLERİ
Roman : Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar.
Uzun Hikayeler : Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası.
Oyun: Kabus(1918, Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı.)
Hatıraları: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye…
Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca kullanılmıştır.
Roman ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan çekilmişlerdir.
Servet-i Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü cümleler yer alır.
Halit Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” romanlarıdır.
|» Roman Özetleri Sayfasına Dön! « |
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
gerçekten kitap çok güzel olmuş çok beğendim halit ziya uşaklıgile teşkürlerrr
kitap güzel hatta kitapla ilgili ödev hazırlıyorum.bu yüzden bana daha ayrıntılı bilgi lazım.
+:(+ya ben ne edecem aradığımı bulamıyom ya offf valla ağlıcam he çok dertliyim yok işte
romanın özetinde affınıza sığınarak bir yanlış olduğnu düşünüorum.çünkü ahmet cemil babası öldükten sonra geçim derdi için önce tercümanlık yapıoyor daha sonra öğrencilere ders veriyor.yani gecesini gündüzüne katarak yaptığı işk iş tercümanlıktır.
Bence güzel bilgiler var arkadaşlar ne dersiniz?
Çok güzel bir roman. Bu romanı okuduğum için şanslıyım.
Çok hoş bir kitap. Hayat zorlukları ve bir gencin uzaktan olan platonik aşkını çok güzel dile getirmiş.
Çok güzel kitap. İçinde müthiş bilgiler, esrarengiz olaylar, nefisle mücadele, nefisle muhasebe, hayat dersleri…
OKUMAYI DÜŞÜNÜYORUM. SİZ DE OKUYUN. OKUDUYSANIZ YİNE OKUYUN BENİM GİBİ OLMAYIN.
Ya arkadaşlar bana bu kahramanların birer sayfalık tahlilleri lazım. Bulamıyorum.
😛 Çok sıkıcı bir kıtap.
Gerçekten çok sıkıcı bir kitap. Hoca okuduğumuz kitaplarla ilgili bizi yazılı yapacak ve ben okumadım. Sizin yazdığınız özeti çıkarttım onları yazacağım.
Selamın Aleyküm. Bu kitap çok güzel ve içinde açıklıyıcı bir şekilde yazılmış karakterler vardır.
Akadaşlar böylesine güzel bir romanı eleştirken önce dönüp kendimize bakalım bu güzel eserlere biz sahip çıkmazsak başkası hiç çıkmaz…
Bende aynı şeyi yapacağım.. Ama biz de özet yazılmıyoruz kitapla ilgili sorular veriliyor. Kitap bize ağır bence. Okurken kelimeleri anlamak için çabalıyoruz. Biz kitapları aldıktan sonra hocalar dipnot geçti. (Sağ olsunlar.) İnklap yayınlarını alırsanız daha kolay anlayabilirsiniz!
Bence kitabın 40 sayfasından sonra konuyu anlayabiliyorsun. Bende ilk okuduğumda hiç anlamadım ve sıkıldım. Ancak sonradan çok hoşuma gitti. Bence çok önemli ve güzel bir eser.
Arkadaşlar bence bu kitap çok güzel bende ilk zamanlar anlamamıştım ama okuyunca anlayabiliyorsunuz. Bence harika bir kitap okumanızı tavsiye ederim…
Bence de çok güzel bir roman ama sonu keske farlı olabilseymiş hayatta insanın hiçbir umudu kalmaması çok üzücü.
Ben de bu romanı okudum ve gerçekten çok begendim.Benim yıllık ev ödevimdi ve bu ödevimden tam 95 aldım.Bu romanı okumanızı tavsiye ediyorum.
Bende okumayı düşünüyorum. Özet sayesinde olayların hepsini öğrendim pek bir heyecanı kalmadı aslında ama önemli olan okumak zaten..Bana bir şeyler katacağından şüphem yok. Ayrıca sorduğum insanlarda -ki buna annemde dahil- çok beğendiğini söyledi. Sıkılır mıyım? sıkılırım..ama elimden geleni yapacağıma eminim.
Bence sıkıcı bir kitap ama özeti okuyunca çok hoşuma gitti.