Ardından bu öfkenin dinmesini tekrar bekledi. Bu sefer sonuç olumluydu. Ancak, her defasında sinirli olmayacağına, durgun ve suskun olacağına dair söz veriyor, bu sözünü bozuyordu. Bozduktan sonra üzüntü duyuyor, bazen ağlıyordu. Dema, çok yalnızdı. Kimsenin duyamayacağı kadar içinde bir şeyler yaşar ve onları gömerdi. Dema, duygusal biriydi, isminin anlamı “Durgun, Suskun” ancak bu bazen sadece anlamlarda kalıveriyordu. Durgun olamıyor, tatillerde bile sabah saatlerinde deniz kenarında yalnız kalmak istiyor, bunu emekli olup köpeğini gezdiren insanlar bozuyordu. Mutlaka bir kişi onunla konuşmak istiyor, Dema bu durumdan her defasında rahatsız oluyordu. Bir süre sonra insanlardan kaçamayacağını anladı ve artık iletişimden kaçmamaya karar verdi. Ertesi sabah, golden cinsi köpeği ile sabah saatlerinde gezen yaşlı adam ile diyalog kurdu. Ardından, balık avlamak için salyangoz topladığı öğle vakitlerinde kendisinin hayalinde doğup büyüttüğü o güzel kıza benzeyen bir kız ile muhabbeti oldu. Dema, salyangoz toplarken, beyaz tenli, simsiyah saçları ve güzel gözleri ile ilgi çeken kıza baktı. Su içinde aynı adımlar ile Dema'ya yaklaşarak gülümseyen bu güzel kız hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Omuzlarına kadar gelen suda duran Dema ile kız arasında bir karış mesafe vardı. Kız güzel gözleri ile Dema'yı etkiliyor, Dema ise kızın yüzünü ezberlemek istermişçesine bakıyordu. Yosun tutmuş kayalıklar üzerine basan kız dengesini kaybedince Dema, ani bir refleks ile kızı belinden sardı ve elinden tutarak dengesini korudu. Gözlerine hiç beklemediği anda yaklaşan Dema ile kız bu garip duruma gülmeye başladılar. Kız, Dema'ya küçük kız kardeşinin yüzüğünü denize attığını belirterek “Beraber arayabilir miyiz?” dedi. Dema, hızlı bir çıkış ile “Tabii ki” dedi ve gülümsedi. Deniz içinde yürürlerken kız tekrar dengesini kaybedince Dema, kızın bileğinden sıkıca kavradı ve içtenlikle güzel kızın yüzüne baktı. Dema, suyun altında durma rekoru kırmaya çalıştığı zamanlardan geldiği tecrübe ile uzun zaman suyu altında durabiliyor, yüzüğü aramaya zamanı oluyordu.
Kız da dalıyor, beraber yüzüğü arıyorlardı. Suyun altında durabilmek için kayalıklara tutunan kız, böyle kalmayı çok seviyordu. Suyun altında göz göze gelen Dema ile Kız, uzunca bakıştılar. ardından Dema'nın gözüne bir parıltı geldi. Parıltıya doğru giden Dema yüzüğü bulmuştu. Dema yüzüğü kıza verdikten sonra tekneye gitmesi gerektiğini hatırladı ve kızın uzattığı eli geri çevirmeyerek “Dema, ben hep buradayım” dedi. Kız ise “Ekin, sizi görmeye geleceğim, memnun oldum” dedi ve gitti. Dema bu garip olayı zihninde defalarca tekrarladı. Garip bir kızdı ve Dema, Ekin ile konuşurken ayağına batan kestanelerden habersizdi.
DEVAMI İÇİN, bilgicik.com'u takip ediniz:) Mesut Yıldırım